• DOLAR 32.491
  • EURO 34.886
  • ALTIN 2485.47
  • ...
Hapisten sürgüne; Emirdağ yılları
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DOĞRUHABER

Meyve Risalesi ile On İkinci ve On Üçüncü Şualar`ı yazdığı Denizli hapishanesinden 30 Aralık 1944'te mahkemenin beraat kararına ragmen halkın kendisine yoğun teveccühünü hazmedemeyen yöneticilerin baskıları yüzünden Bediüzzaman Said-i Nursi, 1 Ağustos 1944 yılında Denizli`den sürgün olarak Emirdağ'a geldi.

Bediüzzaman Hazretleri, iki jandarma eşliğinde askeri jipten iner inmez yere seccadesini serip ikindi namazına durmuş, bu manzarayı gören halk ilk günden Üstad`a hayranlık duymuştu. Emirdağ'da, polis karakolu ile hükümet binasının karşısında yer alan bir eve yerleştirilen Üstad`ın camiye gitmesine izin verilmediği gibi, kimseyle görüşmemesi için de kapısında ve penceresinin önünde sürekli polis bekletiliyordu.

Bediüzzaman, talebelerine gönderdiği mektuplarda içinde bulunduğu durumun "Denizli hapsini arattığını" ifade ediyordu. Tarihçe-i Hayat'ta, Emirdağ hayatına ilişkin bir pasajda resmî bir memurun Bediüzzaman'a şöyle dediği yazar:

"Dışarı çıkmak yasak. Başına bere koyamazsın, sarık saramazsın` diye mütehakkimâne ve mütecâvizâne ifadeler kullanmış; Üstad da geriye dönmüştür. Bu tarz muâmeleler çoktur." (Tarihçe-i Hayat, Emirdağ Hayatı)

Bediüzzaman, ilk gelişinde 3,5 sene Emirdağ'da kalır. 17 Ocak 1948 tarihinde Afyon`a getirilir, burada kısa bir müddet bekledikten sonra tutuklanıp Afyon'da hapsedilir. Daha sonra birkaç defa daha Emirdağ'a getirilir. Üstad`ın hayatı, mahkemenin hapis kararı ile hükümetin sürgün kararı arasında geçiyordu. 1925'ten, 1960 yılın da vefat edene kadar hayatı hep böyle geçecekti.

Emirdağ'da üç kez Üstad`ı zehirleyerek öldürme teşebbüsünde bulundular. Bu zehirlenmeler sonucun da ağır ıstıraplar çekti. Takdir-i ilahi ölümden dönen Üstad, risalelerin telifine kaldığı yerden devam etti. Emirdağ yıllarında Hüve Nüktesi, Emirdağ Çiçeği gibi önemli risaleler te'lif edilmiştir.

Bu haberler de ilginizi çekebilir