• DOLAR 32.576
  • EURO 34.965
  • ALTIN 2420.256
  • ...
Önce çukur şimdi kentsel dönüşüm SUR`DA MAĞDURİYET
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ENES DURMAZ- M. HÜSEYİN TEMEL / DOĞRUHABER

Diyarbakır`ın tarihi ve gözde mekânlarından olan Sur ilçesi HDP`nin desteklediği PKK`nin çukur siyaseti sonrası yıkılmış, viran edilmiş; o bölgede yaşayanlar evlerini, eşyalarını bırakarak kaçmak zorunda kalmıştı. Daha bu mağduriyetler giderilmeden o bölgeyi sözde imar etmek adına yapılan kentsel dönüşümler de vatandaşı bir kez daha mağdur ediyor.  Sur ilçesinde kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında evleri yıkılacak olan vatandaşlar, evlerinin karşılığında verilecek olan bedeli düşük bulduklarını söyleyerek, mağduriyetlerinin devam ettiğini belirttiler. Konu ile ilgili daha önce raporlar hazırlayarak mağduriyeti gündeme taşıyan HÜDA PAR,  vatandaşın daha fazla mağdur edilmeden bu sorunun çözülmesi gerektiğini savunuyor. Konu ile ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Sur İlçe Başkanı Mahmut Akgül, “Sur içinde evler yapılsın ve bu insanlara ev satılmasın. Yani eskiden evi olup çukur siyaseti sonrası evi yıkılmış insanlara ev verilsin. Sonuçta eski evi her ne kadar değer görmese de şimdilerde bu adam dışarıda kalmış ve barınabileceği bir yere ihtiyacı vardır. Olması gereken buydu ama yapılmadı.” dedi.    

MAĞDURİYETLER GİDERİLMİYOR

“Gerek çukur siyaseti sonucu gerekse de kentsel dönüşüm sonrası Sur içerisinde olup evleri yıkılmış kişilere nasıl bir taksimat yapılacağı ve evlerin fiyatları konusunda kesin bir bilgi elimizde yok.” Diye konuşan Akgül, “Açıkçası ev sahipleri de bundan habersiz bir halde çaresizce bekliyor. Ama kulağımıza çok çeşitli söylentiler geliyor. Evleri yıkılan ev sahiplerine yeni yapılan evlerin çok yüksek fiyatta verildiği konusunda duyumlar alıyoruz. Özellikle en büyük mağduriyetlerden biri de evindeki eşyası talan edilmiş, yok edilmiş kişiler konusundadır. Bu kişilerin mağduriyetleri maalesef giderilmedi. Yine evinin, arsasının tapusu olmayan kişilerin büyük mağduriyetler yaşadığı bir gerçektir. Şunu özellikle belirtmeliyiz ki Sur içerisinde yer alan ve yıkılmadan önce en azından vatandaşın barınma imkanı bulabildiği ama şimdilerde değer biçildiğinde hiçbir değer verilmeyenlerin yaşadığı mağduriyetler mevcuttur. Evi küçük olabilir, eski olabilir veya değer etmeyebilir ama sonuçta bu vatandaşın şu anda barınabileceği bir yere ihtiyacı vardır. Yapılması gereken şuydu; Sur içinde mağdur edilmiş kişilere yine aynı bölgede makul bir fiyatla yapılar yapılarak insanlar mağdur edilmeden buraya yerleştirilmeliydi. Fakat bu yapılmadı. Evine değer olarak biçilen para ile vatandaşlar kentsel dönüşüm bölgelerinde ev sahibi olamıyor maalesef. TOKİ bir kısım mağdura ev vermiş ama bunlar da borçlandırılmış. Eskiden evi olanlar şimdi yerleştirildiği eve kira öder gibi ev sahibi yapılmaya çalışılıyor.” şeklinde konuştu.

ÇUKUR SİYASETİ SONRASI EVİ YIKILMIŞ İNSANLARA EV VERİLSİN

Bu mağduriyetlerin giderilmesi için HÜDA PAR olarak projeler hazırladıklarını ve gerekli yerlere sunduklarını dile getiren Akgül şunları söyledi; “Dedik ki Sur içinde evler yapılsın ve bu insanlara ev satılmasın. Yani eskiden evi olup çukur siyaseti sonrası evi yıkılmış insanlara ev verilsin. Sonuçta eski evi her ne kadar değer görmese de şimdilerde bu adam dışarıda kalmış ve barınabileceği bir yere ihtiyacı vardır. Olması gereken buydu ama yapılmadı. Özellikle Sur içerisinde çok lüks ve büyük evlerin yapıldığı ve bunların çok yüksek bir fiyata satılacağı da söyleniyor. Buna gerek yoktu. Yapılması gereken Sur içerisinde Sur kültüründen uzak olmayan bir şekilde yapılar yapılarak ev sahiplerine teslim edilmesiydi.” 

ÇUKUR YETMEDİ ŞİMDİ DE KENTSEL DÖNÜŞÜM MAĞDUR EDİYOR 

Diyarbakır'ın Sur ilçesi Alipaşa ve Lalebey Mahallesi'nde 2013 yılında kentsel dönüşüm kapsamında alınan kararla kamulaştırılan ve yıkım kararı alınan bina ve tek katlı evlerin yıkımına başlanırken, vatandaşlar da mağduriyetlerinin her geçen gün büyüdüğünü belirtiyorlar. 5 aydır suları kesilen mahalle sakinleri, mübarek Ramazan ayını susuz ve perişan bir halde geçirdiklerini hatırlatarak, evlerinin karşılığında belirlenen bedelin çok düşük olduğunu söylediler. Sur Kaymakamlığının son defa evlerini boşaltmaları için ikazda bulunduğunu belirten mahalleli, evlerinden çıkmak istemediklerini ifade ettiler. Mahalle sakinlerinden Hatice Gülay, Sur`da evlerinde kalmak istediklerini belirtti. Evlerinden çıkmaları halinde zorluk çekeceklerini dile getiren Gülay, 3 katlı evlerine 54 bin lira bedel verildiğini ve bu bedel ile ev alamayacaklarını söyledi.

“EŞLERİMİZİ KADROLU BİR İŞE ALSINLAR, BİZ KİRA YARDIMI DA İSTEMİYORUZ GİDİP KENDİ KİRAMIZI ÖDERİZ”

Kaymakamlığın evlerini boşaltmaları için son defa ihtarda bulunduğunu ifade eden Gülay, “5 aya yakındır suyumuz yok, elektriğimiz yoktu. Elektriği idare ettik ama sular hâlâ kesik. Ramazan ayını susuz bitirdik, hâlâ su akmıyor. Bir de bu günün evlerimizi boşaltmamız için son gün olduğunu söylüyorlar. Bizim bu 3 katlı evimize 54 bin lira verdiler. Biz bu evde 11 mirasçıyız, her birimize 3-4 bin lira düşüyor. Ben evimi ve iş yerimi 4 bin 500 lira karşılığında vermiş olacağım. Ben 4 bin 500 lirayla ne yapayım? İnsan 4 bin 500 liraya bir kapıyı zor alıyor! Ben 4 bin 500 lirayla ev mi alayım iş yeri mi açayım? Ne yapabilirim bu parayla? Eşimin de işi yok, bir şeyi yok. O zaman eşlerimizi kadrolu bir işe alsınlar, biz kira yardımı da istemiyoruz gidip kendi kiramızı öderiz.” dedi.

“BİZ KENDİ EVİMİZDE KALMAK İSTİYORUZ, ONUN İÇİN DİRENİYORUZ, ALLAH RIZASI İÇİN EVİMİZE KARIŞMASINLAR”

Suların kesik olmasından dolayı mağdur olduklarını sözlerine ekleyen Gülay, “Su ihtiyacımızı camiden karşılıyoruz. Caminin de eskiden suyu yoktu. Suyu açılınca oradan su getirmeye başladık. Halimizi artık herkes biliyor. Kimse de bize gelip bir şey söylemiyor. Doğma büyüme buradayız ve biz evimizi vermek istemiyoruz. Başka bir yere gidersek de sabrımız da gelmez. Bize ‘Sur`da kalırsanız size burada ev everelim` diyorlar. O evlere de 400 bin lira para istiyorlar. Biz bu parayı nereden getirelim? Bizim işçimiz mi var, bir maaşımız mı var? O parayı verelim. Biz kendi evimizde kalmak istiyoruz. Onun için direniyoruz. Allah rızası için evimize karışmasınlar. Bu evde yıllardır yaşıyorum neredeyse torunlarım olacak bu evde. Buradan ayrılmak istemiyoruz.” ifadelerini kullandı. 90 yaşındaki Rabia Tülay da evine hak ettiği bedelin verilmediği söyledi.

“BİZİM KİMSEMİZ YOK VE FAKİR BİR AİLEYİZ, BİZE BÖYLE YAPMASINLAR”

Evini vermek istemediğini söyleyen Gülay, “Evimin karşılığında az para vermişler. Onun için ben evimi vermiyorum. Bakın ben bu yaşanılanlardan dolayı hastalandım. Benim evimin değeri 400 bin liradır. Bana o parayı versinler ben evimi onlara vereyim. Yoksa evimi vermiyorum. Bizim kimsemiz yok ve fakir bir aileyiz. Bize böyle yapmasınlar.” diye konuştu.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir