• DOLAR 32.315
  • EURO 35.093
  • ALTIN 2307.142
  • ...

Sanayileşmenin ilerlemesiyle birlikte unutulmaya yüz tutan kilim dokumacılığını yaşatan Yaşar Elbir (75), ilerlemiş yaşına rağmen her gün asırlık dokuma tezgâhının başında farklı desenlerde el emeği göz nuru kilimler üretiyor.

Babasının yanında küçük yaşlarda çırak olarak başladığı dokumacılığı günümüze kadar devam ettiren Elbir, kilim dokuma sanatını yaşatmaya çalıştığını söyledi.

Kendisiyle yaşıt olan el tezgâhında farklı desenlerde kilim dokuyarak, mesleğin ayakta kalması için çabalayan Elbir, iplikleri adeta bir ressamın kullandığı fırça gibi kullanıp, ürettiği kilimleri dünyanın dört bir yanına gönderdiğini belirtti.

Bir dönem ara vermek zorunda kaldığı mesleğini tekrar sürdürmenin gururunu yaşadığını ifade eden Elbir, "Bu iş benim baba mesleğimdir. Benim çocukluğum bu meslekte geçti. 1962 yılında bu işi bırakıp askere gittim, askerden geldikten sonra bir sene daha çalıştım. O dönem motorlu tezgâhlar çıktı. Motorlu makineler çıkınca herkes bu işi bıraktı. Ben de bıraktım ama 1995 yılında tekrar başladım." dedi.

"Son yıllarda el dokuması kilimlere ilgi arttı"

Unutulmaya yüz tutan el dokuması kilimlere son yıllarda ilginin arttığını dile getiren Elbir, sözlerine şöyle devam etti: "Mesleğim el dokumasıdır, çok kıymetlidir. Yaptığımız kilimler çoğunlukla yurt dışına gitmektedir. Burada da turistler alıyor. Son yıllarda el dokuması kilimlere ilgi arttı, yetiştiremiyorum. Benden başka kilim yapan da kalmadı. Şu an çırak yetiştirmeyi, bu işi çoğaltmayı düşünüyorum. Bu tahta tezgâhta kilimler elle yapılıyor, makine işi değildir."

"Gençler gelsin, onlara yardımcı olayım"

Elbir, bugüne kadar sağlıklı kalmasını yaptığı işe bağlayarak, "Çalışarak idman da yapıyorum. Devamlı koşuyorum ve bir çaba içerisindeyim. Çalışmak hem sağlık bakımından iyi hem de para kazanıyoruz. Gençler gelsinler, onlara yardımcı olayım. Gelsinler onlara bu mesleği öğreteyim. İleride sadece bana dua etsinler. Kim gelirse ona bu mesleği öğretirim. Hem meslek ölmez hem de para kazanırlar. Çalışmak iyi bir şeydir. Dinimizce de çalışmak ibadettir. Durmakla ne yapacağını bilemiyorsun ama insan çalıştığı zaman hem günü iyi geçiyor hem para kazanıyor hem de idman yapmış oluyor. Vücut çalışmakla daha sağlıklı kalıyor." ifadelerini kullandı.

Daha önce evinin 12 metrekarelik bir odasındaki el tezgâhında kilim dokuduğunu söyleyen Elbir, Kültür ve Turizm Bakanlığından ustalık belgesi aldıktan sonra evinden çıkmak zorunda kaldığını ve tarihi bir Gaziantep evinin altında kendisi için açılan dükkânda çalışmaya devam ettiğini bildirdi.

Yaşı ilerlediği için günde sadece birkaç kilim dokuyabildiğini dile getiren Elbir, "Günde 2 tane 120 santim boyunda kilim dokuyorum. Yaptığım kilimleri yurt dışına gönderiyorum. Fransa'dan sipariş almıştım, 6 ay boyunca Fransa'ya çalıştım. Yine diğer ülkelerden de benim müşterilerim var. Onlardan da sipariş alıyorum. Burada da müşterilerim var. Burada satışlarım çok şükür iyi gidiyor. Yerli ve yabancı turistler geliyor. Onlar da kilim alıyor." şeklinde konuştu.

"Bu kilimler halılardan daha sağlıklıdır"

El dokuması kilimlerin halılara göre daha sağlıklı olduğunu sözlerine ekleyen Elbir, "Tahta tezgâhı ile kilim dokuma diğer illerde yoktur. Diğer illerde çekmeli tezgâhlar var. O tezgâhlar böyle değil. Bir de bu yorucudur, halı gibi değil. El halısını oturduğun yerde de yaparsın ama tahta tezgâhta vücut devamlı hareket halinde olduğu için daha zor. Bu kilimler halılardan daha sağlıklıdır. Halılarda polyester var, bunlar plastik değildir. Bu kilimler iki taraflı olarak kullanılıyor ama halı öyle değil. Hatta bu kilimleri kaliteli halıların üzerine bile açıyorlar. El sanatı olduğu için bu kilimler çok kıymetlidir." dedi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)