• DOLAR 32.507
  • EURO 34.978
  • ALTIN 2430.558
  • ...
Hidayetin Mertebeleri
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Birinci Mertebe 

Uyanıkken vasıtasız olarak Allah`ın kulu ile konuşmasıdır ki, bu Allah`dan kula doğru olur ve bu hidayetin en yüksek derecesidir. Allah Teala`nın Musa b. İmran (as) ile konuşması böyledir.

Allah Teala:

“Allah Musa ile konuştu”. (Nisa, 163)

Ayetin başlangıcında Allah`ın Nuh`a ve Nuh`dan sonraki nebilere vahyedişi zikredilir, sonra Musa, Allah`ın kendisiyle konuştuğunu haber vermekle nebiler arasında özel bir yere sahib olur. Bu durum, Musa için meydana gelen konuşmanın ayetin başında zikrolunan mutlak vahyden daha hususi oluduğunu gösterir.

Sonra Allah bu konuşmayı, konuşma fiilinin masdarı olan “teklim” kelimesiyle pekiştirdi. Bu tekid, buradaki konuşmanın, ilham, işaret veya konuşma dışında herhangi bir manaya geldiğini zanneden Mu`tezile, Cehmiyye, Muattıla vb.nin vehmini ortadan kaldırır.

Allah Teala buradaki konuşmanın hakiki manada olduğunu göstermek ve mecaz vehmini ortadan kaldırmak için bunu manalı bir mastarla tekid etmiştir.

Ferra, hangi yolla olursa olsun insana ulaşan şeye Arapların kelam adını verdiğini söyler. Fakat Araplar bunu mastarla desteklemezler. Masdarla tekid edildiği zaman bundan ancak hakiki manada kelam anlaşılır.

Bunun örneği irade kelimesidir. Filanca, bir isteyişle istiyor (erade iradeten)denilince, bununla iradenin hakikati anlaşılır. Falanca duvarı murad ediyor, denince “irade” mastarı kullanılmaz. Çünkü buradaki irade hakiki değil, mecazidir. Allah Teala şöyle buyurur:

“Musa sözleştiğimiz yere gelip Rabbi onunla konuştuğunda Rabbim bana kendini göster, sana bakayım, dedi” (Araf, 142)

Bu konuşma Musa`yı Firavun`a göndermek için yaptığı ilk konuşmadan ayrıdır. Bu ikinci konuşmada bakma isteği vardır, birincide yoktur ve Musa`ya levhalar da bu konuşmada verilmiştir. Bu konuşma Allah`ın bir vaadi olarak gerçekleşmiştir. Birinci konuşmada ise bir sözleşme mevzu bahis değildir, ikinci konuşmada Allah (cc) Musa`ya şöyle der:

“Ey Musa, risaletim ve kelamımla insanlar arasında seni seçtim.” (Araf, 144)

Selef alimlerinin icması ile buradaki kelam “teklim” manasındadır.

Allah sübhanehu Kur`an`da hem ona nida ettiğini ve hem de gizlice seslendiğini haber verir. Nida uzaktan, fısıldamak (nica) yakından olur. Yine Arablar, deve büyüyünce ona nida veya nica adını verirler. Babası Adem, Musa ile tartışmasında:

“Sen Allah`ın konuşmasıyla seçmiş olduğu Musa`sın, Allah Tevratı bizzat yazıp sana vermedi mi?” der.

Kıyamette insanlar Musa`nın Rabbinden şefaat taleb etmesini istediklerinde aynı şeyi söylerler. Miraç hadisinde, rivayetlerin ihtilafına göre Hz.Peygamber Hz. Musa`yı altıncı veya yedinci semada gördüğü zaman yine aynı şekilde hitab etmiştir. Ve şöyle demiştir:

“Bu Allah`ın Musa`yı kelamıyla üstün kılmasından dolayıdır” (Buhari, tevhid, 37)

Eğer buradaki konuşma (kelam) Musa`dan başka nebiler için hasıl olan konuşma cinsinden olsaydı, bu hadisle de böyle bir konuşmayı (kelamı) Musa`ya tahsis etmesinin bir manası kalmaz. Ve Musa`ya “Kelimü`l- Rahman”  da denmezdi. Allah Teala`da:

“Allah`ın bir beşere konuşması ancak vahyle veya bir perde arkasından veya bir elçi göndermekle olur. Bu elçi de Allah`ın izniyle O`nun istediğini vahyeder” (Şura, 51) buyurarak Vahy konuşmasıyla, elçi göndermek suretiyle konuşmayı ve perde arkasından konuşmayı birbirinden ayırmıştır.

İkinci Mertebe

Nebilere has vahy derecesidir. Allah Teala:

“Doğrusu biz sana, Nuh`a ve Nuh`dan sonraki nebilere vahyettiğimiz gib`i vahyettik” (Nisa, 163) ve “Allah`ın bir insanla konuşması ancak vahyle veya perde arkasından olur.” (Şura, 51) buyurur.

Bu ayette vahy konuşma çeşitlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Nisa Suresi`ndeki ayette de vahyi bir konuşma çeşidi olarak saymıştır. Bu konuşma iki şekilde olur. Biri vasıtasız ve hususi konuşma şekli. Diğeri çeşitli yollardan manayı iletmek şeklinde olan umumi konuşma şeklidir.

Sözlükte Vahy: Gizli ve süratli bir şekilde bildirmek demektir. Fiili “vaha” ve “evha” şeklinde geçer. Nitekim şiirde:

“Ona karar bildirildi (Vaha), o da sakinleşti” şeklinde geçer.

İleride kısımları gelecektir.

İbni Kayyım - Medaricu's Salikin
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir