• DOLAR 32.59
  • EURO 34.807
  • ALTIN 2498.927
  • ...
"Hak ve adalet olsaydı oğlum 19 yıldır haksız yere cezaevinde olmazdı"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İslami kimliğinden dolayı cezaevinde bulunan ve bu süreçte çeşitli hastalıklara yakalanan ve şu ana kadar 4 defa kalp ameliyat olan Nuri Arslan'ın anne ve babası, oğullarının haksız ve hukuksuzca cezalandırıldığını belirterek, sadece adalet istediklerini söylediler.

Gaziantep'te 1999 yılında gözaltına alınarak ağır işkenceler gören Nuri Arslan, daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Hukuk kurallarının hiçe sayıldığı yargılama sürecinde ağır cezaya çarptırılan Arslan, yaklaşık 18 yıldır cezaevinde bulunuyor.

FETÖ yapılanmasının polisleri tarafından gözaltına alınan ve günlerce işkence gördükten sonra yine aynı yapının hâkim ve savcıları tarafından düzmece suçlamalarla tutuklanıp Gaziantep Cezaevine konulan Arslan, daha sonra Mersin Silifke Cezaevine sürgün edildi. Ardından Adana'ya sürgün edilen Arslan, şu an Kocaeli Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevinde kalıyor.

1990'lar ve 2000'li yılların başında İslami kimlikli kişi ve kurumlara yönelik başlatılan sürek avının kurbanlarından biri olan Nuri Arslan'ın anne babası yaşadıkları mağduriyeti İLKHA'ya anlattı.

Oğlunun İslami kimliğinden dolayı 18 yıl önce cezaevine konulduğunu belirten baba Murat Arslan (70), hukukun işletilmediğini, adaletin olmadığını ifade ederek şöyle konuştu:

"Bu devlet hukuk devleti midir, adalet devleti midir, hani adalet nerede? Benim oğlum yıllardır cezaevinde. Bu adamın suçu nedir? diye bir soran yok. Oğlum adam mı öldürdü, neden bu kadar yıldır halen tutuklu? Ben sadece buna üzülüyorum. Oğlumun suçunu bilsem üzülmem. Oğlum bir suç işleseydi, üzülmezdim. 19 yıldır benim oğlum cezaevinde. Oğlum cezaevine girdiğinde çocukları daha küçüktü. 5 oğlu var ve hepsi de küçüktü. Şu an ise hepsi büyümüş ve kimisi de evlendi."

"Hak, hukuk ve adalet olsaydı oğlum 19 yıldır haksız yere cezaevinde olmazdı" 

Oğluna haksız yere ceza veren FETÖ üyeleriyle cezaevinde olmasını çok garipsediğini belirten Arslan, "Oğluma ceza verenler FETÖ'cü, ama şimdi oğlum FETÖ'cülerle birlikte cezaevinde kalıyor. Bu nasıl izah edilir. Hani nerede bu devletin hukuku, adaleti? Bu devlette adalet, hak ve hukuk yok. Eğer bu ülkede hak, hukuk ve adalet olsaydı, oğlum 18 yıldır haksız yere cezaevinde olmazdı. Bir defa bile oğlumun dosyasını açıp bakmadılar. Oğlumun dosyasına bir baksınlar, suçu nedir? O dönem benim oğlumu 'FETÖ'nün askerleri' tutukladı. Benim oğlumun bir suçu yoktu." ifadelerini kullandı.

90'lı yılların çok karanlık yıllar olduğunu ifade eden Arslan, derin devletin etkin unsurlarından JİTEM ile PKK'nin baskı ve tehditlerine boyun eğmeyip karşı durdukları için bedel ödediklerini ve ardından da 2000'li yıllarda FETÖ tarafından hedef alındıklarını, cezalandırıldıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"O dönem bir taraftan PKK diğer taraftan JİTEM ve FETÖ vardı. O dönemler ortalık karışıktı ve karanlık dönemlerdi. Türkiye yıkılma durumuna gelmişti. Derin devlet bir taraftan, FETÖ bir taraftan insanlara zulmediyordu. Her gün insanlar katlediliyordu. Oğlumun suçu nedir ben bilmiyorum. Biz Müslümanız, camiye gidip namazımızı kılıyorduk. Oğlum da aynı şekilde camiye gidip namazını kılıyordu, evde Kur'an okuyordu, işine gidiyordu. Zaten iş yerinden alıp götürdüler. O dönem insanları geceleri evlerinden alıp götürüyorlardı."

Oğlunun cezaevine konulmadan önce inşaatlarda amelelik yaparak geçimini sağlamaya çalıştığını dile getiren baba Arslan, bayramları oğlundan ayrı geçirmenin hüznünü yaşadığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

"Ben üzülüyorum. Oğlumu ne bir bayramda gördüm ne oğlumla bayramlaşabildik ne de oğlum bizim bayramımıza gelebildi. Bunun vebali bu devletin üzerinedir. Ama ahirette Allah'ın azabı vardır. Sadece bu dünya yok. Benim oğlum 18 yıldır cezaevinde, bir defa olsun oğlumun suçunu araştırmışlar mı? Her konuşmalarında Allah'tan, peygamberden, adaletten bahsediyorlar. Hani hak, hukuk, adalet nerede? Benim oğlumu FETÖ'cüler yakalayıp ceza verip mahkûm ettiler."

"Oğlumun durumuna ağlaya ağlaya gözlerimin yaşı kurudu"

"Hani nerede adalet, adalet yok. Bu devlette adalet olsaydı oğlumun dosyasını açıp bir kez olsun incelerlerdi." direk sözlerine devam eden Arslan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek şöyle konuştu:

"Hep adaleti arıyoruz. Oğlumun durumuna ağlaya ağlaya gözlerimin yaşı kurudu. Perişan olmuşuz. Adalet olsaydı, biz adaleti görürdük. Tayyip Erdoğan! sen bu ülkenin Cumhurbaşkanısın, bir vatandaşın eğer ki haksızlığa uğramışsa, sen Hz. Ömer gibi adaleti sağlamalısın. Bu insanların dosyalarını araştırmalısın. Acaba suçları nedir, neden cezaevindeler. Sen bu dosyaları yeniden açtırıp hâkim ve savcılara inceletmelisin. Neden yıllardır bu insanlar cezaevindeler. Namaz kılmak suç mu? Bende camiye gidiyorum, Kur'an okuyorum. Beş vakit camide namaz kılıyorum. Acaba benim bu yaptığım suç mu?" diye sordu.

Anne Hatun Arslan ise oğlunun cezaevinde yaşlandığını ve bu acıyı artık kaldıramadığını belirterek, en azından yeniden yargılamanın yolunun açılmasını istedi.

"Oğlum cezaevinde yaşlandı"

Oğlunun defalarca kalbinden ameliyat olduğunu, halen de kalp rahatsızlığının devam ettiğini ve buna rağmen oğlunun diğer hasta mahkûmlar gibi cezaevinde tutulduğunu belirten anne Arslan, şunları ifade etti:

"Herkesi serbest bıraktılar. Benim oğlum ise halen cezaevinde. 20 kişi ve daha fazla insanı öldürenler hepsi serbest kaldı. Ama adalet yok. Adalet olsaydı, benim oğlum yılardır haksız yere cezaevinde olur muydu?  Neredeyse 20 yıl oldu. Oğlum kaç defa kalp ameliyatı geçirdi. Cezaevinde yaşlandı. Biz istemez miyiz oğlumuz yanımızda olsun. Yüreğimiz yanıyor. Bu adalet mi, bunlarda hiç adalet yok mu? Günah değil mi? Annesi, babası yaşlıyız. Ailesi perişan durumdadır. Artık yeter! Bizim sabrımız kalmadı. Günah değil mi? Müslüman değil miyiz? Müslümanın işi böyle mi olur?"

Arslan'ın en büyük çocuklarından olan Sadık Arslan da babasından ayrı 18 yılı geride bıraktıklarını ve defalarca Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, Adalet Bakanlığına mektup gönderdiklerini, ama hiçbir netice alamadıklarını ifade etti.

"18 senedir baba hasreti çekiyoruz"

Babasının cezaevine girdiğinde en küçük kardeşinin altı aylık olduğunu şimdi ise 19 yaşında olduğunu belirten Arslan, "18-19 senedir baba hasreti çekiyoruz. Babam cezaevine girdiğinde en küçük kardeşim altı aylıktı. Yaklaşık 19 senedir babamızı göremiyoruz." diye konuştu.

"Babamı hep sürgün ettiler"

Babasının haksız yere yıllardır cezaevinde olmasının yanında defalarca da sürgün edildiğini ifade eden Arslan, "Babam ilk yakalandığında 6 ay Antep'te kaldı. Daha sonra ise yaklaşık 4 yıl da Mersin Silifke Cezaevinde kaldı. Oradan Adana Cezaevine ve buradan da Kocaeli Kandıra Cezaevine gönderdiler. Bu şekilde babamı hep sürgün ettiler. Biz kiracı insanlarız, maddi durumuzu öyle iyi değil. Varlıklı bir aile değiliz. Hep zulüm gördük. Defalarca Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, Adalet Bakanlığına mektup gönderdik. Defalarca milletvekillerine telefon açtık. Ama hiçbir netice alamadık." dedi.

Arslan, "Babamı ceza veren hâkim ve savcılar tutuklandı. Bunların tutuklanmalarıyla dava zaten düşmeli. Bir örgütün bir insanı yargılayıp ceza verdiği adalet, adalet midir? Biz, yeniden bir yargılama yolu açılsın istiyoruz. Biz mazlum insanlarız. Biz yanlış yapılan bir işin doğrultulmasını istiyoruz, doğrultulmasından yanayız. Bu insanlar 19 yıldır kendi ailelerinden, çocuklarından, sevgi ve merhametlerinden uzak kalmış. Nice annelerin evlatları cezaevinde öldü. Biz de öyle bir aileden olmak istemiyoruz. Bunun vebali çok büyüktür. Benim annem 18 seneden beri 5 tane çocuğu ile tek başına kaldı. Bu zamana kadar bizleri tek başına büyütmüş. Artık bu zulüm bitsin yeter!" diyerek tepkisini dile getirdi. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)












 

Bu haberler de ilginizi çekebilir