• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
Sahabeden Uygulamalı Tevbe 3
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kab B. Malik, Mürare B. Rebia ve Hilal B. Umeyye -3

… Ona dedim ki;

-Ey Ebu Katade! Seni Allah`ın adıyla yemine veriyorum. Bilir misin ben Allah`ı ve Resulünü çok severim!

Bana cevap vermedi, tekrar yemine verdim ve sordum tekrar cevap vermedi. Tekrar yemine verip sorunca dedi ki;

-Allah ve Resulü bilir! Bunu duyunca gözlerim doldu, duvara zorlukla tutunabildim. Ben bu halde iken Medine`nin çarşılarına gittim. Bir de baktım ki Medine ye gıda ticareti için gelen Şam yöresinin Nebtilerinden birisi;

-Kim bana Kab b. Malik`i gösterecek, diye bağırıyordu. İnsanlar ona beni gösterdiler. Yanıma geldi ve Gassani Melik`inden bana bir mektup uzattı. Okuma yazma biliyordum. Aldım, okudum şöyle yazıyordu;

‘Artık arkadaşının sana eziyet ettiği bana ulaştı. Allah`ın sana sığınacak bir yer bırakmadığını işittim. Bize katıl, biz senin için bir sığınak yeriyiz.` Bunu okuyunca kendi kendime dedim ki; ‘Al sana bir bela daha!` Mektubu büküp ocağa attım ve yaktım. Bu elli günlük sürenin kırk günü geçince duydum ki Rasulullah (sav) beni aratıyormuş. Rasulullah`ın elçisi gelip dedi ki;

-Rasulullah sana karından ayrılmanı emrediyor. Dedim ki;

-Onu boşayacak mıyım? Yoksa ne yapayım? Dedi ki;

-Hayır, boşama. Fakat ondan uzak dur, yaklaşma. Bu emri öteki arkadaşlarıma da bildirdi. Karıma dedim ki;

-Ailene git. Allah`ın benim hakkımda vereceği hüküm gelene kadar orada bekle.

   Bu arada Hilal b. Ümeyye`nin karısı Rasulullah`a gelip;

-Ey Allah`ın Resulü, Hilal b. Ümeyye hizmetçisi olmayan düşkün bir ihtiyardır. Benim ona hizmet etmemi kötü görmezsin değil mi? Dedi. Rasulullah;

-Hayır, fakat sana yaklaşmasın. Dedi ki;

-Vallahi onda hiçbir şey için hareket edecek güç yok. Bu meselenin ilk gününden beri durmadan ağlıyor.

Kab b. Malik diyor ki;

Benim akrabalarımdan bazıları bana dediler ki; ‘Sen de Rasulullah`dan karın için izin iste. Nitekim O (sav) Hilal b. Ümeyye`nin karısının ona hizmet etmesine müsaade etmiştir. Ben de onlara dedim ki;

-Hayır. Bu konuda Rasulullah`a izin almak için gitmeyeceğim. Ben genç bir insan iken nasıl yaparım bunu! Rasulullah bana ne der!

Böylece on gün daha geçti. İnsanların bizimle konuşmasının yasaklandığı günün üzerinden tam elli gün geçmişti. Ellinci günün sabahında namazı evde kılmış öylece oturuyordum. Allah`ın kitabında belirttiği gibi yeryüzü genişliğine rağmen daralmış, sıkıntı içerisinde iken birden Sele Tepesinin üzerinden yüksek sesle bağıran birini duydum.

-Ey Kab b. Malik, müjdeler olsun diyordu.

Hemen secdeye kapandım ve bildim ki bir genişlik, çözüm gönderilmişti. Rasulullah sabah namazını kılınca insanlara Allah`ın bizim tevbemizi kabul ettiğini duyurmuştu. İnsanlar da bizi müjdelemek üzere geliyorlardı, arkadaşlarıma da müjdeciler gitmişti. Bana gelen müjdeci atlı olarak geliyor, hem de uzaktan bağırıyordu. Sesi attan önce ulaşmıştı. Ne zaman ki sesin sahibi de ulaştı, o zaman üzerimdeki elbiseyi çıkarıp ona verdim.

   Vallahi o gün ondan başka elbisem yoktu. O gün birinden ödünç elbise aldım ve Rasulullah`ın yanına gittim. Yolda insanlar beni grup grup karşılıyor ve ‘tevben mübarek olsun` diyorlardı. Mescide geldiğimde Rasulullah meclisinde oturmuş etrafına toplanan insanlarla sohbet ediyordu. Onlar arasında Talha b. Ubeydullah kalktı ve koşarcasına bana doğru geldi, sarıldı ve tebrik etti. Vallahi muhacirlerden ondan başka kimse kalkmadı. Kab, Talha`yı bir daha hiç unutmadı. Devamla diyor k;

-Rasulullah`a yaklaştım ve selam verdim. Rasulullah`ın mübarek yüzü sevinçten ay gibi parlıyordu. Selamdan sonra bana dedi ki;

-Annenden doğduğun günden beri en hayırlı gününle müjdelerim. Dedim ki;

Ey Allah`ın Resulü, bu Allah`ın katından inmiş bir tevbe midir? Yoksa sizden gelen bir müjde midir? Dedi ki;

-hayır, Allah katından gelen bir tevbedir.

DİLEK ÇELENK

Bu haberler de ilginizi çekebilir