İsimsiz ve meçhul kaynaklar tarafından ısmarlanan haberlerde Hamas hareketinin piramidinde Ez-Zehhar ve Meşal kanatlarında bölünme başladığı ve bölünmenin Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugaylarına kadar uzandığı iddia edildi.

 

Doğal olan ihtilaflar konusunda deliller sıralamaya ihtiyaç duymuyoruz. Bu tür ihtilaflar aynı evde yaşayanlar arasında bile oluyor ve doğal karşılanmalıdır. Hamas liderlerinden siyasi konularda her zaman aynı tavrı, aynı kanaati beklemek de doğru değildir. Doha Anlaşması bu konulardan biridir. Anlaşma maddelerinin kurum olarak Hamas’ın bütün liderleri tarafından hatta uzlaşı anlaşmasının zaruretine inananlar tarafından bile gönül rahatlığıyla karşılanmaması gayet doğaldır.

Ancak kötü niyetli basının anlaşmaya ilişkin bu farklı görüşlere yaklaşımı ve farklılığı “hareket içindeki bazı kesimlerin çıkarıyla çatıştığı için anlaşma kabul görmeyecek” şeklinde sunmaları bu organların art niyetini gösteriyor. Bu tür haberleri pazarlayanlar sığ düşünceleri nedeniyle Hamas hareketini Fetih’le kıyaslıyorlar. Fetih’in içindeki çıkar çevrelerine benzer çevrelerin burada da var olduğunu tahmin ediyorlar. Diğer yandan Gazze, Batı Yaka ve dışarıda kimin ve niçin bu tutumu sergilediğini araştırma zahmetine de katılmadılar. Oysa buna karşı olanlarla karşı olma nedenlerini iyi okumak gerekir. Bir kısmı, Gazze kuşatmasına ortak olan Abbas’ın Gazze’nin imarı konusunda güvenilir olamayacağını düşünürken, bir kısmı anlaşmanın Batı Yaka sorununa çözüm getirmediğini, buradaki sorunun çok büyük olduğunu düşünüyor. Bir kısmı ise hareketin ilkelerine gözlerini dikmiş, kurulacak hükümetin uluslararası camianın ret duvarıyla karşılanması durumunda daha önce ulaşılan uzlaşının tekrar sıfır noktasına gelme endişesini taşıyor.

 

Öyleyse Filistin’in yaşadığı beş yıllık süreçten sonra ve karşı tarafın anlaşmanın hayat bulması için ortamı hazırlama konusunda ciddi bir adım atmadığı bir zamanda Hamas içinde yapılan bu tartışmalar gayet normaldir.

 

Anlaşmayı hareketin karar mekanizmasının dışına çıkarma konusuna gelince bu konu sorun olmayacak. Karar almada mutat iç şurayı devre dışı bırakmanın hata olduğunu söylemekle birlikte bu duruma çözüm bulmanın imkânsız olmadığını düşünüyoruz. Alınan karara bazı liderlerin haberdar edilmediğini varsaysak bile, Hamas hareketi alınan kararları gözden geçirip hatayı düzeltme yolunu kapatmıyor. Bu kapıyı açık bırakan hareket, kapısını her türlü iç bölünme, anarşi ve fitneye çoktan kapatmış durumda.

 

Ancak bu yapıyı tanımayanlar bölünme şarkısını koro halinde söylemeye devam edecek, onun arkasında salyalarını akıtacaktır. Bunun anlamsız, faydasız ve geçersiz olduğunu bilseler de bu tutumlarını sürdüreceklerdir. Büyük bir iştahla yayınladıkları bölünme haberleri başka yerlerdeki haberlerden hep öncelikli görülecek ve bilinecektir. Bu haberlerin Hamas’ın işine yaracağı kesindir. Çok geçmeden Hamas durumun nazikliğini ve hassasiyetini görecek, iç veya dış konularla ilgili meselelerde açık bırakmamaya daha bir dikkat edecektir.

 

Düşünce ve yapı olarak Hamas ile ilgili bir korkumuz yok. Çünkü onu iyi tanıyoruz. Liderlerinin ortaya koyacakları ciddi bir ihtilafın hareketin savunduğu ve onun için ağır bedeller ödediği projesinin başarısızlığı ve ümmet nezdinde kazandığı itibarının gerilemesi anlamına geleceğini bildiklerine inanıyoruz. Cephe ve mevzide yer alan birinin özden yoksun tali meselelerle uğraşması da elbette doğru değildir.

 

Filistin hâlâ işgal altındadır. Direniş hareketi olan Hamas özgürlük yolunda lider konumunu koruyor. O zaman onun siyaseti, tavrı, lider ve sembol şahsiyetleri, makam ve mevki hastası kişilerden olan farkıyla ayrıcalıklı olmak durumundadır.

Hamas hiç kimsenin malı değildir. Kanla sulanan; sıkıntı, imtihan ve zorluklarla kök salıp güç kazanan boyu ve liderlik konumuyla uyumlu olmayan dar kalıplara sokulamaz. Kurulduğu ilk günden bugüne sıkıntı, imtihan ve baskılardan kurtulamadı. Birileri sıkıntıların bittiğini düşünür ve sorumluluğu da bir kazanım veya ganimet bilirse bu kez, İslam’ı düşünce, hareket tarzı ve metot olarak benimseyenleri ayıklayacak ilahi irade mutlaka kendini gösterecektir. Özgür ve hak düşünce, onu taşıyanların değişimiyle asla ölmez.