• DOLAR 32.591
  • EURO 34.825
  • ALTIN 2513.766
  • ...

EKONOMİ SERVİSİ ANALİZ

Yazının başlığını görünce hele de Myanmar`da ki vahşi hayvanların Arakan Müslümanlarına her gün yaptıkları zulümlere şahitlik edenler olarak kimileri:

“Kardeşim nasıl yok? Baksana her taraf hayvan dolu diyebilirler. Haklılar da!

Fakat konumuz iki ayaklı konuşan vahşi hayvanlar değil. Hani bildiğimiz Rabbimizin bizim hizmetimize sunduğu dört ayaklı mübarek hayvanlardan bahsediyorum.

Bugün Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) 2017 yılı Haziran ayı Hayvansal Üretim İstatistiklerine ilişkin verileri açıkladı. İstatistik sonuçlarını görünce ister istemez üzüldük.

Önce verileri sizlerle paylaşıp sonra da bu sonuçlar üzerine bir-iki tespitte bulunma ihtiyacı duyduk. TÜİK verilerine göre:

Büyükbaş Hayvan Sayısı 14,9 Milyon Baş

Büyükbaş hayvan sayısı Haziran ayı sonu itibariyle 14 milyon 817 bin baş, toplam küçükbaş hayvan sayısı ise 44 milyon 573 bin baş oldu. Koyun sayısı 33 milyon 562 bin baş, keçi sayısı da 11 milyon 11 bin baş olarak gerçekleşti.

Kümes Hayvanı Sayısı 351 Milyon Adet

Et tavuğu sayısı, 2017 Haziran ayı sonu itibariyle 230 milyon 820 bin olurken, yumurta tavuğu sayısı 114 milyon 963 bin oldu. Hindi sayısı 3 milyon 534 bin, ördek sayısı 529 bin, kaz sayısı da 924 bin olarak gerçekleşti.

Adam Başına Bir Hayvan Bile Düşmemesi Düşündürücü

Bu sonuçlara göre Türkiye`de büyükbaş-küçükbaş toplam hayvan sayısı 59 milyon 390 bin. Bir zamanların tarım ve hayvancılıkta zengin olan 80 milyon nüfuslu Türkiye`de adam başı bir hayvan bile düşmemesi düşündürücü! Bu tablo hayvancılıkta acil adımlar atılması gerektiğini ortaya koymakta. Günü kurtarmak için ordan burdan et veya canlı hayvan ithal etmek yerine kısa-orta ve uzun vadeli ciddi plan ve projeler geliştirilmeli. Yani bu ülkede mera bol, işsiz insan bol, fakat hayvancılık niye böyle zayıf olsun ki?

Adam Başı 4 Tavuk Düşüyor

Kümes hayvanları sayısı 351 milyon, bu da demektir ki yine adam başı 4 tavuk düşüyor. Her ne kadar tavukçulukta ilerlemiş bir ülke olsak da bu sayı da yeterli değil. Artık dünyanın gelişmiş ülkeleri standartlarında tavukçuluk yapıyoruz. Evet. Fakat daha iyi olmalı. Tavuk ihracatımız geçen yıllara göre iyi de olsa ülke ekonomisine ciddi destek olabilecek bir seviyeye neden getirilemesin ki?

Kimseye El Açmıyor Zelil Olmuyorduk

Hayvancılık bu ülke insanın tarihsel genlerinde olan bir iş alanı. Bu gün modern metotlarla planlı projeler yapılabilirse bu; ülkede büyük bir sorun olan işsizliği azaltacak, köyden kente göçü engelleyecek, ülke ekonomisini kırılganlıktan kurtaracak ve en önemlisi de toplumsal maneviyatı güçlendirecektir. Evet, bu iş alanı öyle değerli bir alan ki toplumsal maneviyata da katkısı var. Diyeceksiniz ki ne ilgisi var. Şöyle bir düşünün yakın geçmişte köyden kente göçlerin böyle yoğun gerçekleşmediği dönemlerde toplumsal hayat nasıldı? Köylü kiracı değildi, iyi-kötü herkesin derme çatma bir evi üç- beş hayvanı iki- üç tarlası bağı ya da bahçesi vardı. Yani kırsalda yaşayan aile yeme içme barınma hatta bazen giyinmenin de epey bir bölümünde kimseye muhtaç değildi. İzetli bir hayatı vardı, misafirperver, yardımsever ve dindardı. İhtiyaç duyduğu şeyleri de beslediği hayvanlarından veya ürettiği ürünlerinden satış yaparak giderebiliyordu. Kısacası kimseye el açmıyor zelil olmuyordu.

Kurban Yıllık Et Stoku İçin Kesilmeye Başlandı

Büyük şehirlere gelince ne oldu? Ev  kira, su para, ekmek para, yol para … Peki bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ne yaptı bu insan? Her ne iş olursa yaptı! İhtiyaçlarını karşılayabilmek için nice zelil pozisyonlara düştü. Bu da onun maneviyatını sürekli kemirdi. Öyle ki şehirdeki insanlar misafirden korkar oldu, kurbanı yıllık et stoku için kesmeye başladı… Mecburen bu durumlara düştü, çünkü şehirde hayat zor, ayakta durabilmek zor… Hasılı bu hamur çok su götürür. Kısacası ülkemiz insanına yapılabilecek en büyük iyiliklerden birisi şüphesiz tarım ve hayvancılıkta ciddi-planlı projeler üretmektir.