• DOLAR 32.586
  • EURO 35.034
  • ALTIN 2421.655
  • ...
Pirinçlik Köylüsü Muhammed-i Sevdaya Gark Oldu
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR - İki cihan güneşimiz Hz Muhammed Mustafa (SAV)`nın sevgisi dalga dalga yayılıyor, köylerde bile "Kutlu Doğum" etkinlikleri düzenleniyor. Peygamber Sevdalıları Platformu`nu oluşturan derneklerden Köy, Mezra ve Beldeler ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Köy Der), Diyarbakır- Şanlıurfa karayolunun 20. Kilometresinde bulunan Pirinçlik (Kırğali) Köyünde "Kutlu Doğum" etkinliği düzenledi.


Köylülerin yoğun ilgi gösterdiği Kutlu Doğum Etkinliği Fırat Yıldız`ın okuduğu Kur`an-ı Kerim tilavetiyle saat: 13.00`de başladı. Ardından 3 ayda bir Kürtçe olarak yayımlanan Kelha Amed dergisi yazarı Molla Mahmut Kılıç bir konuşma yaptı. Konuşmanın ardından mevlithan Cahit mevlidi Şerif okurken katılımcılar da salâvatlarla eşlik etti. Bu arada mevlit okunurken bazı katılımcıların gözyaşlarına hâkim olamadıkları görüldü.
Kız İlahi Grubunun okuduğu ilahiler Muhammed-i Sevdayı duruğa çıkartırken Grup Aksa da efendimiz üzerine beslenen ilahiler ile katılımcıları coşturdu. Mevlit ve ilahilerin ardından Molla Kerbela Şanlı, bir konuşma yaptı. Kutlu doğum etkinliği Mehmet Şah Duru`nun okuduğu dua ile sona erdi.


Kılıç; Allah Resulü`ne Verdiğimiz Sözü Yenilemek Buradayız
Molla Mahmut Kılıç yaptığı konuşmasında, Pirinçlik halkına seslenerek bu etkinliği Allah Resulü`nün Medine`ye yaptığı hicret esnasında Ensar`ın Allah Resulü`nü karşılamak Medine dışında yaptıkları sevince benzetti ve katılımcılara dönerek "sizler Ensar`sınız, sizler Muhacir`siniz" dedi. Üç cemre düşmeden bahar gelemeyeceğine dikkat çeken Kılıç, bu cemreleri su, hava ve toprak olarak sıraladı.

Molla Mahmut Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü; "Bizim bölgemizde de üç cemre düştü ve İslam baharı geldi. Birimci Cemre Şehid Said idi, İkinci cemre de Üstad Bediüzzaman idi ve üçüncü cemre de şuan ki İslami camiadır. Tohumlar toprağa atılmadan yeşermez, onlarda İslam`ın tohumunu attılar ve şuanda sizler varsınız. Bizler bugün Peygamberimizi hatırlamak için toplanmamışız, çünkü Muhammed-i Ezan günde beş vakit bize onu hatırlatıyor, hatırlıyoruz. Bizler ona verdiğimiz sözü yenilemek için buraya toplandık. İsrail oğulları Hz Musa`ya `sen ve Rabbin Firavun ile savaşın, bizim takatimiz yoktur` demişlerdir. Bizler onları gibi söylemiyoruz Ey Allah`ın Resulü… Sen bizim yönümüzü nereye çevirirsen bizler o yöne gideriz. Allah Resulü, ısrarla Ashabına dönerek `ne diyorsunuz` dedi. Ensar`dan biri ayağa kalkarak `bizler Akabe`de nasıl ki sana biat etmişsek yine öyle biat edeceğiz` dediler. Ashap, parmağıyla kızıl denizi işaret ederek `sen bize buraya atlayın desen biz kendimizi atacağız` dediler. Bizlerde bu meydandan söz veriyoruz, bizler senin sünnetini, yolunu, davanı nefsimizden, kendimizden ve çocuklarımızdan daha çok muhafaza edeceğiz."


Şanlı: Vazifemiz Okuyup, Okutmaktır
Molla Kerbela Şanlı ise Allah`ın Resulü`ne ilk inen ayetin "oku" olduğuna hatırlatarak okumanın önemine değindi. Molla Kerbela, "Peygamber Efendimiz Medine`de ilk olarak bir mescit aştı ve sahabelere Kur`an-ı Kerim dersi verdi. Şuna bizlerde onların sayesinde Kur`an-ı okuyor ve biliyoruz. Bizim vazifemiz okuyup, okutmaktır. Bugün her evde bir hafize veya hafızın olması farz olmuştur. İslam düşmanları okumamızı istemiyor, cahil kalmamızı istiyor, okuyan insanları kendileri için bir tehlike olarak görüyorlar. Bir gün Peygamber Efendimiz mescitten çıkıp evine doğru giderken yolda oyun oynayan çocukları gördü, sevinçliydiler, ama biri hariç… Elbiseleri yırtılmış, perişan bir halde idi çocuk… Efendimiz yanına giderek durumu sorunca çocuk `ben yetim olduğum için elbiselerim yırtık ve açım` dedi. Peygamber Efendimiz çocuğa `ister misin ben senin babam olayım, Aişe de senin annen, Hatice senin ablan olsun.` Efendimiz bunu söyleyince çocuk sevinçten ne yapacağını bilemedi. Allah Resulü, onu evine götürdü ve başını yıkattı, yeni elbiseler verdi, karnını doyurdu. Çocuk daha sonra tekrar oyun oynayan çocukların yanını gitti, onun bu halini görün diğer çocuklar hemen yanına yanaşarak olup biteni öğrenmek istediler. Çocuk, az evvel ben bir yetim idim, ama şimdi Hz Aişe benim annem, Hz Muhammed babam oldu. Bunu duyan çocuklar `keşke bizde yetim olsaydık da Hz Aişe annemiz, Hz Muhammed babamız olsaydı` dediler. Ey Allah`ın Resulü, bizlerde yetim kalmışız, ümmet yetim kalmış, seni bekliyoruz. Bugün dünyanın dört bir tarafından ümmetin kanı akıtılıyor, Kur`an-ı Kerim yakılıyor. Bunlar bu cesareti nereden alıyor, bizler Kur`an için ölürüz, bu canı seve seve feda ederiz. Allah`a çok şükür ki bugün artık ümmet uyanmış, bunun delili de bu meydandır. Artık köylerde bile kutlu doğum programları düzenliyor" dedi. (M. Salih Keskin - İLKHA)

 

 

 

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir