• DOLAR 32.511
  • EURO 34.982
  • ALTIN 2432.432
  • ...
Doğu Guta`da ÖLÜM ABLUKASI
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

M. ERKAN YAVUZ- DOĞRUHABER

Suriye'nin başkenti Şam'da katil Beşşar Esad rejiminin 5 yıldır ablukada tuttuğu Doğu Guta'da bin 114 çocuk besin ve ilaç eksikliği nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya. Şam'ın doğusunda yer alan bazı ilçe ve beldeleri kapsayan 105 kilometrekarelik Doğu Guta'da 400 bin civarında sivil yaşıyor.Birleşmiş Milletler (BM), Suriye'de Beşşar Esad rejiminin Doğu Guta bölgesine yardım girişine izin vermesi çağrısı yaparak, sivillerin kasten aç bırakılmasının, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçu kapsamında olabileceği uyarısında bulundu.

HÜDA PAR: KUŞATMA KIRILMALI

Doğu Guta`da yaşanan dram Suriye`de 6 yıldan beri yaşandığına değinen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, “Savaş baştan başa kadar bir dramdır. Doğu Guta`da şuan durum biraz daha farklı. Orada kimyasal silahlar kullanıldı. Ablukaya alındı ve bu abluka sonucunda çocuk ölümleri yaşandı. Rejimin ablukaya aldığı bu bölgeye insani yardımların girişine dahi izin verilmiyor. Uzun zamandan beri orada bir açlık ve susuzluk söz konusu. Paylaşmaya bile insan vicdanının el vermediği zayıf çocuk görüntüleri görüyoruz. Burada yapılacak olan Astana sürecine bağlı kalınarak oraya yönelik bir çözüm üretilmesidir. Türkiye, rejim üzerinde etkili olan İran ve Rusya`yı harekete geçirerek kuşatmayı kırmaya yönelik çabalar içine girmeli. Sivillerin oradan tahliyesi sağlanmalı veya bir koridor açılarak o bölgedeki insanlara en kısa sürede yardım ulaştırılmalı. Doğu Guta`da gittikçe derinleşen dramatik bir sorun var ve bundan Suriye üzerinde etkili olan tüm gruplar sorumludurlar. Özellikle Astana sürecinde çatışmasızlık anlaşması yapan ülkelerin üzerine düşen sorumlukları yerine getirmeli.” şeklinde konuştu.

5 YILDIR SÜREN ASKERİ KUŞATMA

İç savaş boyunca rejimin yoğun hava saldırılarına maruz kalan bölge, 5 yıldır askeri kuşatmada tutuluyor. Nisan 2017'ye kadar kaçak yollar, gizli tüneller ve aracı tüccarlar vasıtasıyla bölgeye kısıtlı gıda girişi sağlanabiliyordu. Son 7 aydır, rejim ve destekçisi yabancı grupların ablukayı son derece sıkılaştırmasıyla bölgeye yeterli düzeyde gıda maddesi ve ilaç sokulamıyor. Eylül sonunda Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç işbirliğiyle giren 42 tırlık konvoy, acil ihtiyaçları içermemiş, bölge nüfusunun yalnızca yüzde 6'sına yardım ulaşmıştı.

BİN 114 ÇOCUK ÖLÜM TEHLİKESİYLE YAŞIYOR

Muhaliflerin oluşturduğu geçici hükümete bağlı yerel meclislerden alınarak derlenen bilgilere göre, geçen hafta iki bebeğin öldüğü bölgede bin 114 çocuk yetersiz beslenme nedeniyle ölüm tehlikesiyle yaşıyor. Bunlardan 232'si tıbbi desteğe ihtiyaç duyarken, 882'si orta dereceli risk grubunda yer alıyor. Bin 500 çocuk ise sağlıksız besinlerle büyüyor. Doğu Guta'da 559 kanser hastası kemoterapiden mahrum şekilde hayatta kalma mücadelesi veriyor. Geçen 3 ayda 5`i çocuk 20 kanser hastası hayatını kaybetti. Halihazırda, ihtiyaç duyulan 32 tip kemoterapi ilacının yalnızca yüzde 3'ü bölgede sağlanabiliyor. Bölgedeki 2 yaş altı 17 bin 700 bebeğin yüzde 40'ı bir süre öncesine kadar yardım alabilirken, şimdi ise tamamen desteğe muhtaç durumda. 6 aylıktan küçük yaklaşık 8 bin 500 bebeğin olduğu bölgede, 6 ay- 2 yaş arası 9 bin 200 bebek mevcut.

9 BİNE YAKIN YETİM ACİL YARDIMA MUHTAÇ

Bölgedeki 12 bin 517 yetimin sadece 3 bin 640'ı, yani yüzde 29'u muhalif sivil toplum örgütlerince destek alabiliyor. Geriye kalan 8 bin 907 yetim ve 3 bin 814 dul anne acil yardım bekliyor. Anne sütü çağındaki 721 yetimin bakımı için de yardıma ihtiyaç var. Doğu Guta'daki toplam 2 bin 432 engellinin 442'si yetim. Engellilerin 550`si Esad rejimi saldırıları nedeniyle ampüte (uzvu eksik) durumda. 525 zihinsel engellinin bulunduğu bölgede, 424 görme engelli, 638 felç durumunda engelli mevcut. Felçli engelliler, sürekli ihtiyaç duydukları ilaç tedavisine ulaşamadıkları için yüksek risk grubunda.

REJİMİN SU "SİLAHI"

Doğu Guta'da 3 yıldır su şebekesi çalışmıyor. Rejimin saldırılarında yerle bir olan şebeke, daha önce kimyasal silah saldırılarında kullanım dışı kalmıştı. Rejimin "silah" olarak kullandığı su, yalnızca kuyulardan elde edilebiliyor. Küçük çocukların, boylarını aşan bidonları doldurmak için sıraya girdiği suyun 1 saatlik doldurma ücreti 3 bin 500 (yaklaşık 30 TL). Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), 24 Ekim tarihli raporunda bölgede kuşatma süresince 206`sı çocuk, 67`si kadın toplam 397 sivilin açlık ve ilaç eksikliğinden hayatını kaybettiğini bildirmişti. Raporda, gerginliği azaltma bölgeleri anlaşmasının ardından rejim ve Rus güçlerinin bölgeye saldırmaya devam ettiği, ateşkesin yürürlüğe girdiği 22 Temmuz'dan bu yana aralarında 4 sağlık kuruluşu olmak üzere sivil yerleşim yerlerine 23 saldırı olduğu kaydedilmişti.Rapora göre, bulunduğu takdirde bölgede bir kilo pirinç yaklaşık 2 bin 300 Suriye lirası (18 TL), toz şeker 5 bin 700 Suriye lirasına (45 TL) satın alınabiliyor.

BM'DEN ESAD'A 'DOĞU GUTA'YA YARDIM GİRİŞİNE İZİN VER' ÇAĞRISI

Birleşmiş Milletler (BM), Suriye'de Beşşar Esad rejiminin Doğu Guta bölgesine yardım girişine izin vermesi çağrısı yaparak, sivillerin kasten aç bırakılmasının, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçu kapsamında olabileceği uyarısında bulundu. BM İnsan Hakları Komiseri Zeyd Raad el-Hüseyin, yaptığı yazılı açıklamada, Şam'ın Doğu Guta bölgesinde en az 350 bin sivilin kuşatma altında yaşadığını anımsattı. Hüseyin, sivillerin acil ihtiyaç duyduğu yiyecek ve tıbbi malzemelerin geçişine izin verilmesini istedi. Esad rejiminin bu yıl ocaktan eylüle kadar kuşatma altındaki bölgeye ulaştırılması gereken insani yardımların sadece yüzde 26'sına izin verdiğini aktaran Hüseyin, bölgeye en son yardımın 23 Eylül'de yapılabildiğine ve sadece 25 bin sivile ulaştırılabildiğine dikkat çekti. Hüseyin, muhaliflerin kontrol ettiği Doğu Guta'daki yerleşim bölgelerine rejim ve müttefikleri tarafından günlük olarak kara saldırılarının sürdüğünü belirterek, bu saldırılar sonucu sivillerin yaşamını kaybettiğine dair bilgiler aldıklarını vurguladı. Sivillerin bir savaş yöntemi olarak kasten aç bırakılmasının çok açık şekilde uluslararası hukukun ihlali olduğunu hatırlatan Hüseyin, söz konusu ihlalin insanlığa karşı suçlar ve savaş suçu kapsamında olabileceği uyarısında bulundu.

"SİVİLLERİN AÇ KALMASINDAN EN FAZLA REJİM SORUMLU"

Hüseyin, Türkiye, Rusya ve İran'ın, 3-4 Mayıs'taki Astana toplantısında Doğu Guta'yı dört çatışmasızlık bölgesinden biri ilan ettiğini anımsatarak, Doğu Guta'da Astana'daki anlaşma şartlarının yerine getirilmesi çağrısı yaptı. Öte yandan BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sözcülerinden Rupert Colville, Cenevre Ofisi'ndeki basın toplantısında, bir soru üzerine, Doğu Guta bölgesinde sivillerin aç kalmasından en fazla Esad rejimi ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu kaydetti. Nisan 2017'ye kadar kaçak yollar, gizli tüneller ve aracı tüccarlar vasıtasıyla bölgeye kısıtlı gıda girişi sağlanabiliyordu. Son 7 aydır, rejim ve destekçisi yabancı grupların ablukayı son derece sıkılaştırmasıyla bölgeye yeterli düzeyde gıda maddesi ve ilaç sokulamıyor. Yaklaşık 400 bin sivilin 5 yıldır abluka altında yaşadığı Doğu Guta'da açlığa bağlı bebek ölümleri artarken, bin 114 çocuk yetersiz beslenme ve ilaç eksikliği nedeniyle ölüm tehlikesi altında yaşıyor.

Bu haberler de ilginizi çekebilir