• DOLAR 32.585
  • EURO 34.747
  • ALTIN 2418.912
  • ...
Namazda huşu
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Huşûu, bâzıları korku, çekingenlik gibi kalbî fiillerden biri olarak târif etmiş; bâzıları da onu, gereksiz hareketleri terk etmek ve sükûnet içinde olmak gibi âzâlara âit fiillerden göstermiştir. Doğrusu huşû, aslı kalbde, tezâhürü bedende olmak üzere ikisini de içinde bulundurur. Kalbe âit tarafı, Rabbin azamet ve celâli karşısında kendi hiçliğini görerek, nefsi, Hakk`ın emrine baş eğdirmek, son derece yüksek bir edeb, tâzim ve saygı hissi duymaktır. Dış görünüşle alâkalı yönü de, vücut organlarında bu duygunun zuhûruyla bir sâkinlik meydana gelmesi, namazda gözlerin etrafa değil, önüne ve secde mahalline bakmasıdır.

Namaz huşu sahiplerinin dışındakilere ağır gelir. (Bakara 45)

Namazlarında huşu içerisinde olan mü`minler muhakkak felaha ermişlerdir. (Mü`minun  1-2)

Onlar ki, Allah anıldığında kalpleri ürperir; başlarına gelenlere sabrederler, namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan hayra harcarlar”(Hacc 35)

Hz. Ali der ki: Huşu` kalptedir. Ve müslüman kişiye karşı yumuşak davranmandır. Namazında sağına soluna iltifat etmemektir.

“Hûşu olmayan namazda, lüzumsuz şeylerden kaçınılmayan oruçta, tertile riayet edilmeden yapılan kıraatte, günahlardan sakındırmayan amelde, sehavet bulunmayan malda, sıkı bağlılık bulunmayan kardeşlikte, ihlas olmayan duada hayır yoktur.”

İbn-i Abbas : Namazda huşûlu olan kişi Allah'tan korkan kişidir. Namaz kılarken de hareketsiz duran kişidir.

Ömer b. Hattab, başını önüne eğmiş bir delikanlı görür de ona: Ey filan, başını kaldır, der. Çünkü huşu kalpte bulunandan başka birşey değildir.

Alimler namazdaki huşû`u şöyle izah etmişlerdir: “Namazda huşû; bütün himmetini namaz için toplamak, namazın dışındaki her şeyden yüz çevirmek, gözlerini secde yerinden ayırmamak, sağa sola bakmamak, elbisesiyle oynamamak ve parmaklarını çıtlatmamaktır”

İmam-ı Rabbani : Namazları cemaatle, huşû ve hudû ile kılmalı, çünkü insanı iki cihanda felaketlerden, sıkıntılardan kurtaracak, ancak huşû ile kılınan namazdır.

Amr İbn-i Zer`in elinde bir hastalık hasıl olmuştu. Tabipler elinin kesilmesi gerektiğini söylediler. O da;“-Kesin” dedi. Tabipler;“-Seni iple bağlayıp öyle kesebiliriz.” deyince Amr İbn-i Zer:“-Buna lüzum yok, ben namaza durunca rahatlıkla kesebiliriniz.” dedi. Amr İbn-i Zer namaza durunca elini kestiler. O, bunu hissetmedi bile!

Bu haberler de ilginizi çekebilir