• DOLAR 32.375
  • EURO 35.365
  • ALTIN 2323.92
  • ...
"Kudüs`ün özgürlüğü Mekke ve Medine`nin özgürlüğüyle mümkün olacaktır"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mardin'in Midyat ilçesinde "Hz. Peygamber ve Kudüs" konulu konferans düzenlendi.

Midyat Müftülüğü ile İlim Yayma Cemiyeti Midyat Şubesi tarafından Hacı Kasım Altunkaya camisinde düzenlenen konferansa Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen, Mardin İl Müftüsü İsmail Şimşek, STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Eğitimci Halil Deniz'in sunumunu yaptığı program, Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Selamlama konuşması yapan İlim Yayma Cemiyeti Midyat Şube Başkanı Tarık Demir, Kudüs'ün ümmetin kanayan derin bir yarası olduğunu, Müslümanlar olarak bu konuda Kudüs'ü fethedecek bir neslin yetiştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Ardından söz alan Mardin İl Müftüsü İsmail Çiçek, Kur'an-ı Kerim'de geçen Kudüs ile ilgili ayetlerle Kudüs'ün önemine vurgu yaptı.

Çiçek konuşmasında, "Mekke ve Medine bizim için ne ifade ediyorsa, Kudüs de öyledir. Kudüs, Darül Selam (Esenlik Diyarı) dır. Kudüs, Efendimizin miraca yükseldiği yerdir. Orası nice peygamberlerin hatırası olan ayak izlerinin bulunduğu, her müminin canından aziz bildiği bir mekândır. Mardin gibi Kudüs de üç dinin ortak yaşadığı bir yerdir. Kudüs'ü korumak bir imkân meselesi değil, bir imtihan ve iman meselesidir. Ama şimdi Kudüs'e haksızlık yapılıyor." dedi.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen, Kudüs'ü tekrar alabilmek için Selahaddin gibi azim ve sebat göstermek gerektiğini belirterek, konuyla ilgili şöyle bir anekdot aktardı: "Hz. Ömer'in (ra) Kudüs'ü fethinden sonra tekrar Haçlıların eline geçmesinden dolayı Kudüs, mahzun bir dönem geçiriyordu. O dönemde o çevrede yaşayan bir marangoz, bir minber yapmaktadır. Soranlara, minberi Mescid-i Aksa için yaptığını söyler. Ancak onunla dalga geçerler ve derler ki; 'Kudüs esaret altında. Bu minberi oraya kim götürecek.' Marangoz ise şu tarihi cevabı verir, 'Ben marangozum. Benim işim minber yapmak. Ben üstüme düşeni yapıp minberi yapacağım. Elbette Allah-û Teâlâ onu oraya götürecek bir yiğit gönderecektir.' ve şüphesiz Allah Selahaddin Eyyubi'yi göndermiştir. Önemli olan inancı ve ümidi kaybetmemektir. Bu yolda azimli olmaktır. Yeter ki dava bilinci olsun. Yeter ki bu marangozda olan inanca sahip olup, bu yolda çalışalım."

"Kudüs'ün özgürlüğü Mekke ve Medine'nin özgürlüğüyle mümkün olacaktır"

Mescitleri, dolayısıyla Aksa'yı imar etmek için önce kalpleri, yani insanı imar etmek gerektiğini söyleyen İşliyen, özellikle Suudi hanedanının ABD ve israili destekleyen tavırları nedeniyle direniş cephesinde kırılma gerçekleştiğine işaret etti.

İşliyen, "Müslümanlar ne zaman toplanıp zalim israil karşısında sebat etme gayreti içerisinde oldukları zaman, Suud, israilin sırtını sıvazlamıştır. Mekke'de bulunan sözde âlim çıkıp diyor ki; israille çatışmak ve savaşmak caiz değildir. Diyor ki bu müsvedde, ayetlerde geçtiğini söyleyerek 'Yahudilere vaat edilmiş topraklardır.' diyor. Bu ne demektir? Bu direnişi kırmaktır. Mekke ve Medine özgür müdür şimdi? Hayır! Onlar da Kudüs gibi Suudi saltanatının işgali altındadır. Önce Mekke ve Medine'nin özgürlüğüne kavuşturulması gerekir. Allah, Mekke ve Medine'yi Suudi zulmünden kurtarmayı nasip etsin bizlere." şeklinde konuştu.

Konferans, İşliyen'e bir teşekkür plaketi takdim edilmesinin ardından sona erdi. (Süleyman Tunç -İLKHA)


























































 

Bu haberler de ilginizi çekebilir