• DOLAR 32.568
  • EURO 34.854
  • ALTIN 2433.684
  • ...
Gençleri mahveden DİZİ DİZİ FESAT
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Muhsin Şenol-DOĞRUHABER

Hacettepe Üniversite`sinde yapılan 10-18 Yaş Arası Gençlerin İzledikleri Dizilerin İçerik Açısından İncelenmesi` adlı araştırma gençlerin televizyon izleme alışkanlıklarını gözler önüne serdi. Çarpıcı sonuçların yer aldığı araştırmaya göre Gençlerin yüzde 96`sı televizyon izlerken yüzde 56`sı dört saat, yüzde 36`sı ise iki saat televizyon karşısında kalıyor. Konuyu gazetemize değerlendiren Aile Danışmanı-Psikolog Zekeriya Erdim ve Alimler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, aileleri uyardı. Uzmanlar, çocuklarınıza vakit ayırmazsanız kültür emperyalistlerinin tuzağına düşebilirler dedi.

İŞTE ARAŞTIRMANIN ÇARPICI SONUÇLARINDAN BAZI BAŞLIKLAR:

*Gençlerin yüzde 96`sı televizyon izliyor. Yüzde 56`sı dört, yüzde 36`sı iki saat televizyon karşısında vakit geçiriyor.

*Öğrencilerin yüzde 41`i haftada en az beş; yüzde 36`sı günde iki saat dizi seyrediyor. Araştırmaya katılanların günlük rutinleri arasında bu eylem mutlaka var.

Katılımcıların en çok sevdiği oyuncular, başroldekiler. Gençlerin yüzde 70`i “güzel rol yaptıkları”, yüzde 46`sı ise “eğlenceli/komik oldukları” için dizi oyuncularını seviyor.

*Yüzde 38`si büyüdüğünde dizi/film oyuncularından birine benzemek istediğini söylüyor.

Öğrencilerin yüzde 52`si boş zamanlarında bilgisayarda vakit geçiriyor, yüzde 42`si televizyon izliyor, yüzde 40`ı kitap okuyor, yüzde 32`si dışarı çıkıyor, yüzde 30`u cep telefonuyla ilgileniyor ve yüzde 26`sı da uyuyor.

*Ders çalışmak, test çözmek ve uyumak gençler tarafından boş zaman etkinliği olarak değerlendiriliyor.

İzledikleri dizi içeriklerinde yüzde 85 oranla çocukları tehlikeli durumlara sokabilecek ifade veya görsel sunumlar var. Örneğin intihar etme, hırsızlık, cinayet, kavga, süper kahramanlıklar, alkol kullanımı ve ölümsüzlük gibi sahneler.

*Yüzde 39 oranında olumsuz davranış sergileyen kahramanlar model olarak sunuluyor.

İçeriklerin yüzde 16`sında çocuklarda korku yaratacak görüntüler/sözler yer alıyor.

ANNE BABALARA ÖNEMLİ GÖREV DÜŞÜYOR

Yapılan çalışmanın bir sonuç olarak önümüze çıktığını dile getiren Aile Danışmanı Zekeriya Erdim, “Eğer sonuçtan memnun değilsek ve değiştirmek istiyorsak, sürece bakmamız ve müdahale etmemiz gerekir. Çünkü sebepler değişmeden sonuçlar değişmez. Sebeplerden biri, aile kurumu ve ortamı ile ilgili. Anneler ve babalar bilinçli hareket ederek sıcak ve sevecen aile ortamları oluştururlarsa, çocuklarla ve gençlerle sağlıklı ilişki ve iletişim kurarlarsa, kendileri iyi örnek olarak onlar için hem cazip hem de faydalı meşguliyet alanları ve alternatifleri oluştururlarsa; süreci olumlu yönde etkilemiş olurlar. Burada yapılması gereken, engel olmak ve dayatmak değil; cazip seçenekler oluşturarak, iç dinamiklerini değiştirmek. Bu noktada; komşu, dost, akraba ailelerle işbirliği yaparak ortak çözümler üretmek ve birlikte kitle psikolojisi oluşturmak da çok önemli.” şeklinde konuştu.

“GENÇLERİN DİLİNİ ANLAMAK ÇOK ÖNEMLİDİR”

İkinci sebep, devletle ve toplumla ilgili olduğuna dikkatleri çeken Erdim, “Sular kirleniyorsa; yapılması gereken şey, kaynağı temizlemek ve kirlenmesini önleyecek tedbirler almaktır. Ev ev dolaşarak muslukları kapatmak köklü çözüm değildir. Bilgisayar, sosyal medya ve televizyon kanallarının içerikleri konusunda; hem zararı engelleyecek, hem de faydayı temin edecek tedbirler alınmalıdır. Çocuklar ve gençler, bilinçli üretilecek iyi materyallerle kuşatılmalıdır. Ayrıca, şirketler bu alana yatırım yapmalı; sivil toplum kuruluşları devlet nezdinde baskı, toplum nezdinde kamuoyu oluşturmalıdır. Sonuç olarak; yapılması gereken iki şeyden biri zararı engellemek, diğeri faydayı temin etmektir. Bunun için; kişisel, kurumsal, toplumsal bilinç ve duyarlılık gerekir. Bu bağlamda; gençlerin halini bilmek ve dilini anlamak da çok önemlidir.” ifadelerini kullandı.

“KÜLTÜR EMPERYALİZMİ BİZİ DİZİLERLE YONTMAYA ÇALIŞMAKTADIR”

Genç beyinlerin dizilerle bulandırılmasından dolayı toplumun genelinin şikâyetçi olduğunu dile getiren İTTİHADÜL ÜLEMA (Âlimler ve Medreseler Birliği) Genel Başkan Yardımcı Mehmet Şenlik, “Gençlerin rahat bir şekilde TV ve interneti çokça kullanmasından dolayı bizde rahatsızız. Bağımlılık yapan bazı şeyler vardır. Televizyon dizileri de gençlerimiz için bağımlılık halini almıştır. Bu kötü bir alışkanlıktır ve kültür emperyalizmi bizi bu şekilde yontmaya çalışmaktadır. Toplumun ahlak anlayışını yozlaştırmaya yönelik dizi ve filmler de bu kültür emperyalistlerinin bir aracı haline gelmiştir. Gençliğimizi, kendi savundukları ideolojileri doğrultusunda yönlendirerek kendi köklerinden koparıp saptırıyorlar. Sanatı kullanarak insanları dönüştürmek için uğraşıyorlar. Bu onların en önemli silahlarındandır. İnsanlar bir anda değişmiyor zamanla değişiyor. Dizilerdeki oyunculara, karakterlere özeniyorlar ve zamanla kendini tanımaz hale geliyor. Kötü olan davranışları bile özümsüyorlar. Gençlerimizi bu gibi şeylerden sakındırmak lazım. Gençlerimizi ilimden, amelden ve irfandan alıkoyan ve bağımlı olmalarını sağlayan internet ve TV dizilerinden uzak tutmamız gerekiyor.” dedi.

“AİLELER ÇOCUKLARINI KÖTÜ DİZİLERDEN VE SOSYAL MECRADAN UZAK TUTMALI”

“Televizyon izlemeye bağımlı, internette dolaşmaya bağımlı gençler artık okumaz” diyen Şenlik sözlerini şöyle tamamladı: “Okullarında ve işlerinde başarısız olurlar. Dizilerin başında vakit geçiren öğrencilerimiz özellikle okullarına performansları düşük bir şekilde giderler. Burada en önemli görev ailelere düşüyor. Çocuklarını bu konuda sürekli uyarsınlar. Elbette ki televizyon izlemek, sosyal medyayı kullanmak hayatımızın bir parçası olmuş. Ama kötü ve iyi diye ayırt edilebilir. Aileler çocuklarını kötü dizilerden ve sosyal mecradan uzak tutabilirler. Eğer çocuklarımız dizi izlemeyi seviyorsa o zaman güzel diziler izletmemiz gerekiyor. Aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı`nın büyük bir sorumluluğu vardır bu konuda. Çünkü kültür toplumun gelişmesine yön verir. Toplumun kültürü ne ise gelişmesi de o yönde olur. Yerel kültürün kaybolmasına neden olan ve yabancı kültürün boyunduruğu altına alan dizilerin ve filmlerin düzene konulması ve gençlerin etkilenmeyeceği tarza getirmek lazımdır.”

Bu haberler de ilginizi çekebilir