GAZİANTEP-Mazlum-Der ile Bülbülzade Eğitim Sağlık ve Dayanışma Vakfı`nın ortaklaşa organize ettiği; "28 Şubat bitti mi?" paneli düzenlendi.

 

Mazlum-Der Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Alkış`ın yönetiminde gerçekleştirilen panele Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ve Milat Gazetesi Ankara Temsilcisi Aslan Değirmenci katıldı.

 

Şehitkamil Belediyesi konferans salonunda yapılan Panelin Moderatörlüğünü yapan Mazlum-der yönetim kurulu üyesi Mehmet Alkış, Birinci Meclisin kapatılmasıyla başlayan ilk darbenin, Türkiye de darbeler tarihini başlattığına vurgu yaparak; "asıl sorgulanması gereken darbe, birinci darbedir."dedi.

 

Söz verilen Bülbülzade Vakfı başkanı Turgay Aldemir, "Asklerler hesap veriyor. fakat Polislere hesap sorulmadı.İş adamlarına sermayedarlara hesap soramadılar.bizzat 28 şubat darbesinin sermayedarları şu anki muhafazakar iktidar döneminde onlarca kat büyüdü" ifadelerine yer vererek. darbelerle gerçek anlamda hesaplaşılmadığını söyledi.

 

söz verilen Mazlum-der genel başkanı Ahmet Faruk Ünsal ise,28 Şubat Postmodern darbenin, Kapitalizmin İslamdan duyduğu korkudan kaynaklandığını ifade ederek: "1979 yılı Şubat ayında İran da bir islam devrimi gerçekleşti.O,zamana kadar belirli ölçülerde dünya egemen sisteme karşı itiraz eden bir sosyalist sistemden ayrı olarak İslami bir itiraz yükselmişti."ifadelerine yer vererek bir özellikle 28 şubat sürecinin kapitalistlerin İslam`a olan korkulardan kaynaklandığını belirtti.

 

Daha sonra söz verilen Gazeteci Aslan Değirmenci ise, Darbe ayağının sadece askerler olmadığının altını çizerek: "TSK, Emniyet,Milli istihbarat teşkilatı,medya, sermaye bunlarla birlikte bir yıl önce gündeme gelen fakat ansızın gündem dışına çıkan Encümeni danış. Öncelikle bunları kavrayıp, inceleyip arka planlarını görmemiz gerekiyor.elimizdeki belgelere göre, TSK,milli istihbarat teşkilatı ve emniyet el ele vererek öncelikle müslümanları teknik takibe aldığını görüyoruz. TSK, Batı Çalışma Grubu üzerinden bu faaliyetleri yürütürken, MİT kurumlar içerisinden, sivil toplum örgütleri içerisinde, memurlar ve işçiler içerisinde ajanlar yerleştirerek insanları fişlemiştir. Operasyon işini de emniyete vermişler. insanları kafese almışlar birlikte dönüştürmek için ellerinden geleni yapmışlar "dedi.

 

Panelin soru cevap kısmında söz alan Üniversite öğrencisi bir bayan, üniversitelerdeki başörtüsü hakkının yasal bir zemine oturtulmadığına dikkat çekerek; "şimdilik Rektörlerin inisiyatifiyle bir nebze olsun başörtüsü ile Üniversiteye gidebiliyoruz. üç dört yıl sonra rektörler değişince bizim durumumuz ne olacak.öte yandan üniversiteyi bitirirsek bile kamuya da atanamıyoruz. kısacası başörtüsü yasağı hala devam ediyor.başörtü meselesi hala ortada başörtülülerinde ne olacağı belli değil."dedi.  

 

 

 

 

 

Şefik Mert-İLKHA