• DOLAR 32.501
  • EURO 34.786
  • ALTIN 2423.757
  • ...
Arafat`ta Vakfe ŞİMDİ DUA ZAMANI
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mehmet Erkan Yavuz-Ebuzer Atasoy/DOĞRUHABER

Müslümanın hac ibadeti için çıktığı Arafat, adeta mahşerin provasına ev sahipliği yapacak. Milyonlarca hacı adayı; Müslümanların zalimlerden kurtulması, günahlardan arınması, birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi için saatlerce DUA`ya duracak. Konuyu gazetemize değerlendiren Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD'UL- ULEMA) Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek ve İlahiyatçı Dr. M. Şerafettin Kalay, İslam dünyasında soykırım ve vahşetlerin yaşandığı bir dönemde Arafat`ta vakfeye duracak milyonlarca Müslümanın gözyaşları içinde Allah`a niyazda bulunacağını belirtti.

“BİRBİRİMİZDEN KOPUŞUMUZUN NETİCESİ OLARAK ARAKAN`I YAŞIYORUZ”
Haccın bir hikmetinin de Müslümanların birlikteliğini sağlamak olduğunu ifade eden İTTİHAD'UL- ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek, “Bugün Müslümanların en çok muhtaç olduğu şeylerden biri de, birbirimiz için elimizle yapamadığımız şeyleri, dilimizdeki dualarla yapmaktır. Özellikle de şu anda Arafat`a çıkmaya hazırlanan Müslüman kardeşlerimiz bu mübarek topraklarda Arakan`daki, Yemen`deki, Irak`taki ve tüm İslam coğrafyasındaki zulme uğrayan kardeşlerini unutmamalıdırlar. Haccın bir hikmeti de Müslümanların birlikteliğini sağlamaktır. Dolayısıyla bugün bu birliktelikten uzak oluşumuzun acı neticesiyle karşı karşıyayız. Artık ihtilaflarımızın, birbirimizden kopuşumuzun sonucu olarak Arakan`ı yaşıyoruz, Irak`ı yaşıyoruz, Filistin`i yaşıyoruz, Suriye`yi yaşıyoruz. Hiç olmasa müslümanlar o mübarek topraklarda dua etsinler. İhtilafların bitmesi, Müslümanların yekvücut olması ve bu acıların son bulması için niyazda bulunsunlar. Çünkü bunun başka çaresi yoktur. Bizler de dua edelim. Dualarımız bir araya gelsin. Belki Allah(cc) bize merhamet eder de kurtarır bizi” açıklamasında bulundu.
“Bayramda da birbirimize daha çok kenetlenip, birbirimizi ziyaret etmeliyiz, kaynaşmalıyız” diyen Şimşek, “Bu acıları gördükten sonra ihtilafımızın nelerle sonuçlanacağını çok iyi anladık. Hangi isim altında olursa olsun hizmet eden tüm camiaların, tüm bu manzaralardan sonra birliktelikten başka bir çarelerinin olmadığını anlayıp birbirimizi sevmenin, birbirimizle kardeş olmanın gayreti içerisinde olmamız için dua etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

“ARTIK ÇOCUKLARIMIZIN YÜZÜNE BAKMAYA UTANIR OLDUK”
İslam dünyasında yaşanan büyük acılar karşısında bayram arifesinde çarşı ve pazara çıkmaya utandıklarını dile getiren Şimşek, “Biz artık bayram yapmaya utanıyoruz. Bayram için çocuklarımızı çarşıya-pazara göndermeye utanıyoruz, bugün Arakan`da yaşananları gördükten sonra. Biz bugün “acaba fakir-fukaraya dağıtmak üzere, kardeşliğimizin gereğini yerine getirmek üzere birkaç kuruş parayla bir kurban kesebilir miyiz” diye düşünürken, bunu bile yapamazken, bunun neticesi olarak, bu kardeşliğimizin gereğini yerine getiremediğimiz için maalesef bugün Arakan`da insanlık ayaklar altında, insanlığın tüm değerleri ayaklar altında. Kardeşlerimiz, bacılarımızın bedenleri paramparça, canlı bir şekilde ateşte yakılıyorlar. Bu zillettir. Hepimiz için zillettir. Allah şahit olsun artık çocuklarımızın yüzüne bakmaya utanır olduk. Dolayısıyla dua edelim. Hem onlar için, hem kendimiz için. Hep beraber elimizi kaldıralım. Allah`u teala bizden bu zilleti, onlardan da o sıkıntıları kaldırsın. Rabbim bu mübarek günleri buna vesile etsin!” açıklamasında bulundu.

“DİLLERİ VE RENKLERİ FARKLI MİLYONLARCA MÜSLÜMAN BİR ARAYA GELİYOR”
Dilleri, renkleri ve ırkları farklı olan milyonlarca Müslümanın bugün bir araya geldiğini belirten İlahiyatçı Dr. M. Şerafettin Kalay, “Resulullah (s.a.v) efendimiz, “Hac, Arafat`tır”, diğer bir ifadeyle “Hac, vakfedir” diye buyurur. Vakfe hem zamanla, hem de mekânla sınırlıdır. Bu açıdan, Vakfe haccın, iki rüknünden en büyük olanıdır. Çünkü ikinci rüknü, Kâbe`yi tavaftır. Ama o, zamanla sınırlı değildir. İlk üç gün içerisinde şer`i özrü olmayanların yapması vacip olsa da daha sonraki günlerde yapılması caizdir. Şer`i özrü olanlar nitekim daha sonraki günlerde yaparlar. Dolayısıyla insanlar aynı meydanda aynı zaman diliminin içerisinde Arafat`ta bir araya geliyorlar. Yani hacca akan tüm insanlar farklı günlerde tavaf etseler de, Arafat`taki vakfede aynı anda bulunurlar. Böylece dünyanın farklı yerlerinden, şehirlerinden, köylerinden, beldelerinden, ülkelerinden kalkarak gelen insanlar bir umman buluşur gibi Arafat`ta bir araya gelirler, Mevla`ya dua ederler. Dilleri farklı, renkleri farklı, üslupları farklı, lehçeleri farklı ama Rableri bir, peygamberleri bir, dinleri bir, Allah`a el açıp dua ederler. Bu mekân, Allah Resulünün veda haccını irad ettiği ve ümmetine büyük vasiyeti bulunduğu mekândır. Gönül arzu ederdi ki bu mekâna gelen her insan, İslami şuurla dönsün. Rabbimizden bunu niyaz ediyoruz. İnşallah o şuur seviyesine ulaşırız. Çünkü bütün beşeriyetin şuuru, rahmana kul olmak yerine şeytana uşak olmayı seçenler tarafından sürekli zedelenmeye çalışılıyor” diye konuştu.

“GAFLETE DÜŞTÜĞÜMÜZ İÇİN BU ACILARI YAŞIYORUZ”
“Ne yazık ki Müslümanlar tarih boyunca giderek sarsılma yaşayışları ve gaflete düşmeleri sebebiyle bugün acı yaralar içerisinde yaşıyorlar.” diyen Kalay sözlerine şöyle devam etti: “Her şeye rağmen biz bayram etmeliyiz. Çünkü Allah Resulü bizden daha acı günler yaşadı. Şehitler verdi, çileler çekti. Ama bayramını yaptı. Biz de yapıyoruz. Biz de dua ediyoruz. Ama bayram yaparken, Arafat`ta bir araya gelirken, İslam aleminin bugün bizim zaaflarımız, şuur kayıplarımız, kardeşliğimizi kaybetmemiz sebebiyle düştüğümüz acıları ve sıkıntıları da unutmayalım. Zalimden de merhamet beklemeyelim. Zalim merhamet etmez. Hak davaya sahip çıkan gönüller zalime dur diyecek güce ve dur diyecek şuura ulaşmalıdır. Bunun da bir numaralı yolu şüphesiz iman kardeşliğimizin yeniden güçlenmesinden, kuvvetlenmesinden, mümin gönüllerin birbirine kenetlenmesinden geçer. İlim irfan yolunda ilerleyişten geçer. Zalime muhtaç olmamaktan geçer. Haktan geçer, hakikatten geçer. Allah`ın emrettiklerini yaşamaktan geçer. Ve zalimden merhamet bekleme acziyetine düşmemişlikten geçer. Nihayetinde asırlar boyunca bunu canlı tutmaktan geçer. Biz bu acziyeti defalarca yaşadık. Zalim merhamet etmedi. Dolayısıyla inşallah dualar gönülden olur. İnşallah aşk ve iştiyaklı olur. İnşallah mümin gönüller bu şevkle ve iştiyakla döner. Her geçen gün, ilmimiz, irfanımız ve kardeşlik duygumuz artar. Bu acı günleri yaşamadan nice güzel bayramlar yaşar, yine Arafat`ta buluşur, yine semaya eller açılır, yine yeryüzüne göz damlaları düşer. Rabbimizden gelecek günlerin İslam alemi için daha hayırlı günler olmasını niyaz ediyorum. Rabbimiz hak davayı muzaffer, bizleri de hizmetkar eylesin.”

Bu haberler de ilginizi çekebilir