• DOLAR 32.515
  • EURO 34.941
  • ALTIN 2437.413
  • ...
ABD ve NATO Suriye İçin Bir Kurtarıcı Anını Bekliyor!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR- Diyarbakır`ın merkez Yenişehir ilçesinde bulunan Konukevi önünde bir araya gelen 44 İslami STK Esed diktatörlüğünün gerçekleştirdiği vahşeti, yaptıkları basın açıklaması ile telin etti. Basın açıklamasında sık sık tekbir sloganları atılırken basın açıklamasının ardında özelde Suriye`deki intifada için, genelde ise İslam Ümmeti için birlik beraberlik duası edildi.

44 STK dan oluşan "Diyarbakır, Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu"nun organize ettiği basın açılamasına büyük bir kitle katıldı. "Suriye`de Baas Diktasına Hayır Suriye`de Katliama Son, Dün Hama Bugün Humus… Katliam Sürüyor Suriye Halkı Direniyor Baas Diktası Yıkılacak, İslami Direniş Kazanacak, Adem Özköse ve Hamit Coşkun`u Esed Rejiminin Elinden Kurtarın, Stop The Massacre İn Syria, , Baas Despotizmine de Emperyalist Müdahaleye de Hayır!, Allah`ın Yardımıyla Zafer Yakındır, Bijî Azadî Bîmre Dîktatorî" şeklinde Türkçe, Kürtçe ve İngilizce dövizlerin taşındığı ve pankartlarının açıldığı basın açıklamasını Platform adına Ferzende Lale okudu.

Suriye, Tam Bir Kan Banyosuna Dönüşmüş
Direnişin ve katliamın bir yılına girdiğini söyleyen Lale basın açıklamasında şöyle dedi: "Toplumun yüzde 80`nini oluşturan büyük halk kitlesinden uzak bir inanç yapısına mensup bir azınlığa dayanan Esed Hanedanı`nın 43 yıllık tahakkümünün başında bulunan ve Babası Hâfız Esed`den bir diktatörlük rejimini miras alan Beşşar Esed; dayandığı Baas ideolojisi ve teşkilatlandırdığı misil güçleriyle stratejik hesaplar derdine düşen ulus devletler ve küresel güç odaklarının sessiz bakışları altında Suriye`yi kan gölüne çevirdi. Siyonist İsrail`in işgali altında bulunan Golan Tepeleri`ni geri alabilmek için bir tek mermi bile harcamayan, başta 1982-Hama Katliâmı olmak üzere, hemen her konuda, kendi iktidarına tehlike teşkil edecek herhangi bir tehlike sezdiği anda ülkedeki Müslüman halkın üzerine var gücüyle yüklenen Hâfız Esed, 30 yıldır kan üzerine saltanatını sürdürmektedir. Kurulan diktatörlükten, yapılan insanlık dışı işkencelerden, infazlardan, baskı ve zulümlerden bıkan; Arap coğrafyasında başlayan özgürlük dalgası ve Türkiye gibi ülkelerin yöneticilerinin açıklamalarından da cesaretlenen geniş halk kitleleri, başlarına geleceklerini bile bile bu kanlı rejime başkaldırdı. Direnişin yıldönümü olan bugün toplandığımız bu meydanda diğer coğrafyalar gibi Suriye halkının zaferini selamlamamız gerekirken tam tersine maalesef kanlı bir rejimin katliamlarına gözyaşları ile cevap vermekten başka bir şey yapamıyoruz. Ayaklanmanın yıldönümünde Suriye, tam bir kan banyosuna dönmüş bulunuyor. Baas ideolojisi zemininde yarım yüzyıldır tahakkümünü bir kanlı mekanizma halinde örgütlemiş olan Esed Hanedanı`nın 43 yıllık hâkimiyetindeki mevcut rejim; darağaçları gölgesinde, kan, gözyaşı ve cesetler üzerinde, hayatını zulümle devam ettirebileceğini sanıyor."

Emperyalist Devletler, Suriye Üzerinden Derin Hesaplaşma İçerisindedir
Lale Suriye`nin, sadece bir halkın özgürlük ve adalet uğruna ortaya koyduğu destansı mücadeleye sahne olmadığını söyleyerek, "Aynı zamanda bu halk ile bu kanlı rejim arasında konumlananların küresel hesaplaşmalarına da sahne oluyor. Soğuk savaş yöntemlerini farklı renk ve tonlarda sürdüren emperyalist vampir devletler, Suriye üzerinden derin hesaplaşma içerisine girmiş durumdalar. İsrail`in güvenliğinin kırmızıçizgi olarak görüldüğü ve esasında ulusal çıkarların ön planda olduğu bu hesaplaşmada kendilerinin kurtarıcı rollerini uygun oynayabilmeleri için katliamların daha fazla sürmesi arzu edilmektedir. Yağdıracakları bombaların kat kat maliyetinin karşılığını alamayacakları doğal kaynaklardan yoksun olan Suriye`de farklı bir yaklaşıma, farklı bir hesaplaşma alanına sahne olmaktadır. ABD-NATO-Batı dünyasının "insancıl" güçleri, Suriye için hiç de acele etmiyorlar, kendi istedikleri noktaya gelinmesi için konunun kendi kontrollerinde iyice olgunlaşmasını ve sahneye bir "kurtarıcı" olarak fırlayabilecekleri ânı beklemekteler. Rusya, kesintisiz olarak stratejik müttefikliğini sürdürdüğü tek Ortadoğu ülkesi olarak Suriye`yi elden çıkarmamak için, bir savaşı bile göze alabileceğini, bölgeye gönderdiği savaş gemileriyle göstermiş bulunmaktadır. Çin ise, Rusya ile birlikte, Asya`da, kapitalist emperyalizm dünyasının güçlerine karşı, Rusya ile birlikte bir Asya Nükleer Savunda Duvarı oluşturmak dikkati içinde hareket ediyor ve o da Baas`ın yanında yer alıyor. Bir yılın ardından gelinen noktada Suriye`nin geleceğinin ne olacağıyla alakalı, toplumun taleplerinin nereye taşınacağından çok, Suriye`nin dünya sistemi içerisinde nerede duracağıyla alakalı insanlık dışı faktörlerin daha fazla belirleyici olmaya başladığına tanık olmaktayız. Açıktır ki, hemen bütün ülkeler ve güç odakları, Suriye`de sergilenmekte olan bu vahşiliğe, vicdanî- insanî bir hassasiyetle değil, sadece strateji penceresinden bakmakta ve sadece stratejik gerekçelerle bir takım planlar yapmaktadırlar. Bu arada ise `Filler dövüşürken, ezilen çimenler` olmaktadır." ifadelerini kullandı.

Sorunun Çözümü Bölge Halkındadır
Akan kanın durması için Suriye`yi emperyalist hesaplaşma alanı haline getiren küresel güç odaklardan medet umulmaktan vazgeçilmesini isteyen Lale daha sonra şu ifadeleri kaydetti: "Her türlü stratejik hesap bir kenara bırakılarak harekete geçilmelidir. Sorunun çözümü bölge halkındadır. Bölgedeki Müslümanlar harekete geçmeli bu kanı durdurmanın yollarını bulmalıdır. Suriye`deki direnişin yıldönümü vesilesiyle toplandığımız bu meydanda; 8 gündür zalim Suriye istihbaratının elinde esir olarak tutulan Âdem Özköse ve Hamit Coşkun kardeşlerimizin de durumunu gündeme getirmeyi gerekli buluyoruz. Suriye`de yaşanan katliamı yerinde belgelemek ve bunu dünya kamuoyunun gündemine sokmak için Suriye`ye gizli yollardan giren gazeteci kardeşlerimizin, ne yazık ki günlerdir Suriye rejiminin elinde olduğu görgü tanıklarının ifadeleriyle kesinleşmiştir. Bildiğiniz gibi daha evvel Suriye`de yabancı gazeteciler öldürüldü. Orada yaşanan vahşeti, akan kanı, zalim Suriye ordusunun masum çocukları ve kadınları hunharca katletmesini bütün çıplaklığıyla gösteren gazeteciler rejimin hedefi haline gelmiş durumda. Gerek uluslararası gerekse de Türkiye`deki kamuoyu ve hükümet yetkililerin bu konuyla ilgilendiklerini bilmekteyiz fakat kardeşlerimizin esaret hallerinin son bulması için daha somut adımların atılmasını bekliyoruz. Bu kardeşlerimizin başına bir şey gelirse, başta Esed cuntası olmak üzere, Baas diktasının Türkiye`deki taşeronları olan ve gazetecilik adı altında gönüllü ajanlık yaparak bu kardeşlerimizi jurnalleyen kişileri olacak şeylerden sorumlu tutacağımızı, kendilerinden bunun hesabını soracağımızı hatırlatmak isteriz. İnşallah en kısa süre içinde Âdem ve Hamit kardeşlerimiz özgürlüklerine kavuşup, Suriye`de yaşanan katliamı gözler önüne sereceklerdir."

Biz Müslümanlar; Tunus`tan başlayıp Mısır`a, Libya`ya, Bahreyn`e, Yemen`e, tüm Ortadoğu`ya yayılan intifada dalgasıyla onur duyuyoruz vurgusunu yapan Lale, "Bu direnişi bayraklaştıranları selamlıyoruz. Şii ya da Sünni olmalarına bakmaksızın, Müslüman halkların iradelerinin oligarşik yönetimler eliyle gasp edilmesini reddediyoruz. Tüm Müslümanları da adaletli olmaya, tutarlı olmaya, kendimiz için talep ettiğimiz her şeyi kardeşlerimiz için de istemeye çağırıyoruz! Baskıcı, zalim iktidarların zulümlerine karşı tüm Ümmeti ve insanlığı duyarlılığa, Müslüman halklarla dayanışmaya davet ediyoruz. Suriye`de şehit olan kardeşlerimizin kanlarının bereketiyle Suriye direnişinin güçlenmesi için Rabbimize yakarıyoruz. Rabbimizden şunu diliyoruz ki; izzeti ve onuru tercih eden ve zulme karşı kıyam eden Suriyeli kardeşlerimizin kanları Esad`ı ve Baas rejimini boğsun ve Suriye halkının bu destansı direnişi zaferle taçlansın." ifadelerini kaydetti.

Basın açıklaması Abdulhakim Avut`un okuduğu dua ile son buldu. Kitle basın açıklamasından sonra sessiz bir şekilde dağıldı.

Diyarbakır, Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu bileşenleri:

Anadolu Gençlik, Ay-Der, Bayındır Memur-Sen, Bem-Bir-Sen, Birlik-Haber-Sen, Büro Memur-Sen, Cami-Der, Çarıklı Derneği, Diyarbakır İnsani Yardım Derneği, Dicle Fırat Diyalog Grubu, Din-Bir-Sen, Diyanet-Sen, Doğu Batı Kardeşlik Platformu, Eğitim-Bir-Sen, Enerji-Bir-Sen, Gönül Köprüsü Derneği, Hayat-Der, Hizmet-Der, Hür-Der, Islah-Der, İhvan-Der, İkra-Der, İlim-Der, İmam Hatip Yardımlaşma ve Dayanışma Der, İnsan ve Erdem, İrşad-Der, Köy-Der, Mazlumder, Memur-Sen, Mustazaf-Der, Öğ-Der, Özgür-Der, Özgür-Eğitim-Sen, Sağlık-Sen, Sahabe-Der, Sek-Der, Şafak-Der, Şefkat-Der, Şura-Der, Toç-Bir-Sen, Ulaştırma Memur-Sen, Yeni İhya-Der, Yetim-Der, Ufuk-Der, Yusufi-Der. (Osman İçli-İLKHA)

 

 

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir