• DOLAR 32.32
  • EURO 35.116
  • ALTIN 2308.788
  • ...
Gavs Hazretleri Seyyid Abdulhakim (ks)
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Feyzullah ZEREY

Gavs (ks) Bitlis’e bağlı Baykan ilçesinin Kermete köyünde doğdu. Babası devrin en büyük mürşitlerinden Şeyh Hazret (ks)’in halifesi Seyyid Muhammed’tir. Hüsn-ü Hat ile meşhur olan Seyyid Muhammed, kendi el yazma eserleri vardı. Gavs hazretleri doğduğunda fıkıh alimi olması için duada bulundu.

Seyyid Abdülhakim’in dedesi ve babası Bilvânisli olduğu için Gavs-ı Bilvânisi olarak bilinir. Küçük yaşında babası vefat etti. Bakımını dedesi üstlendi.

YİRMİ ALTI YIL İLİM TAHSİLİ GÖRDÜ

Medrese talebeleri yani faqiler, medreseden medreseye giderek ilimelerini tamamlamaya çalışırlardı. Gavs hazretleri de babasından Kur’an eğitimi aldıktan sora Siyanüs Köyünde üç yıl okudu. Daha sonra medreseleriyle ünlü Norşin’e gitti. Orada yedi yıl eğitim gördü. Şeyh Fethullah-i Verkanisi’nin köyünde iki yıl, oradan da Arbo köyünde üç yıl eğitim gördükten sonra Suriye’de Hazne köyünde eğitimini tamamladı. Burada hem zahirî hem batinî ilimler okudu. Böylece toplam yirmi altı yıl boyunca ilim tahsil etti.

ŞEYH AHMED-İ HAZNE’YE İNTİSABI

Suriye’nin Kamışlı ilçesine bağlı Hazne köyünde bulunan Şeyh Ahmed-i Hazne’den hilafet aldı. Gavs hazretleri, şeyhine çok bağlıydı. Hayatının sonuna kadar onun adını dilinden hiç çıkarmadı. Yaptığı bütün vaaz ve sohbetlerde şeyhinden veciz sözler söylerdi. Mevlana’nın Şems’e bağlılığı gibi o da Şeyh Ahmed’e bağlıydı. Şeyhinin yöresinden bir kişi geldiği zaman hane-i saadetine alır, izzet ve ikram ederdi.

EVLİLİĞİ

İki defa evlendi. İlk hanımından olan Seyyid Muhammed Raşid, kendisinin vefatından sonra vazifesini üstlendi. Seyyid Abdülbaki de diğer hanımındandı. Şu anda Adıyaman Menzil’de bu vazifeyi devam ettiriyor.

AHLAKI VE YAŞANTISIgavshazret

Çok halim bir zattı. Daha küçüklüğünde onu gören mana erlerinden birkaç zat, kendisi hakkında: “Bu zat iyidir, ancak bir kusuru vardır. 0 da çok halim olmasıdır. Elhamdülillah bu kusur ne büyük bir kusurdur.”

Vakit namazlarını cemaatle kılardı. Cemaatı hiç kaçırmazdı. Gece ibadetine çok önem verirdi. Vitir  namazını gece kalktığı zaman kılardı. Kuşluk namazını ihmal etmezdi. Medrese arakadaşlarının hepsini birer veli olarak görür ve onlara hizmet etmeye çalışırdı. Herkes uykudayken kendisi tabakları yıkar, çevreyi temizlerdi. “Bizde hiçbir şey yoktur, her şey Şah-ı Hazne ve Hazret’tendir” diyerek tevazu gösterirdi.

İLİM UĞRUNDA ÇEKTİĞİ ÇİLELER

Gavs Hazretleri Türkiye’de, Şeyh Ahmet Suriye’de idi. Bu yüzden onu ziyaret etmek için çok meşakkat çekerdi. Başından geçen bir kaç hadiseyi şöyle anlatırdı:

-Eskiden araç yoktu. Biz, gündüz eşkiyadan saklanır, geceleri yola yaya olarak devam ederdik. Keçi derisinden yapılmış çarıklarımız yürümekten aşındığı için ayaklarımız kan revan içinde kalırdı.

-Hazne’ye gideceğimiz zaman ev halkı ağlardı. Çünkü sınırdan geçenlerin çok azı geri dönmekteydi. Üstelik gidiş dönüş de çok uzun sürerdi. Bütün bunlara rağmen şu kararı verdik: Eğer bu yoldan vaz geçersek şeytan imanımızı çalar. Devam ettiğimiz taktirde olsa olsa canımız gider. İmanımızı kurtarmak için canımızdan vaz geçerdik.

-Birgün Şah-ı Hazne (ks)’yi ziyaret için yine Hazne yoluna koyulduk. Gece vakti sınırdan geçerken birden mayınlı böygeye girmişiz! Mayınların patlaması ile askerler üzerimize ateş açtı. Arkadaşların hepsi canlarını kurtarmak için kendilerini bir yerlere attı. Böylece yolumuzu kaybedip birbirimizden ayrıldık.

VEFATI

Gavs Hazretleri bağırsak kanseri hastalığına yakalandı. Tedavisi için Ankara’ya daha sonra da İstanbul’a gitti. Ameliyat olmadan önce vasiyetini yazdı. Vasiyetinde; iskatının buğday olarak verilmesini, odasında serili kilimlerin camiye verilmesini…  yazdı. Ameliyattan üç gün sonra 1 Haziran 1972’de ahirete irtihal etti. Allah rahmet etsin.

TAVSİYELERİ

“Çocuklara yedi yaşından itibaren namaz kılmayı öğretiniz. On, on beş yaşları arası kılmazlarsa icap ederse dövünüz. Siz bu çabayı gösterin, onlar sonunda bırakırsa ebeveynleri mesul olmaz. Gençlikte yapılan ibadet çok makbuldür. Bir insan gençliğinde Allah`a kulluk etmezse, ihtiyarladığı zaman ne dünyaya ne ahrete yarar.”

‘Bilgili ve mert kişileri çok severim. Zira dünya işlerinde hünerli olan kişi, ahiret işlerinde de hünerli olur.”

‘Akidesi zayıf olanın imanı da zayıftır. Zayıf olan iman her zaman tehlikededir. Dinin ayakta kalması ilimledir." Şah-ı Hazne diyor: "Dünyayı isteyen ilim okusun, ahireti isteyen de ilim okusun.”

 ‘Helal kazanç için çalışan bir kişi, kalbini işin başında ve sonunda zikirle meşgul ederse; ortası da Cenâbı Hakk tarafından tâat ve ibadet sayılır.”

 ‘Ehlinize tavsiye edin, yemek yaparken abdestli bulunsun.”

 ‘Gece namazına ve gece ibadetine devam edin. Sadatların çoğu gece ibadeti ile Allah’a ulaşmışlar zira, gece kalbde havatır olmaz. Kalb huzur içinde olur.”

 ‘Hizmet için gittiğiniz yörelerde kesinlikle bir çorap dahi almayınız. Aldığınız takdirde sevabınızı peşin aldınız demektir.”

 ‘Sakın halkta meydana gelen gelişmeyi kendinizden bilmeyiniz.”

 ‘ İnsan, hayat-ı dünyeviyesinin her  anını sünnet-i seniyyeye göre ayarlamalıdır.”

 ‘Açık ve gizli edeblere dikkat ediniz. Abdestli olunuz. Günah işlediğiniz an tevbeyi terketmeyiniz. Selef-i salihinin eserlerini okuyunuz. Öğrendiğiniz şeriatı tatbik ediniz. Bilgili kişilerin sohbet ve nasihatını kabul ediniz. Böylece Allah’ın emirlerini yerine getirmeye gayret etmiş olursunuz. Bu saydıklarımız zahiri edebtir. Batini edep ise, kalbi masivadan temizlemektir. Bu zamanda kalbi masivadan kurtarmak çok zordur. Hafız-i Şirazi şöyle diyor: ‘Ey kişi seni dostundan geri bırakan neyse kalbinden onu terk et.”

 

KALBİMİZ ALLAH’I ZİKRETMİYOR, NE YAPMALIYIZ?

Dilinizi ona yardımcı kılınız. Her ne kadar İmam Gazali, ‘gaflette zikir merduttur’ demişse de bazı ulema da ‘gaflette zikir etmek, zikirsiz gafletten daha iyidir’ demiştir. Biz bu sözü tercih ediyoruz. Kalbi zikir, gafleti yok eder. Molla Cami de şöyle diyor: ‘Zikri lisani kıyamette tartılır, faydasız değildir.’

NE GİBİ EDEB VE   KURALLARA UYMALIYIZ?

1-Dini ve dünyevi gayelerin dışında halkı terk edin. Halkın sevmesi de övmesi de, verip vermemesi de nedir ki?

2-Beş vakit namazı cemaatle kılın.

3-Çok konuşmayın. Çok konuşan gıybet yapabilir.

4-Helal lokma yemeyi talep etmek, şüphelilerden sakınmak lazımdır.

5-Halkın eziyet ve cefalarına tahammül ediniz.

6-İsar ve cömertliği adet edininiz.

7-Gerek ehlinize gerekse arkadaşlarınıza iyi davranınız.

8-Fasık ve münkirlerin meclisinde oturmayınız.

Bu haberler de ilginizi çekebilir