• DOLAR 32.559
  • EURO 35.007
  • ALTIN 2435.049
  • ...
Tembel çocuklar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

SÜMEYYE AKSOY / DOĞRUHABER

Tembel deyince aklınıza hemen okul ve ders konusundaki tembellik geldi değil mi? Fakat o tembellikten bahsetmiyorum, hayata karşı tembellik yapmanın psikolojisine değineceğim. Günlük hayatında tembelliği içine sindirmiş bir insanın her konuda tembel olması kaçınılmazdır. Bir çocuk yardımsever, üzerine düşen her görevi yerine getiriyor fakat dersine çalışmıyorsa o çocuk tembel değildir. Ders çalışma konusunda isteksizdir. Ancak bizler genelde dersine çalışmayan, ödevini yapmayan çocuklara tembel demeye alıştık. Öncelikle zihinlerimize yerleşen yanlış olan kavramı düzeltelim.

Günlük hayatında sorumluluk almayan, tüm işlerden kaçan, yardımseverlikten bihaber yetişen çocuk okula başladığında da ödev yapmaktan, ders çalışmaktan kaçar. Ben bu çocuğun genel olarak tembel olduğunu ayrıca tembel davranışlarının ders çalışma performansını da etkilediğini düşünüyorum.

Yerinden kalkmayan, hiçbir işe katılmayan, yemek yemeye bile üşenen, özetle genelde tembel olan çocuk, sınıf birincisi olunca “çalışkan çocuk” oluyor. İşte bu bizim yeni moda hastalığımızdır. Yanlış tanımlama yapıyoruz. Bu çocuk tembel, dünyaya, hayata karşı tembel. Ama ders çalışma konusunda istikrarlı. Çalışıyor ve karşılığını alıyor.

Bir de hiç çalışmadığı halde sınıf birincisi olan çocuklar gibi bir tehlikemiz var. Bir insanı, hiç çalışmadığı halde çok çalışkan olarak tanımlamak ne kadar doğru? Bu şekilde tanım yaptığımızda çocuğun bilinçaltına “Çalışmana gerek yok. Şekil a senin hayatında olduğu gibi tembellik yaparak da çalışkan olabilirsin” gibi tehlikeli bir mesaj vermiş oluyoruz.

Hayatta olmak ve yaşamak süreklilik gerektirir. Uğraşan, didinen, koşturan insanların; oturan, yerinden kımıldamayan insanlara göre daha mutlu olduğu aşikârdır. Çünkü tembellik beraberinde sıkıntıyı getirir. Çocuklarımıza bakacak olursak, ne kadar da çok sıkılıyorlar değil mi? 3 yaşından sonra “anne ben sıkıldım” diye ağlayan çocuklara sıklıkla rastlamışızdır. Çocuklar, ergenler, insanlar sıkılıyor…

Sürekli sıkılan çocuklarımıza şöyle bir göz atalım. Evde boş boş oturuyorlar, yemeği önüne geliyor hatta ağzına annesi veriyor, televizyon izliyor, bilgisayar, telefon derken yapacak bir şey kalmıyor. Evde hiçbir faaliyete katılmıyor. Hareketli, enerjik bir fıtratla yaratılan bir insan, bedensel ve zihinsel hiçbir üretim yapmazsa ne olur sizce?

Tabii ki mutsuz, huzursuz olur ve sıkılır…

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir