• DOLAR 32.537
  • EURO 34.775
  • ALTIN 2487.574
  • ...
Skandal Karara Tepki Yağdı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

M. Erkan Yavuz- Doğruhaber

Skandal karar dosyasını 2011 yılında TEM Müdürü; Yurt Atayün, Savcı; Hakan Karaali, Hakimler; Mustafa Başer-Metin Özçelik hazırladı. Bu kişiler FETÖ`den ya tutuklandı ya da firari durumda. Ama Türkiye yargısı hala tutuklu ve firari durumdaki FETÖ`cülerin hazırladığı dosyalar üzerinden cezalar yağdırıyor. HÜDA PAR yöneticilerine ve Rehber TV Genel yayın Yönetmeni hakkında verilen skandal karara; siyasilerden, STK`lardan, avukatlardan, gazetecilerden ve yazarlardan büyük bir tepki yağıyor. Kamuoyu kumpas ve iftiralarla hazırlanan dosya üzerinden verilen cezanın bir an önce geri alınarak bu hukuk garabetine son verilmesi gerektiğini ifade ediyor.  

‘HÜDA PAR İLE HÂLÂ BİRİLERİNİN HESABI OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ`

Ceza verilen dosyanın kumpas sonucu oluşturulduğunu hatırlatan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Erdal Elibüyük, “Kumpas ve hukuksuzluklarla isimleri ön plana çıkmış hâkim, savcı ve emniyet müdürleri görevden uzaklaştırılarak cezaevine konulmuş. Partimizin Genel Başkan yardımcıları Sait Şahin ve Bahattin Temel Bey ile Fikret Gültekin`in içinde bulunduğu dosyanın tekrar ceza ile sonuçlandırılması hakikaten felakettir. Umarız bu yanlıştan dönülür. 9 ay boyunca bu davadan mağdur edilerek cezaevine konulmuş bu kişilerin daha mağduriyetleri giderilmeden ceza almaları büyük felaket. HÜDA PAR ile hâlâ birilerinin hesabı olduğunu görüyoruz. Bu millete hizmet etmek için gecesini gündüzüne katıp çalışan bu şahsiyetlerin ödüllendirilmesi gerekirken cezalandırılmaları, içinde bulunduğumuz durumun içler acısı yönünü gösteriyor. Partimizin ilgili birimleri toplanıp karar verdikten sonra yol haritamızı oluşturacağız.” dedi.

‘SOKAKTA ADALET ARAYIŞLARINA TEPKİNİN CEVABI MAHKEMEDEN Mİ?`

Rehber TV Genel Yayın Yönetmeni Fikret Gültekin ile iki HÜDA PAR genel başkan yardımcısına verilen cezayla ilgili bir açıklama da İstanbul Medya Mensupları Derneği(İSMEDDER) Genel Başkanı ve Gazetemiz Genel Müdürü Abdullah Aslan`dan geldi. Aslan, İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesi`nin verdiği karara tepki göstererek, “Bunun adı ‘adîl bir muhakeme ve kamuoyu adına sağlıklı ve yerinde alınmış bir karar` olamaz. Olsa olsa alınan bu karar, özellikle günümüz şartlarında kamuoyunun en çok özlem ve ihtiyaç duyduğu ‘karşılıklı anlayış ve sükûnet ortamı`na kurulan açık bir kumpastır. Burada özellikle, Rehber TV`de ‘Sokakta adalet arayışları`na verilen tepkinin ‘mahkemeden cevap bulması` gibi ilginç ve bir o kadar da tezat arzeden bir durum söz konusu. Karar vericilerin nasıl bir amaç içerisinde olabileceklerinin açık bir göstergesi bu olsa gerek” dedi. İSMEDDER Başkanı Aslan açıklamasında, kumpaslarla kurulan farklı suçlar üzerinden özellikle müspet yayın yapan basın medya mensuplarının cezalandırılmalarının toplumsal haber alma hakkını ve özgürlüğünü de olumsuz etkileyeceğini belirterek, “Kararın çok yönlü riskleri vardır. Bir an önce bunun tashihine gitmede büyük bir maslahat vardır. Şakşakçılık veya kuru düşmanlık yapmaktan imtina eden basın yayın organlarına sağlıklı haber alma adına toplum olarak ihtiyacımız ve hakkımız vardır. Bunu engelleyecek her girişim yanlıştır ve önü alınmalıdır” ifadelerini kullandı. 

‘SİYASİ KARAR VEREN MAHKEMENİN CEVABI DA SİYASİLERDEN BEKLENİR`

Ceza alanlar arasında HÜDA PAR`ın iki başkan yardımcısının olmasına da işaret eden Aslan, “Bu cezanın, taban ve tavan kitlesi içerisinde karşılıklı diyalog ve özellikle darbeler karşısındaki ‘tutum birlikteliği` olan ‘partilerin ilişkileri`ne dönük bir karar olduğunu da düşünüyorum” dedi. Aslan konuşmasında, “Siyasi karar veren mahkemelerle ilgili de siyasilerin bir şeyler söylemesi gerek. Gerek 15 Temmuz darbe girişimi esnasında, gerekse de 6-8 Ekim olaylarında ülkeyi harap etmek isteyenlerin karşısında çok ciddi ve kayda değer bir duruşu olan HÜDA PAR yetkililerine reva görülen bu ceza, siyasilerin gündeminde ve daha doğrusu darbe karşıtı herkesin tepkisinde yer alması gerekir. Konu ve mesele memleket ve halkın selameti ise şayet, HÜDA PAR`ın kısa dönem içerisinde bu ülkeye kazandırdıklarının veya şöyle söyleyelim kaybettirmek isteyenler karşındaki başarısının görmezden gelinmesi, doğru olmadığı gibi ahlaki de değildir. Aksi takdirde herkesin kendini ülkenin yerine koyması gibi bir ucube ortaya çıkar ki, bu da sadece pusuda bekleyenlerin işine yarar” sözlerini kullandı. Aslan, başkan yardımcılarından ceza alan Sait Şahin`in aynı zaman da gazeteleri(doğruhaber) yazarı olduğunu da sözlerine ekledi.

O DÖNEM DOSYALARINDA EMNİYETTEN YARGITAY`A FETÖ VARDI

2011-12-13 dönemi yargılamalarında ciddi sıkıntılar olduğunu söyleyen Mazlum Der Genel Başkan Yardımcısı Av. Kaya Kartal ise; Emniyet ayağından başlayarak kumpas diyebileceğimiz düzmece delillerle insanlar bir şekilde mahkemelerin önüne sevk edildiler. Sonra öğrendik ki mahkemeler de gerçek mahkeme denilemeyecek mahkemelermiş. Bağımlı ve taraflı mahkemelermiş. Oradan verilen kararlarla Yargıtay`a gidebiliyorduk. Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyelerinin çoğunluğu tutuklu ya da firari durumdaydı. Netice itibariyle burası da kapatıldı. Böyle bir tezgâh vardı. Emniyet aşamasından başlayıp Yargıtay hatta oradan cezaevindeki gardiyanlara kadar uzanan bir yapı vardı. Bu ifşa olmuşken dosyaların hazırlık aşaması bu kumpas sürecine denk gelen dosyaların, tam da o dönemde toplanan delillerle bugün tutuklu ya da işte firari emniyet mensuplarının hazırladığı fezlekelerle, hazırladıkları iddianamelerle hala yargılama görülüyor olması ve insanların cezalandırılıyor olması başlı başına skandaldır. Adil yargılama hakkı dediğimiz bir hak var. Çok basit şekli problemler dolayısıyla bile hak ihlali kararı çıkabiliyor. Mahkeme heyetinin taraflı olduğunu belli edecek bir söz, cümle dahi kullanması adil yargılama hakkının ihlali için yetiyor. Bu tür dosyalar da emniyetten Yargıtay`a süren bir şekilde mağdur edildi. Bu dosya da bariz örneklerdendi. ‘FETÖ`yü temizledik, onlardan kimse kalmadı` sözlerine rağmen o dönem dosyaları üzerinden cezalandırmaya gitmek başka da söze gerek bırakmıyor.” dedi.       

BU YARGININ YOK HÜKMÜNDE SAYILMASI GEREKİR

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcılarına aldıkları cezadan dolayı geçmiş olsun dileklerini ileten Gazeteci –Yazar Vahdettin İnce, “Türkiye`deki hukuk sisteminde siyasal tavırlar ve ideolojik tavırlar belirleyicidir. Hatta mezhebi tavırlar bile belirleyicidir. Önceki gün ölen eski Adalet Bakanının meşhur konuşması aklımızdadır. İşte şuraya bu kadar adam yerleştirdim falan gibi sözleri tabi hukuk sistemini zan altında bırakıyor. Pratikte de bunun uygulamalarını görüyoruz. Bu süreçte cezayı öngörenlerin, dosyayı hazırlayanların, bugün FETÖ ile iltisaklı oldukları ve kumpas kurdukları gerekçesiyle içerde olmalarından dolayı bu yargının yok hükmünde sayılması gerekir. Dolayısıyla beraat veya takipsizlik kararı verilmesi gerekirken ceza verilmesi Türkiye`de birçok kurumda olduğu gibi yargıda da çok şeyler yapılması gerektiğini gözler önüne seriyor. Bir kimsenin karşısına çıkan hâkim veya savcıdan dolayı ceza alması bu yargı için bir nakısadır. Böyle kumpas olduğu belli olan davalar çoktur Türkiye`de. Temyiz aşamasında bu hatadan dönülmesini temenni ediyorum.” şeklinde konuştu.

KESİNLİKLE ŞAİBELİDİR, ŞÜPHELİDİR VE TARTIŞILIRDIR

AK Parti Diyarbakır Eski Milletvekili Abdurrahman Kurt ise şunları söyledi: “Türkiye`de yaşadığımız tecrübelerden sonra adalete bir ölçü verilmesi gerektiği ortadaydı. Özellikle bu dosyada ceza verilen kişiler kamuoyu tarafından tanınan şahsiyetler, kişilikler; kimlikleri ve insani duruşları ortada olan insanlar. Dolayısıyla bu kumpas dosyalarından bu kişilerin ceza alması vicdanen herkesi rahatsız eden bir durumdur. Bu vicdanlarımız açısından çok taşınabilir bir yük değil, bunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum. FETÖ`nün geriye dönük yapmış olduğu kumpas davalarının tekrar ele alınması gerekir. Çünkü bu örgüt yargı sopasını kendi emelleri uğrunda kullanmıştır. Bununla kendisi için tehlike gördüğü kurum ve kuruluşları sindirme yoluna gitmiştir. Dolayısıyla kesinlikle şaibelidir, şüphelidir ve tartışılırdır.”

‘ADALET YÜRÜYÜŞÜ` ADI ALTINDA GÜNDEMİ İŞGAL EDENLER DE BU KONUDA BİR AÇIKLAMA YAPMADILAR`

“Bu davanın tamamen bir kumpas ürünü olduğu açıktır” diyen İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı Av. Mehmet Karadağ da şunları söyledi: “Dosya iyi incelendiği zaman bu netlik kazanacaktır. Burada dikkatimizi çeken husus şudur: Türkiye`de siyasi faaliyet yapma ile ilgili, basın hürriyeti ile ilgili devamlı olumsuz eleştirilerde bulunan gerek iç çevreler gerekse dış çevreler nedense bu olayı hiç görmemiş gibi hareket ediyorlar. İşin vahim tarafı bence budur. ‘Adalet Yürüyüşü` adı altında gündemi işgal edenler de bu konuda bir açıklama yapmadılar, gündemlerine bile almadılar. Buradan şunu anlıyoruz ki, hala yargı içerisinde kumpas dosyaları ile ilgili karar veren savcılar, hakimler veya yargı mensupları bulunmakta. Bunların tez elden tasfiyesi gerekmektedir. Aksi halde 15 Temmuz`un sene-i devriyesini yaşadığımız bugünlerde çok daha vahim bir tabloyla karşılaşmamız mümkündür. Yargının bir an önce bu hastalıktan kurtulması gerekiyor, çünkü bu bir ilettir. Bu kumpasçı zihniyetin ve bunu temsil eden, bunun icracısı olan yargı mensuplarının tasfiyesi gerekmektedir.”

 ‘BU KARAR KABUL EDİLEMEZ VE VİCDANLARI YARALAMIŞTIR`

Bu kararın kabul edilemez olduğunu ifade eden Uluslararası Medya Enformasyon Derneği Genel Başkan Yardımcısı (UMED) Kemal Gümüş, “FETÖ terör örgütünün kumpaslarıyla, bu örgüt tarafından yürütülen soruşturmada böyle bir mahkûmiyet kararının çıkması kabul edilemez ve vicdanları yaralamıştır. Nitekim FETÖ`nün yapmış olduğu kumpasların birçoğu deşifre edildi ve hala FETÖ kumpasları sonucu mağdur olan yüzlerce kişi var cezaevlerinde. HÜDA PAR yöneticilerinden Mehmet Bahattin Temel, Sait Şahin ve Rehber TV Genel Yayın Yönetmeni Fikret Gültekin ile ilgili alınan karar yine bu örgüt tarafından açılmış bir dosyadır. Yargıtay bu kumpasın farkına varıp dosyanın bozulması için de yerel mahkemeye tekrar göndermişti. Bütün bunları göz önünde bulundurarak mahkemenin vermiş olduğu bu kararı anlamak doğrusu mümkün değildir. HÜDA PAR camiası daima milletin yanında yer almış, 15 Temmuz darbe girişiminde dik durmuş, yine 6-7 Ekim gibi uluslararası bir kalkışmada kirli oyunları bozan bir camianın temsilcilerinin bu şekilde cezalandırılmasını anlamak hakikaten zor. Umarım bu karardan siyasiler, gazeteciler ve toplumun her kesiminden gerekli tepki gösterilir ve bu hatadan dönülür. Aksi takdirde bu karar vicdanlarda derin yaralar açacaktır. Birlik ve berberliğe en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde bu karar fitneye sebep olacak bir girişimdir. Bunu kabul etmek mümkün değildir.” diye konuştu.

‘BU KARARLA, ÜLKENİN İNSANLARIYLA ALAY EDİLMİŞTİR`

Verilen haksız cezalara karşı sözde “adalet” isteyenlerin sessiz kaldığına dikkat çeken Gazeteci yazar Yakup Köse de, “28 Şubat döneminden bu yana haksız yargı kararları ile içeriye atılan birçok arkadaşımız var. Bir insan için uzun bir zaman dilimi olan 22 yıldan bu yana içerdeler. Biz gazeteciler, konuya duyarlı siyasi partiler ve STK`lar olarak bu insanların özgür kalması için mücadele edip beklerken, ne hikmetse Doğu Perinçeklerin “yargı altın çağını yaşıyor” açıklamasından sonra HÜDA PAR yetkililerinin cezalandırılmasını açıkçası bu ülkenin insanlarıyla dalga geçilmesi olarak görüyorum. Yaklaşık 5 yıldan bu yana Türkiye toplumunun hassas olduğu meselelere, hassasiyetle ve haysiyetle yaklaşan bir partinin yetkilileri ve bir gazeteci bu şekilde cezalandırılıyorsa ben bunun net bir şeklide kumpas olduğuna inanıyorum. Nihayetinde ceza verilenlerden Mehmet Bahattin Temel ve Sait Şahin bir partinin en üst düzey yetkilileri, diğer taraftan da Fikret Gültekin bir gazeteci. Gazeteciler içeri atılmasın diye yaygara koparanlar, “Adalet isteyenler” gazeteci Fikret Gültekin`in ceza almasına sessiz kalıyorlar. Bunu ibretle izliyor ve görüyoruz. Bu da onların samimiyetsizliğini ortaya koyuyor. Bir şekilde bu adaletsizliğin kesinlikle düzeltilmesi lazım. Bu konuda da kamuoyuna derdimizi iyi anlatmamız gerekir. Verilen bu yanlış kararlar hangi yargı merciinden dönecekse oradan dönmesi lazım. Bu konunun da cezaevinde olan Yusufi kardeşlerimiz için de bir hayra vesile olmasını diliyorum. Bu noktada bu dava onların da özgürlüğüne kavuşmasına vesile olacaktır diye umut ediyorum.”

‘TÜRKİYE`DE HÜDA PAR`A DÖNÜK SİSTEMATİK BİR HAREKET VAR`

Gazeteci yazar Erdal Şimşek ise şöyle konuştu: “Yurt Atayün gibi dünya polislik tarihinde polisliği kumpas ve tuzakçılıkla geçen birinin hazırladığı fezleke ile aynı şekilde FETÖ terör örgütünden tutuklu savcı, hakim veya firarda olanların vermiş olduğu bir karar kesinlikle sakattır. Bu ülke FETÖ`den tutuklu başta Yurt Atayün ve diğer emniyet müdürlerinin, savcı ve hakimlerinin hazırladığı fezlekelerin, dosyaların derhal bozulup yeniden yargılama yapılması lazımdır. Bu karar bir hukuk cinayetidir. Daha önce de gerek yazılarımda gerekse de konuşmalarımda Türkiye`de HÜDA PAR`a dönük sistematik bir hareketin olduğunu belirttim. Parti üyeleri katlediliyor, binaları yakılıyor veya hapis cezalarına çarptırılıyorlar. Adli vakıalarda bile davalar yeniden görülürken özellikle Doğu ve Güneydoğudaki İslami STK`lar ile ilgili davalar yeniden tanzim edilmiyor. Burada bir kasıt var, burada bir kumpas var. FETÖ`nün kumpası… Devletin eksikliği…  Adına ne derseniz deyin burada bir kasıt var. Çünkü normal adli bir vakıada, suç kızartıcı bir dosyada FETÖ`cü hakim bakmış diye dosya yeniden tanzim ediliyor, ama bir İslami STK davası hala açılmadı, yeniden tanzim edilmiyor. Bunda ben kasıt ararım bir gazeteci olarak. Özellikle bu son kumpas doyasında Yurt Atayün gibi dünya polislik tarihinin en yüz kızartıcı polisinin hazırladığı fezlekeye göre verilen karar hukuk katliamıdır, hukuk dışıdır. Bunun derhal kaldırılması gerekir. Ayrıca İslami STK davaları ile son olarak bu dosyanın yeniden ele alınmaması, hükümetin büyük bir ayıbı olacaktır. Burada bir daha görüyoruz ki Müslümanlar garip ve sahipsiz”

SOYAL MEDYADA TEPKİ ÇIĞ GİBİ

FETÖ tarafından oluşturulan kumpas dosyasından verilen cezalara tepkiler sosyal medyada da çığ gibi yayıldı. Siyasiler, gazeteciler, hukukçular ve STK`ların sosyal medyada yazdığı tepkilerden bazıları şöyle:

İttihadul Ulema Genel Başkanı Molla Enver Kılıçaslan: Haftalık konuğu olduğum Rehber TV'nin Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bey`e ve HÜDA PAR yetkililerine verilen hapis cezasını esefle karşıladım!

Gazeteci – Yazar Yusuf Kaplan: HÜDA PAR'a kumpas kuruyorlar! Peygamber Sevdalısı onlar!

Ümmet bilinciyle tezgâhı bozacaklar! Ey Adalet Bakanlığı Kumpasa sessiz kalma!

Gazeteci-Yazar Sabri İşbilen: HÜDA PAR'ı hedef alanlara karşı sessiz kalmayacağız. 15 Temmuz'da da 16 Nisan'da da birlikteydik, operasyon hepimize yapılmıştır.

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Zeynep Bozdaş: Kıvrıkoğlu 28 Şubat bin yıl sürecek demişti, haklıymış. #HÜDAPAR

Gazeteci Müjdat Gökçe: Neden, her yerde 'adalet' diye bağıran sözüm ona muhafazakâr yazar, çizer, düşünür takımı söz konusu Hür Dava Partisi olunca dut yemiş bülbül olur?

Gazeteci Fatih Sevgili: FETÖ kumpası ile başlayan davalarda HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcıları Sait Şahin ve Bahattin Temel'e verilen cezalar vicdani değildir.

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya: "Bazıları sanki 'kargadan başka kuş, Ergenekon ve Balyoz dışında kumpas dava tanımam' havasında! Böyle hukuk mu olur?

Gazeteci Mehmet Toprak: Hapishanelerde 20 yıldır mağdur edilenlere özgürlükleri verilmesi gerekirken yeni mağduriyetlere kimler, niçin kapı aralıyor? 15 Temmuz'un arifesinde korkutma-küstürme-çatıştırma operasyonu: AK Partililere suikast, HÜDA PAR'lılara hapis, Suriyelilere kirli itiraflar.

Gazeteci-Yazar Nevzat Çiçek: HÜDA-PAR ve Rehber TV yöneticilerine verilen hapis cezalarını kim vermişti? Verenler FETÖ suçundan içerdeyse bu ceza nasıl adil oluyor? Yargıda FETÖ üzerinden ceza verilmiş ve cezayı verenler örgütsel hareket etmişse o cezaları alanlar kim olursa olsun yeniden yargılanmalı.

Gazeteci Hacı Yakışıklı: FETÖ'cülere ve PKK destekçilerine ceza vermekte hiiiiçç acele etmeyen ADALET, sıra HÜDA PAR'lılara gelince depar atıyor!

Gazeteci Adem Özköse: HÜDA PAR yöneticilerinden Sait Şahin ağabeye 6 yıl hapis cezası verilmiş. Yeter artık düşün Müslümanların yakasından. 28 Şubat mağdurlarının hâlâ zindanlarda tutulması yetmiyormuş gibi o dönemden kalma davalardan Sait Şahin gibi Müslümanlar ceza alıyor. HÜDA PAR ve Rehber TV yöneticilerine verilen hapis cezalarını protesto ediyor ve herkesi bu hukuksuzluğa karşı ses vermeye çağırıyorum.

AnaLizCi @HarunAlanoglu : Terör örgütlerinin destekçileri 'adalet' diyerek fitne çıkarmaya çalışırken HÜDA PAR'lılara hapis cezası verilmesi hiç masum görünmüyor..

TV Programcısı Serdar Tuncer: Mevzi tahkim etmek gereken zamanlarda tam aksi yönde hareket ederek muhatap çoğaltmanın mâkul bir izahı olmalı..?

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir