Savcılar Göreve: 25 Mayıs Katliamı Aydınlatılsın
Batman eski Valisi Salih Şarmanın Batmanda bir durağa konularak patlatılan ve 11 sivilin hayatını kaybettiği bombalama eyleminin koruculara yönelik bir eylem olduğunu açıklamasının yankıları devam ediyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Masum Günaydın / Batman
Batman eski Valisi Salih Şarman’ın yaptığı açıklamalara göre 25 Mayıs 1995’te Batman Hürriyet İlköğretim Okulu karşısında bulunan minibüs durağına konularak patlatılan ve 11 sivilin hayatını kaybettiği 16 kişinin de yaralandığı bombalama eylemi MİT elemanları tarafından yapıldı. Olaydan sonra bombalamayı yapan kişi yakalandıysa da MİT kendi elemanı olduğunu söyleyerek eylemi gerçekleştiren salıverildi. Şarman, dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan’ın da Batman`a gelip bu olayla ilgilendiğini ve kendisinin olayı devrettiğini anlatmıştı.
OLAY KORUCULARA YÖNELİK DEĞİL
Batman eski valilerinden Salih Şarman’ın açıklamasının ardından, olayda hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralanan kişiler olayın koruculara yönelik olmadığını ve bu olayın aydınlatılması için soruşturmanın başlatılmasını istediler. Batman’da yaşanan bombalama olayıyla ilgili yapılan açıklama tepkilere neden olurken kamuoyunun vicdanını da yeniden sızlattı.
ÖLENLER SİVİL HALKTI
Batman Mezopotamya Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti Başkanı M. Kemal Çelik, olayla ilgili ilginç ayrıntıları Doğruhaber’e anlattı. Kemal Çelik, “O gün sanırım saat:17.30 veya 17.20 idi. Gazetedeydim, bir ses duyduk, buradan olay yerine kadar bir buçuk kilometre var. Daha güvenlik çemberi olmadan, olay daha sıcakken biz ordaydık. Balpınar köyünün minibüs durağına tüpgaz destekli bir bomba konulmuştu. Orada olayın ilk dakikalarında 8 kişi hayatını kaybetmişti. Daha sonra yaralılardan üç kişi daha hayatını kaybetti ve ölü sayısı on bire yükseldi. Bizim tespitlerimize göre ölen kişilerin arasında öğretmen, normal vatandaş, esnaf, bayan, çocuk ve bir korucu vardı” şeklinde konuştu.
PATLAMA YERİNE ROZET DAĞITARAK GELDİ
Kemal Çelik, dönemin Valisi Salih Şarman’ın olaydan yarım saat sonra polis ve korumalar eşliğinde gelerek incelemelerde bulunduğunu ve dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan’ın takındığı tavrı şöyle anlattı: “Ertesi gün OHAL Valisi Ünal Erkan geldi. Ünal Erkan da koyu bir Beşiktaşlı olduğu için gelir gelmez herkese rozet dağıtmaya başladı. Vatandaşımız orda havaya uçmuş, paramparça olmuştu o Beşiktaş’ın derdine düşmüştü. Esnafa rozet dağıtıyordu. Rozet dağıta dağıta olay yerine geldi. Orda ‘Zeki Gün’ adında bir muhabir arkadaşımız vardı. İHA muhabiri, Türkiye Gazetesine servis yapıyordu. Bu arkadaş valiye, ‘Sayın valim bu olayı kim gerçekleştirmiş’ diye sordu. Erkan Ünal, bize dönerek, ‘Siz bilmiyor musunuz’ diye cevap verdi. Biz de şok olduk”
BOMBALAMA PROVAKASYON AMAÇLI
Kemal Çelik, seçilen yerin önemli bir nokta olduğuna vurgu yaparak, minibüs durağının genellikle Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen halkın ve köylülerin kullandığını belirtti. Bu ayrıntının bombalamanın amacını ortaya koyduğunu belirten Çelik, “Amaç bombalama eylemini PKK yapmış gibi gösterip, PKK ile Hizbullah arasındaki çatışmayı kızıştırmaktı” dedi.
OLAY AYDINLATILSIN FAİLLER YARGILANSIN
Çelik, olaydan 17 yıl sonra dönemin valisinin olayı itiraf ettiğini hatırlatarak, “Bu olayın MİT mensubu tarafından gerçekleştirilmesi aleni şekilde ortaya çıkmış oldu. Bu açıklamanın üzerine gidilsin. Hakim ve savcılar, yargı mekanizması Türkiye’de işliyor. Eğer bir hukuk devletiysek Salih Şarman da ölmemiş, ifadesini alırlar ve bununla ilgili bir soruşturma başlatılır. Çünkü on bir tane masum insan öldü. Aradan on yedi yıl geçse de zaman mefhumu hiç önemli değildir. Yirmi yedi yıl da geçse faillerin bulunması önemlidir” ifadelerini kullandı.
OHAL’İN UZATILMASI İÇİN EYLEMLER YAPILIYORDU
O dönemde bölgede OHAL uygulamasının uzatılması için meclise gelen her önerge öncesinde bombalama veya saldırı olaylarının olduğunu vurgulayan Çelik, “Mesela, minibüs yakma olayı veya toplumsal bir takım eylemler gerçekleştiriliyordu. Neymiş, OHAL uzatılsın buradaki güvenlik personeli OHAL tazminatından ek maaşlardan istifade etsin. Sırf OHAL’in uzatılması için eylemler yapılıyordu. İşte örgütlerin karşı karşıya getirilmesi, halkı sindirmek, provoke etmek, baskı altında tutmak için de eylemler gerçekleştirildi” dedi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir
-
Tüm dünya, 7 aydır devam eden soykırıma, neredeyse tümüyle tahrip edilen evlere, hastanelere, okullara ve açlıktan ölümlere rağmen Gazze halkının tevekkül, inanç ve direniş azmi karşısında hayrette kalmış durumda. Şehadete gülerek giden direniş erlerinin motivasyon kaynağının küçük yaştan itibaren aldıkları İslami eğitim ve sahip oldukları sağlam inanç olduğu konusunda kimsenin şüphesi yok. Mevcut şartlarda, yıkıntılar arasında bile çadırlarda devam eden Kur’an-ı Kerim eğitimi bunun göstergesi.
-
İşgalci barbarların adım attığı her yerde katliam ve yıkım yaşanıyor. İşgalci barbar ordusunun son olarak Nuseyrat Kampı'na yönelik 8 günlük saldırıları sırasında 75 kişi katledilirken Beyt Hanun beldesinden çekilmesinin ardından da geriye büyük bir yıkım kaldı.
