• DOLAR 32.591
  • EURO 34.852
  • ALTIN 2508.218
  • ...
"Büyümek ve güçlenmek istiyorsak aidiyetimizi güçlendirmeliyiz"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HÜDA PAR Van İl Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından, "Aidiyet Duygusu" konulu program düzenlendi. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programa katılan HÜDA PAR Eğitim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Doyar, katılımcılara hitap etti.

Müslümanlar olarak kendilerini İbrahim ümmetine nispet etme durumunda olduklarını belirten Doyar, dünyanın neresinde olursa olsun her bir Müslüman'ın İslam ümmetinin bir ferdi olduğunu söyledi.

Doyar, "Bizim dinimiz İslam'dır. Dolayısıyla biz İslam dinine mensup olmakla mensup olmayan diğer bütün insanlardan ayrılıyoruz. Burada esas alınması gereken dindir. Bizi diğer insanlardan ayıran unsur İslam olduğu gibi bizi müstakil bir topluluk yapan da aslında dindir. Bizi diğerlerinden ayırıyor, bizi terazinin bir kefesine koyuyor ve bizi bir ümmet yapıyor, bunun esası budur. Rabbimiz, Kur'an-ı Kerim'de insanların hepsine hitap ediyor. Mümini ve kâfiri ayırt etmeden, ırkını, dilini ve hangi tarihte doğduğunu ayırt etmeden, 'Hepinizi insanlar olarak bir erkek ve bir dişiden yarattık.' diyor. Yani hiçbir insan doğarken ayrıcalıklı doğmuyor. Bütün insanların özü birdir ancak onları üstün kılan husus takvadır." dedi.

"Hiçbir insanın renginden, dilinden, ırkından ve soyundan dolayı ayrıcalığı yoktur"

Hiçbir insanın diğerlerine karşı imtiyazlı ve ayrıcalıklı doğmadığını vurgulayan Doyar, sözlerine şöyle devam etti:

"Hiçbir insan doğduğu zaman bir ayrıcalıkla doğmaz. Hiçbir insanın renginden, dilinden, ırkından ve soyundan dolayı bir ayrıcalığı yoktur. Peygamber efendimiz, veda hutbesinde 'Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap olana üstünlüğü yoktur. Siyahın beyaza veya beyazın siyaha üstünlüğü yoktur, üstünlük takvadadır.' buyurmuştur. İnsanlar arasında sonradan farklı diller, farklı renkler, farklı kabileler ve milletler oluştu. Birbirinden farklı medeniyet ve kültürler oluştu. Dine inanan ve inanmayanlar olarak farklılıklar oluştu. Bütün bunlar bazı insanlar tarafından aidiyet konusunda birer nispet ve kıyas olarak alınabilirler. Ancak bizim açımızdan en değerli kimdir? Takva sahibi olanlardır. Takva ise iman gerektirir."

"İman edenler terazinin bir kefesinde, iman etmeyenler diğer kefesindedir"

Müminlerin birbirlerinin dostu olduğunu dile getiren Doyar, "Allah Teâlâ, insanları bir anne ve babadan meydana getirdi, milletlere, kavimlere ayırdı ama tasnifi iman esasına göre yapıyor. Yani milletine, diline, rengine, kavmine, cinsiyetine göre değil; iman edenler ve iman etmeyenler diye ayırıyor. Kitabında böyle diyor ve ölçüyü koyuyor. 'Hepinizin kökeni bir olduğu halde sizi birbirinizden ayrı kılan imandır.' diyor. Biz o zaman imanla birbirimizden ayrılıyoruz. İman edenler terazinin bir kefesinde, iman etmeyenler de terazinin diğer kefesindedirler." ifadelerini kullandı.

"Büyümek ve güçlenmek istiyorsak aidiyetimizi güçlendirmeliyiz"

HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın ise "Aidiyet duygusunun kelime anlamı, bireyin kendisini bir gruba bağlı hissetmesi, varlığını onlarla hissetmesi duygusudur. İster aidiyet duygusu deyin ister ait olma deyin, bu aynı zamanda bir kimlik tanımıdır. Ona sahip çıkmak yaşam adına gereklidir. Bir toplumun yenilenmesi ve gelişimi için birliktelik şarttır. Aidiyet aynı zamanda güç demektir. Dolayısıyla büyümek ve güçlenmek istiyorsak aidiyetimizi güçlendirmeliyiz. İçinde bulunduğumuz aile, grup, parti, ne olursa olsun aynı ilke ve hedefler ile birbirimizin aynısı olma, aynı hedef ve gayeleri gerçekleştirmek için aynı donanımlarla donanmamız gerekir. Böylelikle tek olsak da çok güçlü bir yapı içerisinde yer aldığımızı ve bu şekilde temsiliyetimizin büyük olduğunu herkese göstermiş oluruz. Bu hem bize hem ait olduğumuz gruba çok şey katacaktır." şeklinde konuştu. (Yunus Tuğrul - İLKHA)




 

Bu haberler de ilginizi çekebilir