M. ERKAN YAVUZ- TAHİR ÖZSOY / DOĞRUHABER

Eskiden kapalı kapılar ardında Türkiye aleyhine politikalar yürütenler, şimdilerde kartları açık oynuyor ve her alanda Türkiye`nin üzerine geliyor. Özellikle Türkiye`nin Rusya`dan S-400 savunma sistemlerini alacağını açıklamasının ardından yürütülen Türkiye karşıtı politikalar artık ayyuka çıktı. ABD son olarak konuyla ilgili yaptığı açıklamada Türkiye`nin Rusya'dan        S-400 füze savunma sistemleri satın alması halinde NATO teknolojilerine erişiminin kısıtlanacağını söyledi. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Norveç`te süren NATO tatbikatında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın hedef alınması yaşanan krizi daha da derinleştirdi. Yaşanan kriz üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO`daki tatbikattan askerlerini çektiklerini duyurdu. NATO`nun Türkiye aleyhine yürüttüğü ikiyüzlü politikaları gazetemize değerlendiren siyasetçi ve uzmanlar tatbikattan çekilmenin yeterli olmayacağını, bu işin çözümünün NATO`dan çıkmak olduğunu ifade ettiler.

Türkiye`nin NATO`ya ihtiyacı olmadığını ifade eden HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Hüseyin Yılmaz, “Türkiye yüzünü batıya dönmekten vazgeçmeli, İslam coğrafyasına dönmeli. İslam ülkeleri artık ABD ve batının ileri karakolu olmaktan vazgeçmelidir. Özetle Türkiye NATO`dan çıkmalı ve İslam ülkeleri ile bir araya gelerek kendi NATO`larını kurmalıdır. Böyle olduğu takdirde alternatif bir güç haline gelinebilir.” ifadelerini kullandı.

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Hüseyin Yılmaz

Prof. Dr. Mehmet Akif Okur ise, “Türkiye hâlihazırda tüm bu olumsuzlukları görmesine rağmen, tepkisini göstererek ittifakın içerisinde. Ama onun yanında da diğer bazı dengeleri gözeterek yoluna devam ediyor. O yüzden tek başına bu konu Türkiye`nin NATO`dan çıkışıyla ilgili bir adımı tetiklemez. Ama bu ilişkilerin gittikçe eridiğini gösteren bir başka olay olarak NATO`nun siciline eklenir.” dedi.

TÜRKİYE`NİN NATO İÇERİSİNDEKİ KONUMU ZAYIFLAMAYA BAŞLADI

“Türkiye uzun bir zamandır NATO`nun ileri karakolu görevini görüyordu.” diye konuşan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Hüseyin Yılmaz, “Özellikle soğuk savaş döneminde Rusya`ya karşı Türkiye`ye ihtiyaç vardı, ihtiyaç olduğu için Türkiye`den uzun bir müddet istifade ettiler. Kendi ağır silahlarını başta İncirlik olmak üzere birçok üste konuşlandırdılar. Bugün gelinen nokta itibariyle soğuk savaş dönemi sona erdi. Soğuk savaşın sona ermesinden sonra Türkiye`nin NATO içerisindeki konumu zayıflamaya başladı. Yani Türkiye`ye ihtiyaç kalmadı, ileri karakol olarak kullanamıyor artık. Özellikle ABD`nin son Suriye operasyonunda PYD/YPG`yi kullanması bunun en bariz göstergesi. ABD Suriye`de kendine yeni bir taşeron eliyle ileri bir karakol kurdu. AB nasıl Türkiye`yi elli yıldır kapıda bekletip almıyorsa, bugün NATO`nun da ihtiyacının olmadığı görülmektedir. İhtiyacı olmadığı için de Türkiye Cumhurbaşkanını hedefe koyabiliyor, atış tahtasına koyabiliyor hakaretvari olarak.” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE NATO`DAN ÇIKMALI VE İSLAM ÜLKELERİ İLE BİR ARAYA GELEREK KENDİ NATO`LARINI KURMALIDIR

ABD`nin Türkiye`ye operasyon çektiğini belirten Yılmaz, “15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında da anlaşıldığı gibi ABD ve Batı Türkiye`ye operasyon çekiyor. Bunu taşeronlarını kullanmak suretiyle net bir şekilde ortaya koydu. Açık ve net olarak ABD Türkiye`de operasyon yapıyor. Bunu büyükelçilikler, konsolosluklar üzerinden yapıyor, ajanları ve taşeronları ile yapıyor. Ve her açıdan Türkiye ABD için bir operasyon bölgesidir. NATO, bugün ortaya koydukları ile Türkiye`ye ihtiyacının olmadığını ifade ediyor. Bizim de parti programımızda belirttiğimiz gibi Türkiye`nin de NATO`ya ihtiyacı yoktur. Türkiye yüzünü batıya dönmekten vazgeçmeli, İslam coğrafyasına dönmeli, İslam coğrafyasında tekrar kendisi olabilmeyi denemelidir. Diğer İslam ülkeleri ile ortak askeri bir güç, ortak bir ekonomik güç, ortak bir siyasi güç oluşturmanın yollarını aramalıdır. Bunun alternatifi Şangay da değildir. İslam ülkelerinin bugün dünden çok daha fazla birbirine ihtiyacı var. İslam dünyası bir ve beraber olarak kenetlenmeli, ABD ve batının şerrinden korunmalıdır. Bu anlamda Norveç`te yapılan NATO tatbikatı ve Türkiye`nin askerlerini çekmesiyle sonuçlanan hareket hayırlı bir kapıya vesile olur diye umut ediyorum. İslam ülkeleri artık ABD ve batının ileri karakolu olmaktan vazgeçmelidir. Özetle Türkiye NATO`dan çıkmalı ve İslam ülkeleri ile bir araya gelerek kendi NATO`larını kurmalıdır. Böyle olduğu takdirde alternatif bir güç haline gelinebilir.” dedi.

“TÜRKİYE İÇİN AĞIR BİR HAKARET”

Prof. Dr. Mehmet Akif Okur ise, Norveç`te yaşanan bu hadisenin Türkiye için ağır bir hakaret olduğunu belirtti. “Bunun en üst düzeyde kınanması, asla hoş görülmemesi, tasvip edilmemesi, reddedilmesi lazım.” diyen Okur, “Askerlerimizin tatbikattan çekilmesi kesinlikle doğru bir karar. Mesele iki boyutlu; 1- Eğer NATO bir teknisyenin kafasına göre üye ülkelerden birinin devlet başkanını, önemli tarihi figürünü tatbikatta düşman diye göstermesine izin verecek kadar koordinasyonu bozuk bir örgütse, bu örgüt nasıl dünya güçleriyle mücadele ederek güvenlik sağlayacak. Değilse bu kasıtlı olarak gerçekleştiriliyorsa zaten Türkiye`nin böylesine bir ağır hakareti kabul etmesi mümkün değil. O zaman ‘bu örgütün Türkiye için anlamı nedir` sorusu her boyutuyla tartışmaya açılır.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Mehmet Akif Okur

“NATO İLE İLİŞKİLERİ KESMEYE, YENİDEN DÜZENLEMEYE KARAR VERMİŞSEK…”

Provokasyonlarla Türkiye`ye yanlış adımlar attırılmak istendiğinin de unutulmaması gerektiğini ifade eden Okur, şunları kaydetti: “Türkiye`nin NATO ile münasebetleri yeniden düzenlemesi meselesi önce Türkiye`nin güvenlik politikaları ile ilgili artı eksi değerlendirmeleri yaptıktan sonra vereceği bir karar. Yani birinin provokasyonu ile kimse Türkiye`ye adım attıramaz. Türkiye kendi stratejik hesabını yapar. Etrafımızda bir sürü gelişme yaşanıyor. Biz bu satrancın içinde eğer böylesine önemli bir adım atmaya, NATO ile ilişkileri kesmeye, yeniden düzenlemeye karar vermişsek; o zaman bu krizleri ona göre yönlendiririz. Ama Türkiye hâlihazırda tüm bu olumsuzlukları görmesine rağmen, tepkisini göstererek ittifakın içerisinde, ama onun yanında da diğer bazı dengeleri gözeterek yoluna devam ediyor. O yüzden tek başına bu konu Türkiye`nin NATO`dan çıkışıyla ilgili bir adımı tetiklemez. Ama bu ilişkilerin gittikçe eridiğini gösteren bir başka olay olarak NATO`nun siciline eklenir.”