Küçük yüreklerin kocaman dünyalarına nüfuz ederek onları yaratıcısı ve yaşatıcısı Allah (c.c.) ile tanıştırmak..

Kendilerine gönderilen özel mektupları (Kur'an-ı Kerim) ümmi nesile okumak ve okutmak adına girmiş olduğumuz hayırlı bir yolu huzur ile adımlamak...

Yol ki, sonunda nur tomurcuklarının açılıp etrafa nurlarını saçtığı o âna şahitlik etmek..

Kur`an`ın az itibar gördüğü bu zamanda çocuk ile Kur`an arasındaki irtibatı kuvvetlendirerek geleceğe sağlam adımlarla yürümek..

Kur`an`ın daha çok itibar görmesi adına verilmiş bir emek..

Bir emek ki gece gündüze şahit haftalar aylar..

Geleceğin mimarlarına Kur`anî tasarımları, Kur`anî şuurla bilinçlendirmek adına öğretmek...

Öğretim ki, Kâinatın Yaratıcısından (c.c) Efendisine ( s.a.v )..

Efendi ( s.a.v ) ki, İsra ve Miraç'ın sahibi..

Miraç ki, dinin direğine gebe..

Bu şaşmaz ahenkle güvencemiz çocuklarımızla yolculuk etmek..

Sorulan garip sorulara garip cevaplar vermek zorunda kalmak ..

Efendimizin sizin en hayırlınız Kur`an`ı öğrenen ve öğretendir müjdesine talip olmak adına..

Sabır ve azimle Kur'an bülbülleriyle her gün Kur`an`ın muazzam sayfalarını minik parmaklarda gezdirmek...

Sayfalar ki yıprandı diye ceylan gözlülerin gözyaşlarına şahit..

Sayfalar ki  Allah lafızlarının geçtiği satırlarda bir müddet durup daha sonra hafif gülümseme sonraki bûselere şahit..

İlk muhatap Hz. Resulullah`a merak salmak..

Kimdir, nedir, nerededir?...

Onun da anne ve babasının olduğunu öğrenince tahmin edilemeyecek derece sevince şahitlik etmek..

Öyle bir muhabbet ki efendiler Efendisine,

Bütün değerlerinden vazgeçmek..

En sevdiği oyuncağından,

Annesini bir günlük görmemeyi göze almayacak kadar büyük fedakârlıklara..

Yeter ki Onu ( s.a.v ) bir kerecik görmek aşkına..

'Olur mu öğretmenim görebilir miyiz?' sorusuna muhatap olmak..

Anlatırken Siyer-i Nebi'yi Hasan ve Hüseyin`in sevgisini..

Ciğerparem dediği Fatma`ya olan sevgilerini..

Biraz kıskançlıkla beraber,

Bir daha dinlemek, istemek bıkmadan usanmadan bir kez daha bir kez daha..

Hasan odur, Hüseyin odur, Fatıma odur...

O sevginin muhatabı yine kendileri..

Çünkü onlar dünyanın en masum bencilleri...

Cennette buluşacağı müjdesini alınca öğretmeninden,

Samimi, içten, çıkarsız, menfaatsiz kocaman bir sarılma ile  'haydi gidelim' sabırsızlığını göstermek..

Sonra Allah`ın izni olmadan bunun imkânının olmadığını öğrenmek..

Minik ellerin birleşip Rabbe yönelişine Şahit olmak..

'Allah`ım Cennet kapılarını açar mısın? Peygamberimi görüp çıkacağım'

Acılarını paylaşmak..

Kahkahalarına ortak olmak..

Kısacası tertemiz yüreklerin,

Kirlenmemiş kalplerin büyük insanı olmak...

İslamî neslin inşasında bize bu rolü vererek şereflendirdiği için Allah Tebâreke'ye hamdu şükürler olsun..

TUBA SAVRAN