Yitik bir turizm bölgesi: Şahmiran
Bitlis`in Tatvan ilçe sınırları içinde bulunan Şahmiran köyü, binlerce yıllık geçmişi ile saklı bir tarih bahçesi olarak kendini muhafaza ediyor.
Tatvan ilçe sınırları içinde, Nemrut Dağı'nın eteklerinde bulunan Şahmiran (Çekmece) köyü, binlerce yıllık Ayesofya Camii ve kalesi ile saklı bir tarih bahçesi olarak duruyor.
Van Gölü`nün, eteklerine uzandığı köy, 60 haneden oluşuyor. Daha önce Nemrut kraterine çıkmak isteyen yerli ve yabancı turistlerin içerisinden geçtiği köy, son zamanlarda yapılan çalışmalarla geçiş güzergâhı, tarihi köyün içerisinden çıkarılmış durumda.
Köyün hemen arkasında, Nemrut`un yaylası (zozan) olarak bilinen mevkide 4 büyük kalenin yan yana dizilişiyle adeta yitik bir turizm bölgesi olarak nitelendiriliyor.
İlk ve ortaokulun bulunduğu köyde çocuklar, okuldan çıkar çıkmaz soluğu yaylada bulunan koyunların yanında alıyor. Kışları soğuk ve yazları serin geçen köyde, geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayalı. Nemrut`un eteklerinde bulunmasına rağmen köylülerin en büyük sıkıntıları suyun az oluşu. Şahmiran köyü, tüm olumsuzluklara rağmen tarihi ile çevre köylerden daha önde.
Köyün içinde bulunan ve kiliseden dönüştürülen Ayesofya Camii`nin tarihi bin 517 yıllık bir zamana dayanıyor. Cami, 3 yıl önce Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edilmiş. Estetiği ve tarihiyle görenleri kendisine hayran bırakan Ayesofya, şimdilerde 7`den 70`e köylülerin huzur içinde ibadet ettiği bir mekân.
Köyün tarihi ve yaşamı hakkında bilgi veren Mehmet Baran, “Köyümüz Tatvan ilçesine bağlıdır. Bu köyün tarihi çok eskidir. Çünkü köyümüzde eskiye dayanan objeler çok ön plandadır. İsmini Komagene Kralı Nemrut`tan alıyor. Rivayetlere göre Nemrut denilen kral, kış aylarını Adıyaman`da geçirirken, yazları serin olması dolayısıyla burada geçiriyormuş.” dedi.
"Eminim ki araştırma yapılırsa bir tarihin burada yattığı görülecektir"
Bugüne kadar köyün tam anlamıyla bir araştırmaya tabi tutulmadığına dikkat çeken Baran, sözlerine şöyle devam etti: “Bugüne kadar bu köy herhangi bir araştırmaya tabi tutulmamış. Eminim ki bu araştırmalar yapılırsa bir tarihin burada yattığı görülecektir. Üzerinde bulunduğumuz tepe ve bunun gibi 4 tane kale var. Bunlara ilişkin höyükler, tarihi bulgular, yaşam alanları ortaya çıkmış. Burada dünyanın en büyük ikinci krater gölü var. Köyümüzün geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Fakat tarım eskide yapıldığı kadar yapılmıyor. Tatvan ilçesine yakın olması nedeniyle birçok köylümüz esnaflık yapıyor.” diye konuştu.
"Bu köy bir tarihtir"
Köy sakinlerinden Orhan Ural ise köyde su sıkıntısının olduğu, köylünün geçim kaynağının tarım ve hayvancılığa dayandığını belirterek, şunları söyledi: “Köyümüzün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Suyumuz olmadığı için tarım ile fazla uğraşmıyoruz. Köyümüz, tarihi ve doğa güzelliğiyle ön plandadır. Köyde kiliseden çevirdiğimiz bin 517 yıllık bir camimiz vardır. Tepe şeklinde 4 tane kalemiz vardır. Gerçekten bu köy bir tarihtir.” şeklinde konuştu. (İLKHA)