• DOLAR 32.513
  • EURO 34.951
  • ALTIN 2438.846
  • ...
Tüm yönleri ile Hocalı Katliamı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mustafa Karakaş/Araştırma

Hocalı Soykırımı Ermeni-Rus ittifakının Azerilere karşı gerçekleştirdiği büyük bir vahşet...

HOCALI NEDEN HEDEF OLDU?

Dağlık Karabağ meselesi ile başlayan Azerbeycan-Ermenistan savaşında Hocalı kenti Azerbaycan`ın Dağlık Karabağ bölgesinde stratejik önem taşıyan bir noktadaydı ve Ermenilerin işgal planlarını bozuyordu.

Hocalı; Hankendi`nin 12 kilometre kuzeydoğusunda, Ağdam-Şuşa ve Askeran-Hankendi ulaşım yolları arasında bulunmaktaydı.

Kentin önemini arttıran bir husus da Dağlık Karabağ`daki tek havaalanın burada bulunmasıydı. Bu nedenlerden dolayıdır ki Ermenistan Silahlı Kuvvetleri`nin başlıca amacı Hocalı`dan geçen Askeran-Hankendi ulaşım yolunu ve Hocalı`daki havaalanını kontrol altına almaktı.

KATLİAM RUS-ERMENİ İTTİFAKININ SONUCUDUR

1992 Şubat`ında Ermeni Silahlı Kuvvetleri eski Sovyetler Birliği ordusunun 366 numaralı motorize alayının desteğiyle Hocalı kentinin nüfusunu vahşice katlederken, soykırımının en iğrenç aşamasına da geçerek tarihin izlerini silmeye çalışmış, hem Azerbaycan halkı, hem de insanlığın bütünü açısından büyük önem taşıyan çok değerli tarihî anıtları da mahvetmişlerdir.

PLANLI KATLİAM

Katliamdan aylar önce Ermeniler Hocalıya giden tüm yolları kapatmış, Hocalı ablukaya alınmış, 2 Ocak tarihinden itibaren kentin elektriği de kesilmiştir. Hocalı kentinin Azerbaycan`ın diğer bölgeleriyle irtibatı koparılmış, helikopter tek ulaşım aracı olarak kalmıştır. Bir süre sonra gelen bir Azeri helikopterinin düşürülmesi ile helikopter ulaşımı da kesilmişti.

KATLİAM SÜRECİ

1991 yılının sonlarında Ermeniler, Karabağ`ın dağlık kesimindeki 30`u aşkın yerleşim birimini ele geçirdi ve stratejik konuma sahip köyler Ermenilerce yakılıp yıkıldı. Yaşanan bu vahşetlerle Hocalı`ya giden yollar açılmış oldu.

AZERİLERİN DERİLERİNİ YÜZDÜLER, GÖZLERİNİ OYDULAR

1992 yılının 25 Şubat`ını 26`sına bağlayan gece Ermenistan Silahlı Kuvvetleri, Hankendi`nde konuşlandırılan eski Sovyetler Birliği zırhlı araçları ve 180 askerî uzmanının da desteği ile Hocalı kentini çevirmişti. Rus silahları Hocalı kentini bütünüyle harap etti. Kasabaya giren Rus ve Ermeni askerler vahşette sınır tanımadı. Katledilenlerden bazıları kafası kesilerek, gözleri oyularak, derisi soyularak, canlı canlı yakılarak ve diğer işkencelerle öldürülmüştür.

Bu vahşet sonucunda resmî verilere göre 63`ü çocuk, 106`sı kadın, 70`si ise yaşlı 613 kişi katledilmiştir. 56 kişi acımasız işkenceler sonucunda öldürülmüş, 25 çocuk her iki ebeveynini, 130 çocuk ebeveynlerinden birini, 230 aile ise reisini kaybetmiştir. 487 kişi sakat bırakılmıştır ki bunlardan da 76`sı çocuktur. Katledilenlerin yanı sıra 1275 kişi esir edilmiş ve esirlerden 150`sinin akıbeti halen bilinememektedir.

HOCALI DÜNYA BASININDA

Ermeni-Rus birleşik kuvvetlerinin Hocalı`da sivil Azerbaycanlı nüfusa karşı emsali görülmeyen vahşeti bir süre sonra dünya medyasına da düşmüştür. ,

Fransız “Le Monde” gazetesinde Ermenilerin yaptıkları vahşete ilişkin şu ifadeler geçmektedir: “Ağdam`ı ziyaret eden yabancı basın mensupları Hocalı`da katledilen kadınlar ve çocuklar arasında kafa derisi soyulan, tırnakları sökülen üç ceset görmüşlerdir. Bu, Azerbaycanlıların bir propagandası değil, gerçeğin kendisidir”.

Vahşetle ilgili İngiltere`nin “The Sunday Times” gazetesi 1 Mart 1992 tarihli sayısında, hayatta kalmayı başaran Hocalıların dilinden şöyle nakletmiştir: “Ermeni askerler yüzlerce aileyi mahvetti. Hayatta kalanların anlattıklarına bakılırsa, Ermeniler 450 kişiyi aşkın Azerbaycanlıyı kurşuna dizmişlerdir ki bunların çoğunu kadınlar ve çocuklar oluşturmaktadır. Yüzlerce, belki binlerce kişi kayıplara karışmış durumdadır. Hocalı`dan kaçan diğer kadın ve çocuklarla beraber Ağdam`a ulaşan Raziye Aslanova, kendilerine durmadan ateş edildiğini anlatmaktadır. İnsanlar canlı canlı yakılmış, kafa derileri soyulmuştur.

Rus basınından“İzvestiya” gazetesinin 13 Mart 1992 tarihli sayısında bir Rus askerin dilinden şu bilgiler aktarılmıştır: “Binbaşı Leonid Kravets anlatıyor: Tepenin üzerinde yaklaşık 100 cesedi kendi gözlerimle gördüm. Bu erkek çocuğun kafası yoktu. Her yerde özellikle amansızca katledilmiş olan kadınların, çocukların ve yaşlıların cesetleri vardı.”

Bu haberler de ilginizi çekebilir