• DOLAR 32.602
  • EURO 34.792
  • ALTIN 2499.363
  • ...
Sahabeden Uygulamalı Tevbe
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

EBU LUBABE B. ABDULMUNZİR EL-ENSARİ

   Kamil imanın basireti ile Allah ve Resulüne ihanet-sadakat uçları arasındaki farkı çok iyi görebilen ve bu basiretin aydınlattığı yolda sıdk ile yürüyen mübarek sahabe… Yaptığı bir işaretin ihanet olduğunu hemen anlayıp anında nefsine ceza vererek tevbe eden yüce insan…  Onun benliğini alt üst eden, bir anda dünyayı başına yıkan olay şu idi;

   Rasulullah (sav) Kurayza Yahudilerini yirmi bir gece boyunca kuşatmıştı. Kurayzalılar, Rasulullah`dan (sav) sulh istediler ve dediler ki;

-‘Beni Nadir (Yahudilerinin) hangi şartlarını kabul ettinse bizim de o şartlarımızı kabul et. Bizi onların yanına Şam`a gönder.

Rasulullah (sav) onlara Sa`d b. Muaz`ın hükmünü kabul etmedikçe onların bu isteklerini kabul etmeyeceğini söyledi. Dediler ki;

-‘Öyleyse bize Ebu Lubabe`yi gönder.`

Ebu Lubabe`nin onlarla sohbeti vardı. Çünkü ailesi, malı ve çocukları onların yanında idi. Rasulullah onu gönderdi. Ebu Lubabe onlara gelince dediler ki;

-‘Ey Ebu Lubabe ne diyorsun? Sa`d b. Muaz`ın hükmünü kabul edelim mi?`

Ebu Lubabe eliyle boğazına işaret ederek bu hükmün ölüm olacağını ve kabul etmemelerini söyledi. Ebu Lubabe diyor ki;

-‘Vallahi daha ayaklarımı oynatmadan anladım ki ben Allah ve Resulüne ihanet ettim. Bu ayette benim hakkımda indi.`

Ey iman edenler! Allah`a ve Peygambere ihanet etmeyin; sonra bile bile kendi emanetlerinize ihanet etmiş olursunuz`   (Enfal/27)

Ebu Lubabe kendi kendine ‘eyvah` dedi. Helak olacağını, amellerinin boşa gideceğini çok iyi idrak etti. Ama tevbesini asla geciktirmedi. Zaten ilk merhale olan pişmanlık, ikinci merhale olan o günahtan vazgeçmek (ısrar etmemek) basamaklarını geçmişti. Tevbesinin nasuh (günaha dönmesine mani nasihatkar tevbe) olması için nefsini cezalandırdı. Kendini mescid direğine bağlayarak şöyle yemin etti;

-‘Vallahi ya Allah gökten benim için af ve bağışlanma indirene kadar veya helak olup ölene kadar yemeyeceğim, içmeyeceğim, kendimi buradan çözmeyeceğim.`

   Bu hal üzere yedi gün geçti. Yedinci günün sonunda perişan bir halde düşüp bayılınca Allah-u Teâlâ tevbesini kabul etti. Yedi kat semadan şu ayetler indi;

Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir. Ve büyük mükâfat Allah katındadır. Ey iman edenler! Eğer Allah`tan korkarsanız O size iyi ve kötüyü ayırt edecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.`   (Enfal 28-29)

   O anda orada olanlar koşup Ebu Lubabe`yi müjdelediler. O engin sevinç ile bağlarını çözmeye başladılar. Ebu Lubabe onlara dedi ki;

-‘Vallahi Rasulullah beni çözmedikçe kimse çözmesin.`

Rasulullah geldi ve çözdü. İçine düştüğü durumun tehlikesini çok iyi idrak ettiği için tam mutmain olmayan Ebu Lubabe, Rasullah`a dedi ki;

-‘Ya Rasulallah tevbemin tamama ermesi için bu günaha girmeme sebap olan kavmimi bırakıp başka bir yere hicret edeceğim. Bir de malımdan Allah yolunda infak edeyim.`

Rasulullah cevaben uyurdu;

-‘Malının üçte birini vermen yeterlidir.`

Allah senden ve sizlerden razı olsun Ey Ebu Lubabe. Bu örnek tevbenin bereketini bizlere de nasip etsin. Bizler ki günde sayısız defa Allah ve Resulüne ihanet ediyoruz. Ama ne kendimizi bağladık (maddi veya manevi bağ ki bizleri günaha dönmekten alıkoysun) ne de nefsani istek ve zevklerimizden geri kaldık. Ne de bizlerin bu günaha düşmemize sebep olan aile ve arkadaşlarımızdan vazgeçtik. Bunlar bir yana pişmanlık bile duymuyoruz! Nerde farzları ifa etmek! Nerde sünnete tabi olmak! Nerde münkerden sakınmak!

DİLEK ÇELENK

Bu haberler de ilginizi çekebilir