• DOLAR 32.607
  • EURO 35.025
  • ALTIN 2426.09
  • ...
Örtünmenin felsefesi...
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ESMA AKBALIK / DOĞRUHABER

Tesettür konusunda eleştirilerde bulunan bazı gurupların iddiasına göre, tesettür, insanı doğal bir hakkı olan özgürlüğünü ortadan kaldırmaktadır ve kadının insanlık değerine yapılan bir çeşit hakarettir.

Onlar, bir insanın değer ve şerefine saygı göstermenin insan hakları beyannamesinin bir maddesi olduğunu ve her insanın, erkek veya kadın, siyah ya da beyaz ve hangi ırk ve milletten olursa olsun, hür ve şerefli olduğunu söylerler.

Onlara göre kadının örtünmesi, onun özgürlüğünün elinden alınması demektir.

Başka bir deyimle kadına apaçık bir zulümdür.

Güya tesettür kadını hapsetmektir bu nedenle de, tesettür ortadan kaldırılmalıdır.

El cevap; bir kez daha hatırlatalım ki, kadının eve hapsedilmesi ile yabancı bir erkekle karşılaştığında örtünmekle görevli olması arasında çok büyük bir fark vardır. İslam`da kadını esir etmek veya hapsetmek diye bir şey yoktur. Hakeza, hiç bir din ve ideoloji, Aziz İslam dini kadar, kadına değer vermemiştir.

Tesettür kadının yabancı erkekle toplumsal ilişkilerde bulunma ve karşılaşmalarında giydiği elbiselerde özel bir ölçüye uymasıdır.

Dolayısıyla bu sorumluluk ona ne erkek tarafından yüklenmiştir, ne de onun değer ve onuruna aykırı olan bir şeydir ve nede Allah (c.c)`ın,  kadına verdiği doğal haklara bir  tecavüzdür.

Bu hükümlere uymak eve hapsedilmekle karşılaştırılmamalıdır.

Birtakım toplumsal faydaları gözetmek için kadın veya erkeğin birbirleriyle toplumsal ilişkide bulunmalarında özel bir yöntem belirlemeleri, toplum içinde başkalarının huzurunu bozmayacak şekilde yürümeleri ve ahlaki dengeyi ortadan kaldırmayacak şekilde davranmaları ve bunun gibi konuların "hapsetmek" "esir olmak" olarak nitelendirilmesi ve bu gibi davranışların insanın değerine ve özgürlük ilkesine aykırı olarak algılanması doğru değildir.

Bugünkü, uygar sayılan dünya ülkelerinde dahi, erkek içinde az-çok böyle sınırlandırmalar vardır.

Hatta eğer bir erkek çıplak ya da gece kıyafetiyle dışarıya çıkacak olursa, polis tarafından engellenir gerekirse ceza bile kesilir.

Toplumsal ve ahlaki değerlerimiz, bireylerin birbirleriyle ilişkilerinde belli kural ve kaidelere uymaya mecbur kılıyorsa, örneğin tam giyinerek dışarı çıkmayı gerektiriyorsa, böyle bir şey ne kölelik, ne de hapsedilmiş olmaktır, ne insanlık değer ve özgürlüğüne aykırıdır, ne zulümdür, ne de aklın yargısına terstir.

Tam aksine, kadının İslam'ın belirlediği kadarıyla örtülü olması onun onurunun ve saygınlığının artmasına neden olur, zira bu durum onu ahlak yoksunu ve kaba kişilerin saldırısından muhafaza eder.

Kadının şerefi, onu, dışarıya çıktığı zaman kontrollü ve ağırbaşlı olmaya, davranış ve elbise giyiniş tarzında kışkırtıcılığa yol açabilecek ve erkeği kendisine doğru çekecek hareketlerde bulunmamaya; çekici elbise giymekten, yolda cilveli yürümekten, çekicilik ve anlam kazandırmak için konuşmasına uyumlu bir hava vermekten kaçınmaya zorunlu kılmaktadır.

Şöyle ki, bazı zamanlar mimikler konuşmakta, insanın yol yürümesi konuşmakta veya konuşma tarzı başka şeyler anlatmaktadır.

Dolayısıyla Müslüman bir kadın tüm bunları göz önünde bulundurarak tesettürüne son derece itina göstermelidir.

Zira kadın tesettürüne ne derece önem verirse, o derece özgürdür.

Evet, eğer bir kadını eve hapsedip kapıyı üzerine kilitlemek gerektiğini söyler ve hiç bir şekilde evden dışarı çıkmasına izin vermezse, elbette bu doğal özgürlüğe, insanlık değerine ve Allah'ın (c.c) kadına verdiği haklara aykırıdır.

Bu gibi durumlar İslam dışı hicaplarda görülmüştür. Fakat İslamda kesinlikle böyle bir şey yoktur.

Zira toplumu düzenleyen de, bozan da kadındır, kadının toplum içerisinde rolü çok büyüktür. Kadın toplumun mihenk taşıdır.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir