• DOLAR 32.382
  • EURO 35.036
  • ALTIN 2326.3
  • ...
Toplumsal Yozlaşmanın En Büyük Nedeni!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
İlyas Yıldız / İzmir

Ku’an’da da belirtildiği gibi insanlık için en güzel örnek Hz. Peygamber’dir. Onun Sünnet-i Seniyyesi, inanan gönüllere hayat vermekte ve örnek kişiliği toplumu her türlü yozlaşmadan arındırmaktadır. Ancak günümüzde Peygamberin sünnetinden uzaklaşılması, toplumda büyük bir bozulmaya sebep olmaktadır. Sünnete ittibanın önemini, uygulamanın faydalarını, günümüzde unutulmuş sünnetleri Molla Ahmet Akiz Hoca ile konuştuk. Toplumdaki ahlaksızlığın ancak peygamber ahlakıyla giderilebileceğini vurgulayan Ahmet hoca, günümüzde birçok sünnetin unutulmaya yüz tuttuğunu söyledi. Ancak son yıllarda yapılan Kutlu Doğum etkinlikleriyle bu durumun değiştiğini belirten Ahmet Hoca, “Allah, Resul’ünü bize örnek gösterirken, bizim sağlıklı birer fert, aile, toplum olmamızı dilemiştir” dedi.

Hz. Peygamberin sünnetine ittiba etmek neden önemlidir?

Allah’u Teâla Ahzap suresi 21. ayette “Andolsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır” diye buyurmuştur. Görüyoruz ki Rabbimiz bizim için hayırlı olan yolu belirlemiştir ve bizlere Efendimiz (sav)’in de buyurduğu gibi, iki emanet göndermiştir. Biri Kur’an, diğeri sünnettir. Bunlar yolumuzun istikameti için yol gösterici birer ışıktırlar. Kur’an bizim en büyük rehberimizdir, fakat o bir kitaptır (Teoridir). Takip edilmesi ve yolundan gidilmesi için “yaşanılır” bir örneğe ihtiyaç vardır. Bu örnek de şüphesiz Resulullah’tır. Yine Rabbimiz Âl-i İmran 164. Ayeti kerimede şöyle buyuruyor: “Andolsun ki Allah, mü’minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.”

VERİLEN NİMETE NANKÖRLÜK EDİYORUZ

Bugün toplumumuzun da ahlaki konularda sapıklık içinde olduğunu görmek zor değildir. Demek ki bu özellikteki Peygamber’in ahlakını yaşamak, bu sapkınlıkları giderecektir. Bu da Rabbimizin bir lütfudur fakat biz diğerlerinde olduğu gibi bu nimetin de farkında değiliz ve dahası nankörlük yapıyoruz.

PEYGAMBERE İTAAT ALLAH’A İTAATTİR
Bir de Resulullah’a itaat Allah’a itaat sayılır. Bunu bizzat Rabbimiz bildiriyor ve karşılığında cennet de vardır. Bunu Resulullah’tan dinleyelim: O (sav) buyurdu ki: “Ümmetimin hepsi cennete girecektir. Ancak imtina edenler giremeyecektir. “Sahabeler: “Ya Resulullah! Kimler imtina edecekler?’ diye sordular.

Resulullah: “Her kim Bana itaat ederse cennete girecektir, her kim de Bana asi olursa (davetimi kabulden ve emirlerime itaatten) çekinip imtina etmiş olur ve cennete giremez” buyurdu.

SÜNNETE UYULMAYINCA YOZLAŞMA ARTIYOR

Bugün toplumun içinde bulunduğu fitne ve ahlaki yozlaşmanın temelinde Hz. Peygamberin sünnetine sarılmamak vardır diyebilir miyiz?

Tabii ki denilebilir. Ona itaat ve sünnetine yapışmak dünyamızı düzene sokan, huzur ve güven veren yegâne yoldur. Bugün Müslümanların arasında büyük bir fitne vardır ve bu fitnenin sebebi Resulullah’ın “el-emin” sıfatını kendimize örnek edinmeyişimizdir. Çünkü kimse kimseye güvenmiyor, herkes birbirine şüpheli gözlerle bakıyor. Müslüman fertler ve cemaatler arasında da bazı anlaşmazlıklar ve münakaşalar oluyor. Yine ahlaksızlık diz boyu. Batı tarzı yaşam özentisi ve de cahillik kapanmaz yaralar açıyor. Bu yüzden her geçen gün sünnetin önemi daha da ortaya çıkmaktadır.

SAĞLIKLI BİR TOPLUM RESULLUH’A UYMAKLA OLUR

Hz. Peygamberin sünnetine sımsıkı sarılmanın ve toplumda sünneti yaygınlaştırmanın önemini biraz daha açabilir misiniz?

Biraz önce de belirttiğim gibi, Müslümanların arasındaki fitne ve anlaşmazlıklar ancak Resulullah’ın sünnetine sarılmakla, O`nun hoşgörüsüne, kardeşlik tavsiyelerine uymakla giderilir. O (s.a.v.) ayette de belirtildiği gibi âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Ve bizim merhamete, sevgiye, kucaklaşmaya, kardeşlik şuuruna ihtiyacımız var. Yine ahlaksızlığa karşı Onun sünneti, yaşayış tarzı, eşsiz ahlakı tek çaredir. Allah, Resul’ünü bize örnek gösterirken, bizim sağlıklı birer fert, aile, toplum olmamızı dilemiştir. Böyle bir toplum da ancak, Rasulullah’ın hal ve hareketlerini, Allah’ın emirleri karşısındaki tutumunu, insanlarla ilişkilerini, aileleriyle olan münasebetlerini, tebliğ ve cihadını kendimize şiar edinmekle mümkün olacaktır.

KUTLU DOĞUM PROGRAMLARI SÜNNETİ YAYGINLAŞTIRIYOR

Peki, Hocam günümüzde Peygamberimizin (sav) sünneti yeterince yaşanıyor mu? Bu konuda sizin gözlemleriniz nelerdir?

Genel anlamda bir yozlaşma olsa da, çok şükür ki Resulullah’ın sünnetine bir yöneliş vardır. Özellikle son yıllarda sıkça yapılan Kutlu Doğum etkinlikleri Onun (sav) sevgisini kalplere yerleştirmekte önemli rol oynuyor. Sevgi olduktan sonra, sevilenin ahlakıyla ahlaklanmak zor olmayacaktır. Tabi bunun için de, özellikle ilmiyle amel eden, sünneti hakkıyla yaşayan âlimlerimize ihtiyacımız var.

PEYGAMBERİN SÜNNETİNE UYMADIĞIMIZ İÇİN BU HALDEYİZ

Unutulmuş sünnetleri yaşatma ve onlara riayet etmeyle ilgili neler söylersiniz?

Peygamber Efendimiz (sav) bununla ilgili bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor, “Bir kimse, ümmetimin fesâda düştüğü bir zamanda, benim sünnetime sarılırsa, o kimseye yüz şehid sevabı vardır.” Bu sünnetleri yaşamak ve yaşatmak bize sayısız faydalar getirecektir. Amel defterimize yazılacak sevaplar bir yana, istenen, özlenen bir toplum vücuda gelecektir. Bakınız bugünlerde kadına şiddet konusu gündemde. Efendimizin ahlakıyla ahlaklanmış, Onun (sav) sünnetini yaşayan bir fert, değil kadına, hiç kimseye zulmetmez. Onun sünnetinden ayrıldığımız için bugün bu haldeyiz. Toplumun gidişatını sünneti yaşamaktan başka bir şey değiştirmez. Onun (sav) gibi yüce bir ahlak üzere olabilmek için sünnet bugün hayati bir önem arzetmiştir. Dolayısıyla, peygamber varisi âlimlere çok iş düştüğünü bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum.
 
Unutulan veya az uygulanan bazı sünnetler
-Namazları başı açık kılmamak
-Yolculukta arkadaşlarından birini reis seçmek
-İstişare etmek
-Sakal ve bıyık bırakmak
-Çevreyi temizlemek
-Abdest aldıktan sonra
kıbleye dönüp su içmek
-Suyu üç yudumda oturarak içmek
-Kabristandan geçerken selam vermek
-Tırnak kesmeye şehadet parmağından başlamak
-Yatarken sağ tarafına yatmak
-Abdestli yatmak-Yemeğe tuz ile başlamak
-Ayakkabıyı giymeden önce ters çevirmek
-Her gün ölümü düşünmek
-Gözlere sürme çekmek
-Yatarken salavat okumak
-Her gün tövbe etmek
-Kabirleri ziyaret etmek
-Yolda başı öne eğik yürümek
-Misvak kullanmak
-Cuma günü gusül abdesti almak
-Yemek yerken düşen lokmayı alıp yemek
-Günde iki öğün yemek
-Ölüm halinde su içirmek
-Cenazeevine yemek göndermek
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir