• DOLAR 32.493
  • EURO 34.916
  • ALTIN 2435.684
  • ...
Nikahlanırken mezara kadar değil
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Diyarbakır'da faaliyetlerde bulunan İlim, Ahlak ve Kardeşlik Derneği (İhvan-Der) ile Bilge Nesil Kitap Kafe 'Aile ve Toplum' konulu konferans düzenledi.

Merkez Kayapınar ilçesinde bulunan Cegerxwîn Kültür Merkezinde gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak Araştırmacı-Yazar Ramazan Kayan katıldı.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan konferansta selamlama konuşmasını İlim, Ahlak ve Kardeşlik Derneği (İhvan-Der) Genel Başkanı Hüseyin Solmuş yaptı.

Ailenin öneminde dikkat çeken Solmuş, ailelerin sağlam olması ile toplumun sağlam olabileceğini belirtti.

Ailenin toplumun aynası olduğuna vurgu yapan Solmuş, "Niçin bu konuyu bu temayı ele aldık. Niçin 'Aile ve toplum' dedik. Bu iki kurum birbiriyle iç içe, biri diğerinin küçük yapısı veya büyük yapısı şeklindedir. Aile en küçük toplumdur, toplum da büyük ailedir. Dolayısıyla birbirinden bağımsız birbirinden kopuk değiller. Tam tersine birbirini çok yakından etkileyen iki kavramdır. Aile toplumun aynasıdır, toplumun anasıdır, toplumun esasıdır. Aile gerçekten de toplumların temelidir. Aileler ne kadar sağlamsa toplumda o kadar sağlamdır. Aileler ne kadar dürüstse toplum o kadar dürüsttür. Aileler hangi esaslar üzerine bina edilirse o toplumun esası da odur. Müslüman fert Müslüman toplum içerisinde ancak yetişir, Müslüman aile içerisinde yetişir, Müslüman aile de Müslüman fertler üzerine ancak bina edilir. Dolayısıyla Müslüman fertten hemen sonra Müslüman aileyi inşa etmek, Müslümanların en büyük vazifesidir." dedi.

Solmuş'un konuşmasının ardından konferansın konuşmacısı Kayan, "Aile ve Toplum" konulu sunumunu yaptı.

Evlilikte sekülerizm, modernizm, kapitalizm ve liberalizm tehlikesinden bahseden Kayan, beklentileri dünyalık olan çiftlerin aile sorunu yaşadığını belirtti.

Evliliği cennete taşıma niyetiyle kurulması tavsiyesinde bulunan Kayan, bu niyetle yola çıkılan evliliklerde dünyadaki sıkıntı ve eziyetlerin aileyi etkileyemeyeceğini söyledi.

Beşeri sistem ve ideolojilerin ciddi anlamda tükenişe geçtiği bir zamanda yaşandığını dile getiren Kayan, "Kominizm çöktü, kapitalizm can çekişiyor. Bildiğimiz tüm beşeri sistemlerin artık insanlığa sunabilecekleri verebilecekleri bir şey kalmadı. Dünya ciddi bir bunalım ve buhran içerisinde. Aslında dünyaya bir şey söyleyecek tek sözü olan İslam ve Müslümanlardır ama Müslümanlarda İslam'ı çağa taşıyabilecek iradeyi maalesef gösteremiyoruz. İşte bu kokuşan çağda, yozlaşan uygarlıklarda sözü olan eskimeyen, tükenmeyen vahyin hakikatlerini çağa taşıyacak olan Müslümanlara ihtiyaç var. İslam güzel ama güzel İslam'ı bu çağa taşıyacak güzel Müslümanlara ihtiyaç var. Doğu ve batı uygarlıklarında aile çöktü. İslam toplumunun eksiklikleri de olsa aile noktasında bizim dünyaya sunabilecek bir sözümüz var diye düşünüyoruz. Komşuluk ve akrabalık ilişkilerimizde yine bu çağa söyleyebilecek sözün olduğunu düşünüyorum. Bu 3 alanda da çağa hizmet sunabilecek olan bizler yarınlarda geç kalabiliriz." ifadelerini kullandı.

"Evliliği cennete taşıma niyetiyle yola çıktığınız zaman dünyadaki sıkıntılar eziyetler bizi etkilemeyecektir"

İslam'da ilk ailenin ve ilk aile imtihanının cennete Hz. Âdem ile Hz. Havva arasında yaşandığını hatırlatan Kayan, "Evlenen her mümin erkek ve kadın, evliliğini hedeflerken cennet merkezli bir evliliği düşünerek yapmalıdır. Evliliğe adım atarken sadece dünya hayatıyla sınırlı bir evlilik düşünmeyeceğiz. Nikâhlanırken mezara kadar olan bir nikâh düşünmeyeceğiz. Bizi cennete taşıyacak bir nikâhın, evliliğin, ailenin hesabını yapmamız lazım. Eğer evliliği bu amaca yönelik bir niyetle yola çıkmazsak aile hayatımızda sekülerizm, modernizm, kapitalizm, liberalizm daha ilk adımda bizi vuracaktır. Sadece dünya mutluluğuna yönelik bir evliliği hesap ettiğimiz zaman sıradan evlilik ve ailelerden bir farkımız olmayacak. Öyle bir ailemiz olsun ki, öyle bir eş seçelim ki 'Eşim beni cennete taşıyacak mı? Ahiretime katkısı ne olacak?' kaygılarına cevap versin. İşte evliliği cennete taşıma niyetiyle yola çıktığınız zaman dünyadaki sıkıntılar eziyetler bizi etkilemeyecektir. Nasıl olsa yüce bir hedefe odaklanmışız, dünyada hangi bela başımıza gelirse gelsin aile krizi sorununa dönüşmeyecek, aile krizlerini basite almış olacağız. Çünkü bu işin ucunda rabbimizin rızası var." şeklinde konuştu.

"Gerçek evlilik cennette sürdürülen evliliklerdir"

"Dikkat ediniz aile sorunu yaşayan kardeşlerimizin beklentileri dünyalık olduğu için sorun yaşıyorlar, dünyevileştikleri için sorun yaşıyorlar" diyen Kayan sözlerine şöyle devam etti:

"Sekülerleştikleri için dipten gelen bir dalgayla ailenin beklentisi dünya başarısı, dünya huzuru, dünya kazancı olduğu için iki yakası bir araya gelmiyor, evliliğin bereketi ve huzuru da gidiyor. Eğer İslami bir aileyi hedefleyeceksek 'Bu evliliği cennete nasıl taşıyacağız' hedefi kalkış noktamız olacak. Bu gözle bakarsak dünyadaki evlilik, evliliğin provası olacak. Gerçek evlilik cennette sürdürülen evliliklerdir, dünyadaki evliliklerimiz maket konutlar, kalıcı konutlar, cennet meskenleri bizi bekliyor."

"Siyasi, sosyal, aile ve toplumsal sorunlarımızın temelinde aşkınlığımız yani öteler ötesine olan inancımızın zaafiyet içine girmesi duruyor"

Evlilik sorunlarının temelinde ahiret inancındaki zayıflığın yattığının altını çizen Kayan, "Aileyi sadece dünya için düşündüğümüz için sarsılıyoruz. Yaşanan deprem ve depresyonların temelinde aşkınlığımızı, yakinimizi kaybettik. Rasyonel, popüler ve seküler düşünüyoruz. Müteal fikirden kopuyoruz, maverayı erteliyoruz. O müteal gerçeklikten koptuğumuz için fizik dünyadaki evlilik bizi ilgilendiriyor, metafizik dünyadaki evlilik pek de gündemimize girivermiyor. Dünyada 'bu evlilik ne olacak' endişesinden ziyade 'Ahirette bu evliliğin hesabını verebilecek miyim? sorusunu kendimize sormamız lazım. Siyasi, sosyal, aile ve toplumsal sorunlarımızın temelinde aşkınlığımız yani öteler ötesine olan inancımızın zaafiyet içine girmesi duruyor. Gerçi hepimiz ahirete iman ediyoruz, ancak hayatımızda ahiret yok, ailemizde ahiretin etkisi yok. Ticaret, siyaset, kültür, sanatımızda, ailemizde ahiretin etkisi kalmamış. Zemin kaybı burada başlıyor. Ne zaman ahireti dünyaya tercih edersek sorunlar gözlerimizde büyümeyecektir, güçleneceğiz ve sorunlar gözlerimizde büyümeyecektir." diye konuştu. (M. Hüseyin Temel, Mehmet Çelik - İLKHA) 






















 

Bu haberler de ilginizi çekebilir