MEHMET ERKAN YAVUZ- İSTANBUL

Son zamanlarda Ramazan ayında oruç ibadetinin ve Ramazan ayının ruhuyla bağdaşmayan, manevi yönden de bir fazileti ve kazancı olmayan “Ramazan Şenlikleri” ve “Ramazan Eğlenceleri “ adı altında eğlence ve şenlik programları düzenleniyor. Bu programlar iftarla birlikte başlayıp gece yarılarına kadar müzikli eğlenceli gösteriler, oyunlar şeklinde devam ediyor. Ramazan ayının sevinç atmosferini en iyi şekilde yaşamak gerektiğini belirten âlimler, ancak ruhuna aykırı ve ibadetlerden alıkoyan programlardan da uzak durulması gerektiğini belirtti. Ramazan ayının manevi feyzinden yeterince istifade edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Adnan Demircan, “Ramazan`da gerek STK`lar tarafından, gerekse farklı belediyeler tarafından yapılan faaliyetler var. Bu faaliyetler ne olursa olsun, İslam`ın ruhuna aykırı olmamalıdır.” dedi. Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) üyesi Molla Osman Teyfur da, “Ramazanın ve orucun hikmeti günahtan ve kötülüklerden arınmaktır. Bir Müslüman için haram etkinlikler yapmak akıl kârı değildir” diyerek yapılan etkinlikler konusunda Müslümanlara uyarılarda bulundu.

“İSLAM`IN RUHUNA AYKIRI ŞEYLER YAPILAMAZ”

Ramazanın her şeyden önce bir ibadet ayı olduğuna vurgu yapan Prof. Adnan Demircan, “İbadetin olduğu yerde sevinç izhar edilecek diye İslam`ın ruhuna aykırı şeyler yapılamaz. Ancak meşruiyet çerçevesi içerisinde insanlar vakit geçiriyorlarsa onda da bir mahsur yoktur. Ölçü, dinin genel ölçüleridir. Onun dışında tarihte ‘Peygamberimiz zamanında veya sonrasında şu veya bu yapıldı` diyerek net bir sınır çizmek doğru olmaz. Ancak son dönemlerde Ramazan programları televizyonlarda arttı. Muhtemelen izleyicisi olduğu için tercih ediliyor. Ancak bu noktada yapılan işin faydası konusunda benim kuşkularım var. Daha çok bireysel anlamda kuşkularımı ifade ediyorum. Onun dışında insanlar dini hayatlarını nasıl istiyorlarsa öyle yaşasınlar. Ancak İslam`ın çerçevesi içerisinde kalsınlar.” dedi.

“ORUCUN HİKMETİ GÜNAHTAN VE KÖTÜLÜKLERDEN ARINMAKTIR”

“İslam`da sevinç sınırları da konulmuştur.” diye konuşan Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) üyesi Molla Osman Teyfur ise “Bir Müslümanın sevinme hakkı vardır. İslam bunun meşru yollarını göstermiştir. Dolayısıyla İslam sevinmeye karşı değildir. Bir Müslüman hem hüznünü, hem de sevincini şer`i kurallar dâhilinde yapar. Ramazan`da yapılan bu tür etkinliklere gelince; Ramazan, nefsi temizlemek ve arındırmak için farz kılınmıştır, hikmeti budur. Allah-u Teâlâ orucun farziyetinin hikmetini bildirirken, “Olur ki (oruç sayesinde) muttakilerden olursunuz” buyuruyor. Ramazanın ve orucun hikmeti günahtan ve kötülüklerden arınmaktır.” ifadelerini kullandı.

“MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE SALYANGOZ SATMASINLAR”

Ramazanın ruhuna aykırı etkinliklerin amacının insanı Allah`tan uzaklaştırmak olduğuna işaret eden Teyfur,  “Bir Müslüman için haram etkinlikler yapmak akıl kârı değildir. Eğer bu şekildeki etkinlikleri yapanlar gerçekten Müslüman olduklarını düşünüyorlar ve ibadetleri yerine getiriyorlarsa, bu etkinlikleri yaparken bir kez daha düşünmeliler. Burada bir şeytani görev icra ediliyor. Eğer birileri Müslüman memleketlerde, böyle zamanlarda, özellikle teravihin, iftarın, sahurun yapıldığı anlarda böyle etkinlikler yapıyorlarsa kesinlikle şeytanın vazifesini icra ediyorlardır. Gayeleri Müslümanları Allah`a kulluktan uzaklaştırmaktır. Bu, kabul edilemez. O yüzden, kim yaparsa yapsın, Müslüman olduklarını iddia ediyorlarsa, Müslümanım derken neyi kastediyorlar, bunu düşünsünler. Ramazanın ve orucun ruhuna ters düşen işlerden kaçınmalıdırlar. Bir insan bazen ayağı kayıp hata yapabilir. Farkında olmadan bir haram işleyebilir ancak bilerek ve ısrarla bir günah üzerinde durmaz. Bunu yapanlar Müslüman iseler hemen vazgeçip tövbe etmelidir. Müslüman insanları hayra davet eder. Bunun zıddını yapan bir insan şeytani bir görev icra ediyor. Müslüman mahallesinde salyangoz satmasınlar.” şeklinde konuştu