• DOLAR 32.49
  • EURO 34.775
  • ALTIN 2491.241
  • ...
Siyasi Mahkumlar da Bu Düzenlemeye Dahil Edilmeli
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
DİYARBAKIR - "Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanarak Cezaların Uygulanmasına İlişkin Kanun Tasarısı"nın yasalaşması halinde belli şartları taşıyan hükümlülerin, açık ceza infaz kurumunda infaz edilmesi gereken cezalarının son bir yılın, denetimli serbestlik uygulanmak suretiyle toplum içinde infaz edilecek. Düzenlemeden, cezaevlerindeki 93 bin hükümlüden 15 bininin yararlanacağı belirtiliyor.
 
Düzenlemeden, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar, örgüt ve terör suçlarından hükümlü olanlar, haklarında iyi hal kararı verilse bile iki kez hücreye koyma cezası alanlar, koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle kalan cezası infaz edilmekte olanlar ve kapalı ceza infaz kurumlarından firar edenler, yararlanmayacak.
 
"Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanarak Cezaların Uygulanmasına İlişkin Kanun Tasarısı"yla ilgili değerlendirmede bulunan Mustazaf Der Genel Başkanı Av. Hüseyin Yılmaz çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Siyasi Mahkumlar Lehe Olan Hiçbir Düzenlemeden Faydalandırılmıyor
Adalet Bakanlığın yapmış olduğu bu düzenlemeden toplamda 15 bin mahkûmun faydalanacağını hatırlatan Yılmaz, açık cezaevlerine gidiş hakkı kazanmış mahkumlardan cezalarının son bir yılı kalanların bu düzenlemeden faydalanacaklarını ifade ederek "Devlet böylece cezaevlerinde 15 bin kişilik bir yer açmayı düşünüyor.
 
Zaten cezaevleri yüzde yüz doludur. Böyle bir düzenleme ile rahatlamaya çalışıyor. Cezaevlerinde bir yılı kalan bir mahkumun dışarı çıkması güzel olay çünkü yıllarca cezaevinde kalan bir hükümlünün son bir yılını ailesinin yanında belli şartlar altında geçirmesi doğal karşılanır.

Bu olabilir ve makul bir düşüncedir. Fakat makul olmayan şu: devlet kendisine karşı işlenen suçlara karşı merhametsiz davranıyor. Mahkûmun lehine olacak olan hiçbir düzenlemeden bu insanları faydalandırmıyor. Şimdi malum devlet kendisine karşı, kendisi ile aynı düşünmeyen mevcut rejimle aynı düşünmeyen insanları terör suçlusu olarak kabul ediyor. Yani gerçekten terör olayları yapmış olsun ya da olmasın silahlı eylem yapmış, şiddette bulaşmış olsun ya da olmasın ya da şiddete çağrı yapan bir yapıya mensup olsun ya da olmasın hepsini terör örgütü kapsamına alıyor ve bu yapıya sempati duyan ve bu yapıyla beraber olduğunu ilan eden veyahut düşündüğü kişileri de yakalayıp cezalandırıyor." dedi.
 
Devlet Siyasi Suçlara İntikamcı Nazarla Bakıyor
TCK`ya göre örgüt üyesi olan bir şahsın cezasının 5 yıl olduğunu ifade eden Yılmaz, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Fakat devlet bu tip suçlara karşı biraz daha intikamcı bir nazarla baktığı için bu cezayı yeterli görmüyor diyor ki; `Ben bir de Terörle Mücadele Kanunu çıkartmışım, bu kanuna göre bu kapsama giren suçların cezasını yarı oranında artıracağım` . Yani asgari hadden 5 yıl ceza verilen bir insan için yarı oranında bu cezayı artırıyor ve 7.5 yıla çıkartıyor.

Adli bir mahkûm ne yaparsa yapsın yani seri katil de olsa tecavüzü ihtiyaç haline getiren, halkın ırzına namusuna saldıran psikopat biri de olsa ve devlet bunların cezasını yarı oranında artırmıyor. Yani devlet halkın malına, malına, canına ve namusuna göz dikenler ve toplum fesada götürenler için, ` Bunların cezalarını yarı oranın da arttırayım da; bu, hırsızlık suçları, ahlaksızları, zinakarları, tecavüzcüleri engelleyici bir hal olsun, bunlara bir ibret olsun da kimse bu işi yapmasın` demiyor. Hatta kanunda ne varsa onu uyguluyor hatta yetmedi bir de bunlara iyi halden indirimde uyguluyor ve bu insanlar 3-5 yıl yattıktan sonra çıkıp eski işlerine rahat bir şekilde uzmanlaşarak devam ediyorlar."
 
Devlet Kendi Vatandaşları Arasında İkili Oynuyor
Devletin siyasi mahkumlara ve kendisine işlenen suçlara karşı gaddar ve çok acımasız davrandığını ifade eden Yılmaz, "Devlet bu güne kadar adli mahkûmlar için birçok af ve af benzeri düzenlemeler yaptı ve birçoğu dışarı çıktı. Adli mahkûmlar için defalarca af ve benzeri yasalar çıktı; ama ne oldu cezaevleri yine doldu.
 
Yani devlet kendi vatandaşı arasında ikili oynuyor. ayrımcılık yapıyor. Bu bir zulümdür ve haksızlıktır biz bunu böyle biliyor ve böyle inanıyoruz. Yetmedi özellikle örgüt suçlarından şüphe, sanığın aleyhinedir. Diğer suçlarda ise şüphe sanığın lehine olmakla beraber 250. madde kapsamında eskiden DGM dedikleri bu gün özel yetkili mahkemeler dedikleri mahkemelerde şüphe sanığın aleyhinedir. Kişi suçsuzluğunu ispatlayamadığı vakit rahat bir şekilde ceza alabiliyor. Bu, legal çalışan bir STK`ya mensup olan bir gönüllü veya üye de olabiliyor." Şeklinde konuştu.
 
Sürgünlerle Mahkumun Yanında Ailesi de Cezalandırılıyor
Herhangi bir STK`ya başkanlık yaptı diye ve ortada somut hiçbir suç olmamasına rağmen, devlete yönelik hiçbir eylem hiçbir faaliyeti olmamasına rağmen tamamen legal faaliyetten dolayı 15 yıl ceza verilen ve iyi hal indiriminin de uygulanmadığı kişilerin olduğunu söyleyen Yılmaz, " Devlet intikamcı davranıyor Af çıktığı vakit aftan faydalandırmıyor. Ceza indirimi çıktığı vakit ceza indiriminden faydalandırmıyor. Üstelik cezayı fazladan veriyor. Bununla da yetinilmiyor sürgünler yapılarak mahkumun yanında ailesi de cezalandırılıyor." Şeklinde konuştu.

Siyasi Mahkumlar da Bu Düzenlemeye Dahil Edilmeli
"Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanarak Cezaların Uygulanmasına İlişkin Kanun Tasarısı"nın İnsani ve vicdani bir düzenleme olmadığını ifade eden Yılmaz, düzenleme bu haliyle vicdanları kanatacak olan insanlık ayıbı bir düzenlemedir. Tasarı yeniden düzenlenmeli ve siyasi mahkûmlar da buna dâhil edilmelidir.
 
Bu olmadığı taktirde haksız bir uygulama olacaktır. Adli mahkumlar çıkacak, tabi ki çıkmasın demiyoruz; ama siyasi mahkumlar da devlete karşı suç işleyen insanlar da faydalansın.` diyoruz. Adalet Bakanlığı bu yanlıştan vazgeçmeli, tasarıyı siyasi mahkumları da kapsayacak şekilde yeniden düzenlemelidir." dedi.
(Osman İçli-İLKHA)
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir