• DOLAR 32.523
  • EURO 34.809
  • ALTIN 2422.165
  • ...
Memur-Sen: İslam dünyası Arakan için harekete geçmeli
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Senelerdir devam eden ve geçtiğimiz günlerde bir kez daha alevlendirilen Budist çetelerinin Myanmar'daki katliamları sürüyor. Son olarak 3 binin üzerinde Arakanlı Müslüman katledilirken, binin üzerindeki Myanmarlı da farklı ülkelere göç etmeye zorlandı. Bunun üzerine Memur-Sen, 81 ilde yayınladığı basın açıklamasıyla Budist çetelerce yürütülen katliamları lanetledi. Memur-Sen, İslam dünyasına ve uluslararası topluma, "harekete geçin, katliamı durdurun" çağrısında bulundu.

Myanmar'da (Burma), Rakhayn Eyaleti'nin kuzeyinde 25 Ağustos gecesi meydana gelen saldırıların ardından Myanmar ordusu ve Budistler tarafından sivil Rohingya/Arakanlı Müslümanlara karşı katliam yapılmaya başlandığının hatırlatıldığı açıklamada, en az 2-3 bin Müslümanın katledildiğine ve 100 binden fazla Müslüman'ın da yerinden edildiğine dair vahim haberlerin ulaştığı ifade edildi.

Gelen haberler katliamların, 2012 ve geçen yıl Ekim ayında yaşanan saldırılardan daha şiddetli bir hal aldığı ve giderek bir soykırıma dönüştüğü yönünde olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Bangladeş sınırının da kapalı olması nedeniyle yüz binlerce Müslümanın katledilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu aktarıldı.

"Arakan'daki zulümler 1942 yılından beri devam ediyor"

Açıklamada, "Budist Burma hükümetinin Arakan'daki zulümleri 1942 yılından beri hiç durmadan devam ediyor. Her gün aşağılanan, tacize uğrayan, köyleri mahalleleri basılan Arakanlılar BM'ye göre de bu çağın en mazlum halklarından biri durumunda. Zira Arakan'da yaşanan zulüm ne dünya kamuoyunun gündemine girebilmekte ne de şimdiye kadar zulmü hafifletecek ciddi bir girişim söz konusudur."  denildi.

Arakanlı Müslümanlara tarih boyunca yaşatılan zulümlerin anlatıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"1784 yılına kadar bağımsız olan Arakan, Burma ve İngilizlerin işgaline uğradı. Bağımsızlık öncesi etnik temizliğe girişen Budistler, 28 Mart 1942'de 150 bin Arakanlı'yı katledip yüz binlercesini yurtlarından çıkardılar. Burma'ın 1948'de bağımsızlığını kazanmasıyla baskı daha da sistematik hale geldi. Müslüman Arakan halkını İslami köklerinden koparmak için İslami eğitim veren okullar kaldırıldı ve Budist müfredat uygulanmaya başlandı. Başörtüsü kullanılması ve kurban kesilmesi yasaklandı. İslami isimler yerine Budist isimlerin kullanılması ve Kur'an-ı Kerim'in harflerinin Burma harfleriyle değiştirilmesi zorunlu hale getirildi.

Arakan'lı Müslümanlar uzun yıllardır çok yönlü ve derin ayrımcılığa, asimilasyon ve soykırıma tabi tutuluyorlar. Müslüman toplumun önderleri, alimleri ve ileri gelenleri katlediliyor.

Arakanlı Müslümanlar bu dayatmalara boyun eğmedikçe baskının, katliamların, sürgünlerin dozu artırılıyor. 1962 yılında başlayan komünist dönemde 22 yıl boyunca 20 bin Arakanlı öldürüldü. Mallarına el konuldu ve kadınlarına tecavüz edildi.

1982 yılında Arakanlı Müslümanların vatandaşlıkları ellerinden alındı. Arakanlılar yüzyıllarca bağımsız olarak yaşadıkları öz vatanlarında "öz yurdunda garip, öz vatanında parya" durumuna düşürüldüler.

1990'lardan sonra yeniden başlayan kıyım döneminde binlerce Arakanlı şiddete maruz kalarak hayatını kaybetti, 200 bin Arakanlı Bangladeş'e sığındı.

2012 yılında yeniden toplu tutuklama, köylerin yakılması, tecavüzler, katliamlar, camilerin yakılması gibi insanlık dışı muameleler başladı. 150 bin kişi evlerini terk etti. Bu zulümler bütün dünyanın sessiz bakışları arasında 2016 yılında tekrar etti."

"BM, mazlum milletlerin yaşadıkları zulümleri kınamak için bile ABD'nin, Çin'in, Rusya'nın iznine bakıyor"

Bugün sayıları 5 milyonu aşan Arakanlının 4 milyonu 1942 yılından beri uygulanan sistematik baskı ve zulümden kaçarak Malezya, Bangladeş, Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland, Endonezya ve Avrupa'da mülteci olarak yaşadığı aktarılan açıklamada, "Bütün bunlara karşın birkaç güçlü devletin çıkarlarını korumaktan başka bir işe yaramayan BM, mazlum milletlerin yaşadıkları zulümleri kınamak için bile ABD'nin, Çin'in, Rusya'nın iznine bakıyor." ifadesine dikkat çekildi.

BM ve BMGK tarafından yapılan tek şeyin ölü ve yaralıları sayarak rapor hazırlamak olduğuna işaret edilen açıklamada, bu vahşi katliamları engellemek için ise bugüne kadar en küçük bir girişimde bulunulmadığı ifade edildi.

Açıklamada, "İnsan hakları söylemi şampiyonluğunu kimseye bırakmayan lafazan Batı dünyası da yaşanan katliamları durdurmaya yönelik kılını kıpırdatmıyor. Komisyon raporları ve kınama faaliyetlerinin ise katliamlar karşısında hiçbir anlamı yok. Bugün dünyanın her yerinde Müslümanlar büyük zulümlere ve katliamlara maruz kalıyor. Buna karşın uluslararası örgütler ve Batı dünyası çirkin bir ikiyüzlülükle İslamofobiyi pompalamakla meşguller." denildi.

"Temel sorun İslam dünyasının örgütsüzlüğü ve sinmişliğidir"

BM ve diğer uluslararası örgütlerin Müslümanlara yönelen zulüm karşısındaki sessizliği mevcut zulümleri artırmakta ve yeni zulümlere davetiye çıkarmakta olduğuna değinilen açıklamada, devamla şöyle denildi:

"Ancak hemen şunu da eklemeliyiz ki bu zulmün diğer bir ortağı da, kendi milletine uygulanan zulüm karşısında sesini yükseltmek ve çözüm üretmek yerine üç maymunu oynamayı tercih eden İslam dünyasıdır. Zulmün sadece seyircisi olmayan aynı zamanda birçok yerde öznesi de olan Batılı devletlerin çifte standartlı yaklaşımından medet uman bir yaklaşımla çözüm üretmenin mümkün olmadığı bilinmelidir. Temel sorun İslam dünyasının örgütsüzlüğü ve sinmişliğidir.

"İslam dünyası ülkeleri biran önce harekete geçmelidir"

Açıklamada, şu çağrıda bulunuldu: "İslam dünyası ülkeleri biran önce harekete geçmelidir. Bu bağlamda Türkiye'nin İİT'in toplanarak gerekli adımları atması konusundaki çağrısını destekliyoruz. Bu bağlamda İslam ülkeleri hükümetlerini, İslam dünyasındaki bütün kurumları, dünyadaki bütün insan hakları ve yardım kuruluşlarını gerekli sorumluluğu almaya, Arakan'ı BM ve diğer örgütler nezdinde dünya gündemine taşımaya, saldırıların durdurulması için Myanmar hükümetine baskı yapmaya, yanı sıra Arakanlı Müslümanlara fiili destek sunmaya çağırıyoruz."

Bunun yanında İslam dünyasının, çok yönlü ve çok cepheli saldırılara karşı yapısal çözümler üzerinde çalışması gerekliliğine vurgu yapılan açıklamada, Myanmar hükümetini ve sessiz kalan her kurum ve ülkeyi kınandığı kaydedildi. (İLKHA)


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir