• DOLAR 32.339
  • EURO 35.132
  • ALTIN 2308.229
  • ...
Dizilerle Terbiye Olan Bir Toplum
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Aslında biz Müslümanların hayatlarını şekillendiren, vahiy ve sünnettir. Bizi yaratan Rabbimiz bizi terbiye etmek için vahiy göndermiş ve bununla, insanı inşa etmiştir. Vahyin yetiştirdiği bu insanlar örnek aileleri bu ailelerde erdemli, cesur, adil toplumları oluşturmuştur.

İlk vahiy ile tanışan, vahiy sürecinin bitimine kadar, peygamber terbiyesi ile terbiyelen sahabeler, bu kutlu mirası kendilerinden sonraki çağa çok iyi iletmiş olmalı ki, bu yüzden aradan yüz yıllar geçtiği halde, terbiye mirasımız hiç bozulmamış A.Kadir GEYLANİ ‘den Said`i NURS` iye ondanda günümüz âlimlere kadar gelmiştir. Bu gelenekle eğitilip terbiye edilen gençlerin yanı sıra, kendi bölgesinin, aşiretinin geleneği ve terbiyesi ile yetişen gençlerde olmuştur.
 
Örneğin yaşadığımız bölgeyi ele alırsak, özellikle televizyonun gelişip, çoğalmadığı dönemlerde, bize anlatıldığı kadarı ile köyün veya mahalle büyüğünün öncülüğünde, komşular gece daha önce belirlenen evde toplanır ve geç saatlere kadar, ya bir hikâye anlatılır, ya dini bilgisi iyi olan dini nasihatlerde bulunur ya da sesi güzel dengbej`ler stran söylermiş.
 
Bu ortamda büyüyen çocuk ve gençler, kendilerine yapılan bu nasihatleri dikkatle dinler ve bunu hayatlarına aktarmayı kendilerine şiar edinirlerdi.

Sadece erkekler için değil tabi ki, bayanlarda bu nasihatlerde nasiplerini alırlar ve aldıkları bu terbiye ile çocuklarını yetiştirir, onlara örnek olmaya gayret ederlerdi.
 
Lakin şu modern dünya sarhoşluğu ile büyüyen gençlik, internet, cep telefonu ve televizyon gibi, araçlar ile kendilerinde yeni bir kişilik oluşturmayı becerebilmişlerdir.
 
Bu saydıklarıma birde DİZİLER eklenince, çocuklarımızı, gençlerimizi, anne ve babalarımızı manevi anlamda tamamen kaybettik. Hayatlarımızı artık Leyla ile Mecnun, Kurtlar vadisi, Fatmagüllün suçu ne, Muhteşem yüzyıl vb. gibi  diziler toplumun ahlakını bir bir bozmakta.
 
Bu saydığım dizilerin içeriğinden az çok haberdarsınızdır. Yengesi ile aşk yaşayanlar, birbirlerinin eşlerini arkadaşları ile aldatanlar, daha küçük yaşta hayatı karartılan kızlar, zengin şatafatlı hayatlar.

Hem inancımıza hem de aile terbiyemize tamamen zıt olan bu tarz diziler ile terbiyemizi, inancımızı, ahlakımızı, saygımızı ve sevgimizi çok kötü bozduğunu zamanla anlıyoruz.

Bu diziler sayesinde inancımızın ve geleneklerimizin bize öğrettiği edep ve hayadan gittikçe uzaklaşıyoruz.
Örneğin.
 
Topluma hayırlı bir evlat yetiştirmesi gereken bayanlar, sabah eşlerini yolcu ettikten sonra izlemeye başladığı diziler, akşama yani tekrar eşinin gelmesine az bir süre kalana kadar devam eder. Akşam evine yorgun ve aç dönen eşi, maalesef yine belli bir saate kadar eşinin, yemeği hazırlayıp getirmesine sabır eder.

Sadece eşimi tabii ki hayır, okuldan dönen çocuklarda maalesef bu işkenceyi babaları ile beraber çekmekte.
 
Ya babalar; onlar çok mu farklı? Maalesef onunda dizisi akşam eve gelince başlar ta ki uyku saati gelinceye kadar devam eder. Oysaki evin reisi olan, çocuğuna ve eşine güven kaynağı olan babalar, çocuklarına nasihatler etmesi gereken babalar, onlara hareketleri ile güzel bir örnek olması gereken babalar, onlarda ellerine kumandayı geçirdiği andan itibaren, o diziden bu diziye durmadan gezip durmaktan başka bir şey yapmamakta.
 
Bir evin örnek timsali anne ve babalar böyle ise çocuklarının nasıl bir hal üzerinde olduğunu siz düşünün. Her çocuğun kendisine göre dizilerinin olduğunu ve bu dizileri izlemek için bir birbirleri ile kavga ettiklerini ve derslerden ne kadarda uzak kaldıkları herkes tarafından az çok bilinen bir gerçektir.
 
Bundan dolayıdır ki..

Şimdi çocuk büyüğünü bilmez, kız babasından, annesinden utanmaz hale gelmiştir.

Babalar maalesef eşinin dışında başka bayanlar ile çok rahat metres hayatı yaşayabiliyor.

Anneler evli olduğu halde, başkalarına kaçabilme cesaretini gösterebilmekte.

Gençler acımadan, annelerini öldürüp cesetlerini sokak ortalarına atmakta.
 
Yani anlayacağınız diziler sayesinde, Müslüman toplum büyük bir manevi felakete sürüklenip, hüsrana uğramakta.
 
Bu tarz dizilerle büyüyen ve yaşlanan bir hayat, ne kadar anlamlı olur siz söyleyin.
 
Örnek almamız gereken, peygamberler, âlimler ve Salih insanların yerini maalesef dizi kahramanları çoktan almıştır.
Toplumda yaşanan cinayetler, hırsızlıklar, gasplar, kavgalar bizi şaşırtmasın ve kimseden de şikâyetçi olmayalım. Bu toplumun Salih, ahlaklı ve erdemli olabilmesi için tekrar özüne dönmesi lazım. Buda en başta yine büyüklerin öncülüğü ile olacak.

Tekrar vahiyle tanışan ve ona dönen bir öz.

Vahyin yoğurduğu bir aile.

Dünyaya örnek olabilecek bir vahiy toplumu olmazsa olmazımız olmalı.
 
 
Yunus KUŞAN / doğruhaber

Bu haberler de ilginizi çekebilir