• DOLAR 32.495
  • EURO 34.599
  • ALTIN 2492.268
  • ...

Ekonomi ve ilgili bilim dallarındaki araştırmaların yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla 95 ülkede yüzlerce gönüllü arasında ortaklaşa çalışan RePEc'e göre dünyada en fazla takip edilen 100 ekonomist arasında bulunan Dr. Bilal Bağış, istihdam alanları oluşturma konusunda İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin tarihi bir eşikten geçtiğini ve geliştiğini belirten Bağış, önemli bir dönüşüme şahitlik ettiklerini söyledi.

Bağış, "Burada iki vurgu dikkatimi cekiyor: Ar-Ge ve özel sektör istihdamı. Özellikle de Ar-Ge'ye vurguyu önemsiyorum. Katma değer yaratma, ülke olarak en temel sıkıntımız. Ar-Ge harcamalarının milli gelir içindeki payını adım adım artırmalıyız. Nitelik, istihdamın özelinde önemli bir ayrıntıdır. Beşeri sermaye kapasitesinin artırılması, teknik kapasitenin geliştirilmesi için yeni önlemler düşünmek gerekir. Bununla birlikte, bahsettiğimiz üretim ve isihdam kapasitesinin geliştirilmesi için de girişimciliğin özendirilmesi önemlidir. İstihdamı, geçmişte olduğu gibi sürekli devletten değil, bugünün dünyasına yön veren örneklerde oldugu gibi özel girişimciden, özel sektörden beklemeli." dedi.

"En iyi girişimci desteklerinin sağlandığı dönemi yaşıyoruz"

Cumhuriyet tarihinin en iyi girişimci desteklerinin sağlandığı dönemi yaşadıklarını dile getiren Bağış, şunları söyledi:

"Bunların geliştirilmesine, profesyonel desteklerle tamamlanmasına, liyakat esaslı dağıtımına daha fazla odaklanmak gerekiyor. Diğer yandan, devletin istihdamdaki ağırlığı ise hâlâ çok çok fazla. Devletin istihdam ve üretimden adım adım çekilerek, denetleyici, düzenleyici ve altyapı, uygun bir ortam sonucu rolünü güçlendirmesi daha doğru geliyor bana. Bürokrasi ve siyasetteki kısır döngüler düşündürüyor bazen. Üretim altyapısının, beşeri, teknolojik ve fiziki altyapının, ekonominin önünü açacak şekilde planlanması özellikle önemlidir. Bu ülkenin temelleri sağlam, şükretmeliyiz. Sadece pratikte sorunlar var. İşimizi yapmaya, daha iyi yapmaya odaklanmalıyız. Herkesin kendi işini yaptığı ve işini en iyi şekilde yaptığı bir Türkiye daha iyi yerde olacaktır. Ülkeye katkısı olacak insanların, girişimcilerin önü açılmalı."

"Kalıcı istihdam olması gerekir"

Kamudaki iş garantisinin Türkiye'ye kazandırmadığını anlatan Bağış, "Kalifiye, üretken ve sürekli kalıcı istihdam olmaldır. İş garantisinden bahsetmiyorum. Kamudaki iş garantisi bu ülkeye kazandırmıyor. Bizim dışımızda, iş garantisinin olduğu ve bunun da sistemi, metal yorgunluktan tutun, hantallığa kadar verimsiz süreçlere ittiği ülkelerin sayısı sınırlıdır. Bir de tam istihdamdan bahsediyoruz. Kapasitenin ve kaynakların etkin kullanıldığı bir modelden bahsediyoruz. Şişirilmis kadrolar ve verimsizce kullanılarak heba edilen kaynakların acısı sonraki nesillere yaşatılmamalı." ifadelerini kullandı.

Mevsimsel ve işsizliğin ağır bastığı dönemlerden, yapısal ve teknolojik işsizliğin arttığı yeni dönemlere girildiğini kaydeden Bağış, sezonluk istihdamın yerini, uzmanlığın ve teknik birikimin önem kazandığı sürekli ve yeni iş kollarının kapattığını ifade etti.

"Küçük siyasi hesaplar üretimin ve büyümenin önünde engeldir"

Bağış, küçük siyasi hesaplar ve kişisel çatışmaların üretimin ve büyümenin önündeki en önemli engel olduğunu bildirerek, "İş gücünün kalifiye olması, uyum ve verimlilik sorunu var. Bunlar da sırasıyla beşeri ve sosyal sermaye eksikliğine işaret ediyor. Sosyal sermayemiz çok pasif, uykuda. Mahalle kültürü, dayanışma kültürü zayıflıyor. Ekonomi belki her şey değildir ama çok şeydir. Ekonominiz iyi giderse diğer kolarda da adım atma fırsatı yakalarsınız. Diğer yandan, daha çok üretmek, pastayı büyütmek ve bu pastadan daha fazla insanın faydalanması için daha adil bir dağıtım kanalı kuruluşundan emin olmak da denetleyici ve düzenleyici kamu otoritesinin sorumluluğu altındadır. İtiraf edelim, kahvehane sohbetlerinde iddia ettiğimiz gibi üretken, girişimci bir toplum değiliz. Proje üretemiyoruz. Onca ciddi kamu desteğine rağmen proje üretme kapasitemiz oldukça düşük. AB fonlarının sürekli geri gittiği konuşuluyor. Küçük siyasi hesaplar, kişisel çatışmalar bu ülkede üretimin ve büyümenin önündeki en önemli engeldir." şeklinde konuştu.

"İş gücü, üretimin temel kaynağıdır"

Üretimin temel kaynağının iş gücü olduğunu belirten Bağış, sözlerine şöyle devam etti:

"Sermayeyi bile iş gücünden sonra düşünürsünüz. Toprak, doğal kaynaklar, girişimcilik ve diğer faktörler iş gücü kaynağının tamamlayıcısıdır aslında. Diğer yandan, teorisi ile fazla kafa yormadan; modern ekonomilerde ve ona yön veren modern finansal sistemde bile istihdam hep temel kaygıdır. Kriz sonrası ABD'nin merkez bankası Fed bile konvansiyonel enflasyon odaklı bakış açısından hafif cark ederek, istihdamı öncelikli kaygıları arasına alacaktı. Tarım dışı istihdam verileri, finansal piyasaların en sıkı takip ettiği verilerdir. Ekonominin performansını, üretim kapasitesini etkin kullanıp kullanmadığının resmini en iyi ortaya koyar."

"Marifet, dünya ile rekabet edebilmektedir"

"İstihdam neden çok büyük bir sorun bu ülkede? Kendi kendimize yetebilen bir ülke değil miyiz?" sorularını cevaplayan Bağış, "Bunun çok farklı sebepleri var. Kayıtsız istihdam, kaçak işçi çalıştırma, vergiden kaçırmak ve SGK giderlerini indirmek için ücretlerin elden ödenmesi, göçmenlerin daha düşük ücretle çalıştırılması... Kendi kendimize yetebilmemiz marifet değil aslında. Marifet, dünya ile rekabet edebilmektedir ama bunu anlayabilmek için de global bir vizyona sahip olmalıyız. Kendi kendimize yetmiyoruz. Sürekli açık veriyoruz. En önemlisi, cari açık veriyoruz. Tüketim toplumu haline geldik. 1980 sonrasının liberalleşme dalgası bizi daha çok tüketici bir toplum haline getirdi." dedi.

"Özel sektör, üretimde daha etkin olmalı"

İstihdamın önemli bir konu olduğunu ve öncelikli kaygılar arasında bulunması gerektiğini sözlerine ekleyen Bağış, "Son dönemin istihdam hamlesi, bu bilincin yaygınlaştırılması noktasında önemli bir adımdır. Her şeyi devletten beklememeli... Özel sektör, üretimde daha etkin olmalı. Bu noktada da girişimcilik, yeni fikirler, yeni iş alanlarının açılması için yeni fikirlerin desteklenmesi; yenilikçiliğin, yaratıcılığın özendirilmesi; teknoloji açısından yoğun, katma değeri yüksek ürünlerin üretimi ile öne çıkma gereksinimi göze çarpmaktadır. Ancak istihdamın, kağıt oyunlarıyla değil, ciddi bir üretim altyapısı oluşturularak yaratılması da özel önem arz etmektedir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)