Dr.Erdoğan Pekkolay, "Sağlık Bakanı`nın da ifadesiyle 1980`den 2002`ye sağlık reformlarının teorik hazırlık dönemini, 2003 yılından bu yana da Sağlıkta Dönüşüm Programı`nı idrak ediyoruz. Bu politikaların kimin "fikri" ve kime ait olduğu, sonuç itibariyle hangi amaçla uygulandığı ve kimin yararına olduğuna dair görüşlerimiz kendinden menkul olmayıp, uluslararası literatüre girmiş bilimsel değerlendirmelere ve yaşananlarla da doğrulanmış güçlü kanıtlara dayanmaktadır" dedi.

Vatandaşın Anayasal Sağlık Hakkı Gasp Ediliyor
Vatandaşın anayasal bir hakkı olan Sağlık Hakkının gasp edildiğini belirten Pekkolay, "Genel Sağlık Sigortası`nın (GSS) 1 Ocak 2012`de bütünüyle yürürlüğe girdiğini hükümet herkese müjdeledi, "gözünüz aydın!", "Artık herkes güvence kapsamına alındı" dedi! Vatandaşta ise tam aksine "hasta olursam ne olacak?" endişesi, neredeyse paniğe dönüştü. Haksız da değiller, acil sağlık hizmetleri de paralı oluyor. Sağlık Bakanı`nın çok değil daha birkaç yıl önce "kim ki %30`dan fazla fark ücreti istiyor, amacı sağlık hizmeti değil, kar etmektir" dediği özel hastanelerde fark sınırı resmen %100`lerde. Bizler sağlık çalışanlarıyız ama aynı zamanda bir vatandaş olarak "hasta olursak ne olacağız?" sorusu, bizim için de geçerli. İşin iç yüzünü çok iyi bildiğimizden daha da endişeliyiz" ifadelerini kullandı.

Aile Hekimlerinin yazdıkları reçetelerden 3 kaleme kadar 3 TL, 3 kalemden sonraki her kalem ilaç için 1 TL katkı ve katılım payı alındığını belirten Pekkolay, "SGK`nın her gün yayımladığı tebliğler ve SUT`ta yapılan değişikliklerle birlikte vatandaşın cebinden alınan katkı ve katılım payları artırmakta, birçok ilaçta fark ortaya çıkmakta ve her geçen değişik kalem ilaçlar ödeme kapsamından çıkarılmaktadır. Daha önce Aile Hekimliği sisteminde birinci basamak sağlık hizmetleri ücretsiz verilecek diyen hükümet bu gün itibarı ile Aile Hekimlerinin yazdıkları reçetelerden 3 kaleme kadar 3 TL, 3 kalemden sonraki her kalem ilaç için 1 TL katkı ve katılım payı hepimizden almaya başladı" şeklinde tepki gösterdi.