• DOLAR 32.596
  • EURO 34.703
  • ALTIN 2521.476
  • ...
Uyuşturucu ile mücadele uzmanlarından uyarı:‘Çocuğunuzu dinleyin!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ÇEMATEM'de görevli uzmanlar madde bağımlılığında erken teşhisin tedavi şansını arttırdığını belirttiler. Uzmanlar, ebeveynlere yönelik olarak da ‘çocuklarımıza öğüt vermeyelim, onları öncelikle dinleyelim` uyarısında bulundular. Diyarbakır ÇEMATEM'de tedavi gören gençler ise arkadaş ortamında uyuşturucu kullanmaya başladıklarını belirttiler. Akranlarını uyaran gençler, hayatlarının uyuşturucu ile karardığını söylediler.

EMRAH DENİZ / MEHMET ÇELİK - DİYARBAKIR

ÇEMATEM'de görev yapan uzmanlar, uyuşturucu bağımlılığının tamamen bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade etti. Ailelerin çocuklara öğüt vermenin tek başına yeterli olmadığını belirten uzmanlar aileleri çocuklarını dinlemeleri tavsiyesinde bulunuyor. Aynı merkezde tedavi gören madde bağımlısı gençler ise uyuşturucuya başlamalarındaki en büyük etkenin arkadaş ortamları olduğunu belirterek, hayatlarının uyuşturucuyla karartıldığını söylediler.

“NELER GEREKİYORSA ÖĞRETMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Uzm. Psikiyatrist Mehmet Emin Yüksel, 18 yaş altı çocukların genelde aileleri veya rehberlik öğretmenleri tarafından kendilerine getirilip, tedaviye başlanıldığını belirtti. Yüksel, "Çocuğun madde içtiğini tespit ettikten sonra tedaviye başlıyoruz. Tedavide de öncelikle aileleri ile görüşürüz. Yapmaları gereken şeyler ve yapmamaları gereken şeyler konusunda aileye eğitim veriyoruz. Sonra madde bağımlısı bireyle tedaviye başlıyoruz. Çocukların maddeye tekrar başlamamaları için neler gerekiyorsa öğretmeye çalışıyoruz." dedi.

"ERKEN FARKETMEDE TEDAVİ ŞANSI YÜKSEK OLUYOR"

Çocukları uyuşturucuya iten en büyük sebeplerden birinin sokaklardaki kötü arkadaşlar olduğunu vurgulayan Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer çocuklar ailelerinden bağımsız sokaklarda uzun süre zaman geçiriyorsa maalesef potansiyel olarak maddeye bulaşma ihtimalleri yüksek oluyor. Eğer çocuk 10 yaş civarında sigara içmeye başlamışsa bu ciddi bir anlamda uyuşturucu madde kullanmaya potansiyel bir şey. Ailenin içerisinde içen varsa, ailede göç öyküsü varsa, aile ayrılmışsa, yani anne baba ayrıysa ya da biri ölmüşse, çocuk okula gitmiyorsa, çocuk sokakta kalıyor ve çalışıyorsa o zaman o çocuğun içme oranı yüksektir. Genelde şöyle oluyor: Arkadaş dedikleri birilerine yanaştıktan sonra ondan bu kötü alışkanlığı öğrenmeye başlıyorlar. Başladıktan sonra da maalesef ömrünün sonuna kadar buna devam ettikleri olabiliyor. Bizim tespit ettiğimiz çocuklar madde kullanıyor, madde kullandıktan uzun yıllar sonra aile bunu öğreniyor. Çocuklar bunu gizlemeyi başarıyor. Zaten çoğu geç saatte eve gittikleri ve sokakta oldukları için aileler bunu çok geç fark ediyorlar. Eğer aile bunu erken fark etmiş olabilse tedavi şansı yüksek oluyor, ama geç fark ederlerse maalesef çoğu zaman iş işten geçmiş oluyor."

"HAREKETLERİNDEKİ DEĞİŞİME DİKKAT EDİN"

Ailelerin, çocuklarının uyuşturucu kullandıklarını öğrenmelerinin birden fazla işareti ve yolunun olduğunu belirten Yüksel, "Ailelerin buna dikkat etmesi gerekiyor. Birincisi, bu zehiri kullanan çocuk eğer okula gidiyorsa, okulda eğitim başarısı bir kere düşüyor ve okuldaki davranışları değişmeye başlıyor; zamanla da okula gitmemeye başlıyor. Kullanıcı çocuk zamanla eve geç saatte gelmeye başlıyor ve bazen evde satılabilecek değerli eşyalar yavaş yavaş kaybolmaya başlıyor. Çocuğun temizlik ve bakımında azalma oluyor. Eskisi kadar evde sohbetlere katılmıyor, genelde odasına kapanıyor, odasını kilitliyor, daha farklı tuhaf müzikler dinlemeye başlıyor, göz bebeklerinde büyüme-küçülme olabiliyor ya da gözün beyaz kısmında kırmızılık olabiliyor. Alüminyum folyo, şırınga, pipet, ayran kapağı, açık sigara, doktorun yazmadığı göz damlaları falan bulabiliyor" ifadelerini kullandı.

"ÖĞÜT VERMEYELİM, ONLARI DİNLEYELİM"

"Madde bağımlılığı dünyanın her yerinde erkek hastalığı olarak bilinir ama son dönemlerde kız çocuklarında da yaygınlaşmaya başladı." diyen Yüksel, şöyle devam etti: "Bir kişi tedavi olduktan sonra tekrar aynı ortama giderse uyuşturucuya tekrar başlıyor. O yüzden o ortama gitmemesi gerekiyor, ailenin ona sahip çıkması gerekiyor, çünkü madde bağımlılığını bireysel bir hastalık olarak düşünmemek lazım. Madde bağımlılığı tamamen halk sağlığı sorunudur. Bir ailede ya da bir sülalede bir madde bağımlısı çıktı mı sülalenin tamamını etkilemeye başlıyor. Ailelere şunu söyleyebilirim: Bu bir beyin hastalığıdır. Muhakkak çocuklarımızı desteklememiz lazım, yani onların yanında olmak, çoğu zaman onları dinlemek lazım. Artık madde kullanan çocuklarımızın çoğu ergen ve bizim genelde yaptığımız hata şu: Biz onlara öğüt veririz. 'Şunu yap, şunu yapma!' deriz ve ergenler de bu öğütten hoşlanmazlar. Öğüt vermeyelim, onları dinleyelim. 'Sen ne istiyorsun, nasıl yapalım?' diyelim. Onları işin içine katmamamız lazım. Ailelere söylüyorum: Lütfen çocuğunuzun arkadaşının kim olduğunu bilin! Bunu bilmediğiniz sürece çocuklarınızı bu zehrin pençesinden zor kurtarırsınız."

"MADDE BAĞIMLILIĞI BÜTÜN DÜNYANIN BAŞINA BELADIR"

Dr. Ömer Kardaş ise hedeflerinin, uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele etmek, uyuşturucu kullanımını azaltmak ve bunu kullananları topluma kazandırmak olduğunu belirtti. Uyuşturucu madde kullanma yaşı ile ilgili ürkütücü bilgiler de veren Kardaş, "Madde bağımlılığı genç kızlarda aslında sanıldığının aksine oldukça fazla. 0-10 yaş arası her hasta gelebiliyor, ama madde bağımlılığı, örneğin eroin bağımlılığı açısından bakacak olursak bizim 10 yaşında, 9 yaşında hastalarımız da oldu. 7 yaşında, 8 yaşında esrar kullanan, ilk kez deneyen, 7 yaşında sigaraya başlayan birçok hastamız var” ifadelerini kullandı.

“KÖTÜ ARKADAŞ KURBANI OLDUM”

ÇEMATEM'de tedavi gören E. D. (18), önce sigara içmeye başladığını ardından da uyuşturucuya alıştığını söyledi. E. D, "Her şey 17 yaşında başladı. Önce sigara sonra uyuşturucuya başladım. Her şey arkadaş ortamından kaynaklanıyor. İyi ve kötü arkadaş var. Park ortamındakiler ve sokak aralarındakilerden uzak durulması lazım. Yoksa çocuklarınızın hayatları kararır. Madde kullanan bir insan en başta aile ile sıkıntı yaşamaya başlar." Şeklinde konuştu.

Uyuşturucu kullanmaya başladığı anları anlatan E. D, şunları söyledi: "Arkadaşım bana, 'Gel, beraber bir yerlerde oturalım.' dedi. Gittik, sonra bir madde çıkardı. 'Bunu al, çok güzel. Her şeyi unutursun.' dedi. Yarım yarım hap attık, kendimizden geçtik ve her şeyi unuttuk. Daha sonra günde 10 adet atmaya başladım. Sıkıntılar başladı, ailemle insanlardan soğuma, sıkılma… Sanki insanlar bana hakaret ediyor gibi oluyordu."

"UYUŞTURUCUYA PARA YETİŞTİREMİYORDUM"

Uyuşturucu satın almak için hırsızlık yapmaya başladığını ifade eden E. D, "Şu an tedavi görüyorum. El işi yapıyoruz, spor yapıp, yüzmeye gidiyoruz. Resim çiziyoruz, uğraşılacak şeyler olduğu için aklımızdan çıkıyor. En başta madde kullanan biri hırsızlık yapar. 'Yapmam.' demesin, yapar. Bunu en iyi kendimden bilirim. Tabi, para olmadığı için yapıyorsun, aslında para da yetmiyor. Uyuşturucu sizi çevrenizden uzaklaştırır. Ailenizle sıkıntılar yaşattırır. En büyük sıkıntıyı ailemle yaşadım." şeklinde konuştu.

"İLK BAŞTA ESRAR İÇTİM, DEVAMI GELDİ"

Kullanmaya başladığı uyuşturucu nedeniyle okulu bırakıp, hırsızlık yaptığını belirten A. T. (17) ise yaşadıklarını şöyle anlattı: "3 sene önce uyuşturucuya başladım. İlk başta arkadaşlar bizi çağırdı, 'Gelin, beraber oturalım.' dediler. Sokak arasında arkadaş maddeyi çıkardı, içmemizi istedi. Biz de içtik, çok pişmanız. İlk başta esrar içtim, devamı geldi. İçtikten sonra krize girdim. Çok pis bir şey! Madde içince evdekilerle kavga ediyorum. Bu madde yüzünden lise birinci sınıfta okulu bıraktım."

"ALLAH KİMSEYİ DÜŞÜRMESİN"

Çeşitli etkinlikler yaptığı ÇEMATEM'de tedavi gördüğünü dile getiren A. T, "Sabah 07.30'da, akşam da saat 19.30'da tedavi oluyoruz. Allah razı olsun, hocalarımız da çok iyidir. Bizim bırakmamız için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Tüm abi ve kardeşlerime içmemelerini tavsiye ediyorum. Allah kimseyi düşürmesin, düşmanımı bile düşürmesin!" ifadelerini kullandı. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir