• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
"Biz bu şantaja boyun eğmeyiz"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan Muş'ta yaptığı konuşmada, Rıza Sarraf davasına ilişkin "Bu dava 17-25 Aralık kumpasının okyanus ötesine taşınmış hâlinden başka bir şey değildir. Ortada bir mahkeme yoktur, sadece şantaj malzemesi üretme gayreti vardır. Kimse kusura bakmasın, biz bu şantaja boyun eğmeyiz. 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçakların silahlarının sindirmediği bu milleti, açık söylüyorum, FETÖ'nün kuklası olmuş mahkemeler de sindiremez." dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Muş 6'ncı Olağan İl Kongresi'ne katıldı. Kongrenin yapıldığı Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Yeni Spor Salonu'nda partililere hitap etti.

1071'de Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt'in muzaffer komutanı Sultan Alparslan'ı ve onun kahraman ordusunu tazimle yâd ederek, 15 Temmuz şehitlerine de Allah'tan rahmet temennisinde bulundu.

Erdoğan, konuşmasının devamında "Bizim geleneğimizde makamlar, koltuklar, payelerin hepsi araçtır. Biz bu dünyada Hakk'a layıkıyla kul olmak, halkımıza da en iyi şekilde hizmet etmek için bulunuyoruz. Yarın emri hak vaki olduğu zaman bizden geriye kalacak olanın, mal, mülk, mevki değil, inşa ettiğimiz eserler olacağını gayet iyi biliyoruz." dedi.

Türkiye'yi ekonomik, askerî ve diplomatik olarak büyütürken, komşular başta olmak üzere nerede bir ihtiyaç sahibi varsa onların imdadına koştuklarını söyleyen Erdoğan, siyasi alanda yaşanan gerilimlerin, komşuluk ve kardeşlik hukukunu zedelemesine asla izin vermediklerinin altını çizerek, "Ülkemiz sınırları içinde olduğu gibi, bölgemizin her yerinde de köken, din, dil ayrımı yapmadan tüm mazlumların yaralarına merhem olduk." diye konuştu.

Erdoğan, koalisyon hükûmetlerinden miras kalan 23,5 milyar dolarlık IMF borcu devraldıklarını, bu rakamı 2013 yılında sıfırladıklarını belirterek "Şu anda bizim IMF'e borcumuz var mı? Yok. Şimdi IMF bizden borç istiyor. IMF kapısında 3-5 sente muhtaç olan, el açan bir Türkiye vardı. Şimdi yine Türkiye'ye bir kumpas uygulamaya çalışıyorlar." şeklinde konuştu.

"Bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gayretleri var"

Erdoğan, konuşmasının devamında bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğuna dair haberler aldığını söyleyerek; kabineye yönelik olarak "Bunların hiçbirine çıkış için asla izin vermemelisiniz. Çünkü bu adımlar ihanet-i vataniyedir. Bu ülkede kazanıp, bu ülkenin varlıklarını yurt dışına kaçırmaya çalışanlara asla biz iyi nazarla bakamayız." dedi.

"Alışmışlar Batıdan daha çok Batıcı bir ülkeye"

Erdoğan, "Hansa, Corca, Mayka göre değil, Hasan'a, Ahmet'e, Ali'ye göre hareket etmemiz birilerinin canını fena hâlde sıkıyor. Alışmışlar emir kipiyle konuştukları eski Türkiye'ye, alışmışlar Batıdan daha çok Batıcı bir ülkeye, alışmışlar baskılarla yıldırdıkları, tehditlerle diz çöktürdükleri, diledikleri zaman oyun dışına attıkları o pısırık ülkeye. Bir türlü büyük, güçlü ve bağımsız Türkiye'yi hazmedemiyorlar." ifadelerini kullandı.

Eski Türkiye'nin patronlarının kendilerinin bu duruşlarından rahatsızlıklarını her fırsatta gösterdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin sorgusuz, sualsiz kendilerine tabi olmaması, ülke menfaatlerinin bekçiliğini yapması karşısında adeta kudurduklarını; üstelik bu tavırlarını gizli, saklı değil, göstere göstere sergilediklerini söyledi.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Mesela ne yapmışız? Sözleşmemiz olan bir ülkeden vatandaşımız kışın üşümesin, ekonomimizin çarkları durmasın diye doğal gaz satın almışız. Diğer ülkeler gibi bizi de sadece Birleşmiş Milletler'in kararları bağlar. Türkiye Birleşmiş Milletler'in kararlarını harfiyen uygulamış mıdır? Uygulamış. Uluslararası taahhütlerini yerine getirmiş mi? Getirmiş. Üstelik bizim yaptığımız işin müttefiklik ruhuna aykırı bir tarafı da yok. Şartların el verdiği ölçüde elimizden gelen iyi niyeti de sergiledik mi? Sergiledik. Bunu yüz yüze görüşmelerimizde kendilerine de açıkça izah ettik, buna rağmen ülkemize yönelik suçlamalar akıl alır gibi değildir."

"FETÖ'nün kuklası olmuş mahkemeler sindiremez"

Tamamı FETÖ'nün servis ettiği ve ana muhalefet partisi eski vekillerinin kuryelik yaptığı, hiçbir hukuki geçerliliği olmayan kayıtlarla Türkiye'nin sanık sandalyesine oturtulmaya çalışıldığına dikkat çeken Erdoğan, "Hadi işin ticari boyutunu bir kenara bıraktık, çünkü kendi yaptırımlarını asıl delenler bizzat kendi firmaları. Buna rağmen ortada ticari bir hesaplaşma varsa onu da kendi mecrasında takip etmek gerekir. Asıl önemli olan, meselenin siyasi bir zemine çekilmeye çalışılmasıdır. Bu durum sadece hukukla değil, ahlakla da bağdaşmıyor. Bu dava 17-25 Aralık kumpasının okyanus ötesine taşınmış hâlinden başka bir şey değildir. Ortada bir mahkeme yoktur, sadece şantaj malzemesi üretme gayreti vardır. Kimse kusura bakmasın, biz bu şantaja boyun eğmeyiz. 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçakların silahlarının sindirmediği bu milleti, açık söylüyorum, FETÖ'nün kuklası olmuş mahkemeler de sindiremez." diye konuştu.

"FETÖ'cü senaristlerin tıpkı 17-25 Aralık yargı-emniyet darbesinde olduğu gibi, bu süreçte de ana hıyanetin başındaki zata rol biçiyorlar" diyen Erdoğan, "Partisinin grup toplantılarını aylarca paralel çetenin montajlarını dinletmeye tahsis eden bu zat değil miydi? FETÖ'nün trolleri sosyal medyadan, CHP'nin trolü Meclis kürsüsünden şahsımız, partimiz ve hükûmetimiz aleyhine aylarca iftira kampanyaları yürüttüler. Biz milletimizle omuz omuza vererek paralel yapıyla mücadele ederken, bu zat, FETÖ'cü televizyon kanallarının değişmez konuğu olmuştu, milletvekilleri de FETÖ'nün gazetelerinde kapı nöbeti tutuyordu. Paralel ihanet çetesiyle mücadelemizi en çok engellemeye çalışanlar bu partinin milletvekilleriydi." ifadelerini kullandı.

 Erdoğan Kılıçdaroğlu'nun tavrına ilişkin değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Bu zat aynı tavrını 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra da devam ettirdi. O gece, dikkat edin, bizler Yeşilköy'de Atatürk Havalimanına geldik. Biz havalimanına geldiğimizde on binler oradaydı. Peki, ne diyordu bu zat? Diyordu ki, 'bir darbe olduğu zaman tankların önüne önce ben çıkarım' diyordu. Kim diyordu? Bay Kemal. Peki, bu Bay Kemal o gece saat benden önce 11-11 buçuk gibi, Atatürk Havalimanına geldi. Havalimanına geldiği zaman oradaki arkadaşları onu karşıladılar ve tanklar oradaydı. Arkadaşları tankların başındakilerle gittiler görüştüler. Görüştükten sonra geldiler haber verdiler. Haberi verdikten sonra Bay Kemal tankların arasından tıpış tıpış yürüdü, arabasına bindi ve Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gitti. Ondan sonra da utanmadan ne dedi? 'Bu bir kontrollü darbedir' dedi. Ya kontrollü darbenin sanığı sensin."

"Kasetle gelen dekontla gider"

Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: "Yine FETÖ'nün sosyal medya tetikçilerinin servis ettiği yalan-yanlış bilgilerle günlerce Millî İstihbarat Teşkilatımızı hedef aldı. Ana kuzuları diyerek masum göstermeye çalıştığı FETÖ'cü teröristlerin nasıl acımasızca millete kurşun sıktığının görüntüleri her yerde var. Biz yalanları ortaya çıktıkça utanır, belki biraz kendine çekidüzen verir diye beklerken, bu zat iftiralarının çıtasını daha da yükseltti. Bir yalanını örtmek için ertesi gün daha büyük bir yalan ve iftirayla karşımıza çıkıyor. Bunun yalanlarının tek alıcısı ise CHP içindeki küçük bir kliktir. Ancak, son olay bir kaset operasyonuyla bu zatı CHP Genel Başkanlığına taşıyanların 2019 seçimlerine farklı bir isimle gitmek istediklerine işaret ediyor, gidicidir Bay Kemal. Geçen hafta göz göre göre tongaya bastırılmasının başka bir izahı olmaz. Bu şahsın siyasetteki son kullanım süresini tamamladığı anlaşılıyor. Ne diyelim, kasetle gelen dekontla gider, bunu böyle biliniz."

Türkiye'nin, Kürt, Türk, Arap ayrımı yapmadan bölgesindeki tüm ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşan tek ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Irak depreminde olduğu gibi Irak Kürdistanı'ndaki depremzedelerin imdadına yine ilk Türkiye'nin yetiştiğini hatırlattı. Siyasi meselelerin komşuluk hukukunun önüne geçmesine asla izin vermediklerini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şu cümlelerle tamamladı: "Bu anlayışla, Yemen'den Libya'ya, Suriye'den İran'a ve Mısır'a kadar kim dara düşmüşse daima kardeşlerimizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz." (İLKHA)




 

Bu haberler de ilginizi çekebilir