• DOLAR 32.367
  • EURO 34.981
  • ALTIN 2325.254
  • ...

Mecliste düzenlediği basın toplantısında artan gıda terörünün önlenmesi için alınması gereken tedbirlere değinen Gürer, gıda üretim ve satış yerlerindeki denetimsizlik, et ve süt üreticilerinin yaşadığı sorunlara ve buzağı ölümlerine değindi.

"Gıda denetimleri yetersiz"

Gıda terörünün Türkiye'de göz ardı edildiğini ifade eden Gürer, "Hepimizin yaşamını doğrudan ilgilendiren gıda son yıllarda denetimlerin yetersizliği, merdiven altı üretimlerle sıkıntılı hale dönüştü. Bu konuyla ilgili çok sayıda telefon alıyorum. Yurttaşlar, ülkemize  gıda üretim ve satış yerlerinde kaçak işçi olarak çalışan işçilerin sağlık açısından sorun yaratabileceğinden kaygılanıyorlar. Kaçak çalışan mülteciler gıda üretiminde, denetim dışı olmaları nedeniyle oluşabilecek sorunlara dikkat çekiyor. Her 3 ayda bir işletmelerde, fırın ve restoranlarda çalışanların portör muayenesi ve akciğer filmleri çekilir, bunların sağlıkla ilgili sorunları yoksa çalışmalarına olanak tanınırdı. Belediyeler, zabıtalar vasıtasıyla bu konuda denetim gerçekleştirirlerdi. Yapılan değişiklikle bu anlamda farklılaşma oldu. Muayene ve akciğer filmleri çalışanların ve çalıştıranların inisiyatifine bırakıldı. Burada kaçak olarak çalıştırılanlardan sağlık kontrolünden geçmeyen kişilerin daha sıkı denetim ve takip edilmesi gerekiyor. Bu yolla bulaşıcı hastalık yayılma riski var" dedi.

"Belediyelere yetki verilsin"

Denetimlerin sağlıklı yürütülebilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nda 'Gıda' kısmının ayrılması gerektiğini ya da belediyelerin gıda denetimleriyle ilgili yetki ve sorumluluklarının artırılmasının uygun olacağını belirten Gürer, "Belediyeye gelen ihbarla zabıta olay yerine gidiyor. Üretim tarihi geçmiş, sağlığa uygun olmayan ürünle ilgili tespitini yaptıktan sonra Tarım İl Müdürlüğünden denetçi gelmesini bekliyor. Bu durumda, olumsuzluğa anında müdahale yapılması olayı sınırlandırılmış oluyor" diye konuştu.

Vatandaşa çağrı: Alışveriş yaptığınız yeri denetleyin

Gıda denetimleri ve kaçak işçi çalıştıran gıda üretim ve satış yerlerindeki sorunlarla ilgili olarak çağrıda bulunan Gürer, "Herkesin alışveriş yaptığı yerlerde, lokantalarda, fırınlarda çalışan kişileri sorma hakkı var. Bunların sağlık kontrollerinin yapılıp yapılmadığını veya sigortalarının olup olmadığını sorabilirler" şeklinde konuştu.

"Kavurma etiketlerinde şartlı kesim ibaresi bulunmalı"

Bazı hastalıkları nedeniyle şarta bağlı kesim yapılan hayvanların etlerinden kavurma yapılıp piyasaya sürüldüğüne de dikkat çeken Gürer, konuyu ilgili bakanlığa soru önergesi verdiğini, verilen yanıtta kesilen hayvanların yönetmeliklere uygun bir şekilde kesimlerinin yapıldığının belirtildiğini ifade etti.

Gürer, "Etiketleme kurallarına göre, kavurmaların ambalajlarında, şarta bağlı kesim yapılan hayvanların etlerinden üretildiğini anlatan bir ibarenin olması mecburiyeti yok. Hasta hayvanların etlerinden elde edilen ürün olduğunu bilmeyen tüketici bunu satın alıyor. Oysa bu tür etiketlerin ürünlerinde şarta bağı kesim yapıldığı ibaresi yer almalıdır. Tüketici ürünü buna göre satın almalıdır. Tüketici aldığı ürünün ne olduğunu bilmelidir" dedi.

"Biz de ucuz et istiyoruz ama sağlık daha önemli"

2017 yılının Kasım ayında Mecliste düzenlediği toplantıda yurtdışından getirilen ithal etlerin ucuz ama sağlıklı olamayabileceği konusunda uyarılarda bulunduğunu anımsatan Gürer, " Veteriner hekimlerin verdiği bilgiye göre, o toplantıda yurtdışından getirilen etlerin üzerinde oluşan tortuların daha önce hastalık geçirmiş hayvanların etleri olabileceği yönündeki şüpheleri dile getirmiştim. Kemiksiz etin 3 aydan önce kapsamlı bir laboratuvar  analiz sonuçlarının çıkmadığını, bu etlerin bir kısmının donmuş et olarak getirildiğini ifade etmişti. Halkın ucuz et yemesini biz de istiyoruz. Ama bunun sağlıklı olması da her yurttaşın talebidir. Analiz raporları satışa sunulan yerlere asılmalıdır. Ağustos ayında gelen etlerin bir kısmında insan sağlığına zararlı ürün olduğu kamuoyuna yansıdı ve bu etler imha edildi. Kurum  sürenin uzamasının, firmanın analiz raporlarına itiraz etmesi nedeniyle gerçekleştiğini belirtti. 5 ay bekletilerek tüketiciye ulaşan etten fayda gelmez. Yurda girişinde bu etlerle ilgili kontrollerin mutlaka yapılması lazım. Ayrıca yurtdışından et gelmemesini sağlayacak önlemler alınmalı ve bunlar sözde kalmamalı" şeklinde konuştu.

"Buzağı ölümleri engellenmeli"

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu yılı 'Buzağı yılı' olarak ilan ettiğini de anımsatan Gürer, buzağı ölümlerinin yüzde 15'e ulaştığını belirterek, "Buzağı ölümleri engellense, et sorunu çözümlenebiliyor. Sadece şahısların değil, devletteki buzağı ölümlerinin fazlalığı da bu konuda araştırma yapmayı gerekli kılıyor. Önceden ineklere verilen teşvik şimdi buzağılara veriliyor. Buzağı ölünce üretici teşvik alamıyor. İneklere yeniden teşvik uygulaması getirilmesi gerekiyor" dedi. (İLKHA)