Siyonist işgal ordusunun Gazze’ye karşı havadan, karadan ve denizden saldırıları devam ediyor. Onlarca hava saldırısı ve tank ateşine karşı direniş güçlerinin attığı onlarca füze. Netice ise malum; yıkılan evler, okullar, camiler ve hastanelerin yanında onlarca şehit ve yaralı. Bu seferki saldırıların arka planını, amacını ve hedefini iyi okuduğumuzda bunun daha çok tuzağa benzediğini söylemek mümkündür.

 

Peki, Siyonist rejim neden bu zamanda böyle bir saldırı başlattı:

 

Bir: Siyonist işgal yönetimi sınırlı sayılabilecek bu saldırılarla direniş güçlerinin gücünü test etmek ve atılan füze ve roketlere karşı sınıra kurduğu “Demir Kubbe” sisteminin etkinliğini denemek istiyor. Geçmişteki eylemler bu Demir Kubbe sisteminin başarısızlığını ortaya çıkardı. İşgal ordusunun Gazze`ye yönelik bu seferki saldırılarının maksatlı olduğu anlaşılıyor. Karşılığı Filistnililer açısından onlarca şehit yüzlerce yaralı da olsa Siyonist yönetim bu sistemin başarıya ulaştığını görmek istiyor.

 

İki: Filistin direnişinin yükselen askeri gücünü az da olsa kırmak, önüne set çekmek, bazı liderlerini katlederek kuşatma altında zor anlar yaşayan halkın nezdinde direnişin itibarını, güvenilirliğini aşağıya çekmek.

Üç: Arap baharının yaşandığı bu süreçte tehdit ve tehlike algısını ve özellikle İran tehdidini daha gerilere itmek. Bundan sonra terör rejiminin İran ile olan ilişkisi, tehdit ve korku algısı hep enformatik, siyasi ve seçim yatırımı olacak. Bunun yerine işgal rejimi Arap devrimlerinin önemli istasyonlarından Mısır’daki değişimin ardından özellikle Gazze’ye yoğunlaşacak.

Dört: Çalışmalarıyla ve yaptıkları faaliyetlerle devrik Mübarek rejimini çoğu kez zor durumda bırakan Müslüman Kardeşler ile diğer hareketleri sıkıntıya sokmak. O nedenle bu saldırılar, muhalefetten iktidara yürüyen Mısır İhvanı için bir nabız yoklamasıdır.

 

Beş: Çok boyutlu Siyonist-Amerikan projesini uluslararası camianın suskunluğu karşısında daha da derinleştirmek.

Sonuç olarak şunu diyebiliriz: Siyonist rejim bu saldılarıyla şuraya buraya mesaj vermekte başarılı olabilir. Ancak bölgenin yeniden şekillendirilmesinde Arap Baharında etkin rol oynayan ve bölgenin yeni gücü sayılan halklar söz sahibi olacaktır. Siyonist terör rejimine limitsiz kredi ve destek sağlayan ülke ve çevrelerle dış ilişkiler de eskisi gibi olmayacak.

 

 Muhammed Es-Serrûci