Mezopotamya`da Dicle Nehri üzerinde bulunan en önemli dünya kültür ve doğa mirasının korunması amacıyla UNESCO`nun Dünya Mirası Komitesi`ne gönderilmek üzere küresel çaplı bir dilekçe ile başvurulmasına ilişkin kampanya start aldı.

Ortadoğu`nun en büyük sulak alanları olan Güney Irak`taki Mezopotamya bataklık arazisi Ilısu Barajı`nın tehditi altında olduğuna dikkat çekilen dilekçeyi başta Hasankeyf `i Yaşatma girişimi olmak üzere, ICSSI - Irak Sivil Toplum Dayanışma Girişimi, CDO - Sivil Kalkınma Merkezi, Irak-Fed.Kürdistan CENESTA - Sürdürebilir Kalkınma Merkezi nin yanısıra Avrupanın bir çok ülkesinde Sivil Toplum Örgütleri dilekçeye imzaları attılar.

Hazırlanan dilekçede, Dünyanın en ihtilafa neden olan projelerinden biri olan bu dev barajın ciddi kültürel ve ekolojik etkileri, sınırın iki tarafında en az yüz binlerce insanın su, yiyecek ve kendinden güdümlü sosyal-ekonomik kalkınma haklarına tehdit oluşturmaktadır.

Dilekçe kampanyasında özetle şu görüşlere yer verildi. "Türkiye Hükümeti barajdan etkilenen yerel halklarla ve onların temsilcileri ile iletişim kurmakla ilgilenmemekte ve akış aşağı ülkeleri olan Irak ve Suriye ile ciddi bir diyalog girişiminde bulunmamaktadır. Irak Hükümeti de akış yukarı ülkeleri olan Türkiye ve Iran`daki bu yıkıcı barajlara karşı gereken ciddi çabaları göstermemektedir. Bunun bir sonucu, bugün ne Hasankeyf`in ne de Mezopotamya Bataklıkları`nın UNESCO Dünya Mirası Alanları arasında yer almıyor oluşudur. Türkiye Hükümeti Hasankeyf için UNESCO`ya başvuruda bulunmamış ve tüm birey ve organizasyonların bu yöndeki çabalarını görmezlikten gelmiştir.

Mezopotomya Bataklıkları, Irak`ın 2003`te Dünya Mirasları Komitesi`ne sunduğu Kesin Olmayan Liste`de yer almış ama o günden bu yana herhangi bir gelişme olmamıştır. Mezopotamya`nın bu muhteşem bu kültürel ve doğal mirasını korumak için, UNESCO Türkiye hükümetinden Ilısu Barajı`nın yapmaması ile Türkiye ve Irak hükümetleri tarafından Hasankeyf ve Mezopotamya Bataklıkları`nı Unesco Dünya Miras listesine alınması amaçlı ciddi bir çaba göstermelidir. Bu dilekçeyi başlatan bizler, bölgemizdeki ve dünyadaki herkese UNESCO`nun devletler üzerinde baskı oluşturma olanaklarını en yüksek düzeyde kullanma sorumluluğu ile devletleri Dünya Mirası potansiyeli olan alanları ihlal eden tüm etkinliklerden çekilmeleri konusunda zorlamasını talep etmeye çağırıyoruz".