• DOLAR 32.503
  • EURO 34.982
  • ALTIN 2435.512
  • ...
BİK Deprem Sürecini Değerlendirdi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
VAN - Basın İlan Kurumu Van Şube müdürü Mehmet Ayan ile deprem sürecini, iyisiyle kötüsüyle yaşadıklarını ve izlenimlerini konuştuk. İşte 4 aylık süreçte basın ilan kurumu çadırı ve yaşananlar.
 
"Böyle Bir Durum Karşısında İlk Deneyimimiz Oldu"
Van`da yaşanan iki depremden sonra zaman kaybetmeden imkanları en iyi şekilde değerlendirme yoluna gittiklerini ve zaman kaybetmeden acil önlemler aldıklarını belirten Basın İlan Kurumu Van Şube Müdürü Mehmet Ayan, "Bizler Basın İlan Kurumu olarak daha önce böyle büyük bir deprem veya bir doğal afetle karşılaşmamıştık. Yani kurum olarak bu tür bir durum karşısında bir tecrübemiz yoktu. Dolayısıyla böyle bir durumda bu ilk deneyimimiz oldu. İlk sınavımızdı ve bu sınavdan yüzümüzün akıyla çıktığımızı düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
 
"Yaşanan En Büyük Sıkıntı Barınma…"
Depremden bir gün sonra BİK genel müdürü Mehmet Atalay ve yönetim kurulunun tam kadro Van`a geldiklerini hatırlatan Ayan, "Genel müdürümüz buraya gelip incelemelerde bulundu. İncelemeler sonrası bir basın toplantısı düzenleyerek deprem bölgesinde neler yapılacağı noktasında bilgi alışverişinde bulundu. Ondan sonra işe başladık. İlk olarak gazetecilerin haberlerini hazırlayabilecekleri güvenli bir alana ihtiyaç vardı. Hemen 100 metrekarelik bir çadır kurduk. Ve internet ağı sağladık. Bilgisayarları kiralayarak herkesin rahat bir şekilde kullanabileceği bir çalışma ortamı kurduk. Bununla hem yerel hem de ulusal gazete ve ajansların haberlerini oluşturup haberlerini geçebilecekleri bir imkân sağlanmış oldu ki bu çalışmamızın ilk ayağıydı" dedi.
 
Deprem sonrası yaşanan en büyük sıkıntının barınma sıkıntısı olduğuna işaret eden Ayan, binaların güvenli olmayışının ve gerek dışarıdan gelen ulusal basının gerekse yerel basında çalışan gazetecilerin gece barınmalarını sağlamak adına da Basın ilan kurumu olarak ihtiyaca binaen hemen başka bir çadır kurduklarını belirtti. Ayan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bir de yatakhane hizmeti vermeye başladık. Burada beslenme sıkıntısı vardı. Bu sıkıntıyı çay, kahve ve hazır çorbalar tedarik ederek gidermeye çalıştık. Daha sonra valilikle görüşmeler yaptık. Sayın valimiz bizi kırmadı. Akşam ve sabah yemeklerini bize sağladılar. Öğle yemeğini de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi sağladı. Daha sonra hava şartları göz önünde bulundurularak çadırların yatakhane için yetersiz kalmasından dolayı valilikten konteynır istedik. Sağ olsunlar bizi bu noktada da yalnız bırakmadılar. Bize 3 adet konteynır sağladılar. Bunları da gazeteci arkadaşlarımızın akşam barınmaları için tahsis ettik. Yaklaşık 4 ay süren bu süreçte buraya gelen tüm gazeteci arkadaşlarımız faydalandılar. Zaten genel müdürümüzün bize talimatı vardı. Bu çadırlardan bir tek gazeteci dahi hizmet alımına devam ediyorsa burada kalın ve hizmetinize devam edin diye. Biz de öyle yaptık. Tamamen herkes kendisi için bürolar açıp oralara geçene kadar biz bu hizmeti devam ettirdik. Bu süreç 18 Şubata kadar devam etti."
 
"Şikâyetçi Olan Birini Görmedim"
Deprem bölgesinde kendi alanında hizmet alanı ve hedef kitlesiyle ilgili olarak bu kadar hızlı hizmet götüren tek kurum olduklarını söyleyen Ayan, Deprem sonrası gerek kurumlardan aldıkları destek gerekse de BİK genel merkezinden aldıkları tam destek ile cesur adımlar attıklarını belirtti. Ayan, "Burada hizmet veren kendi personelimizin de fedakarlığıyla biz kendi depremzedeliğimizi unuttuk. Meslektaşlarımızın en iyi şekilde hizmet almasını sağlamak için elimizden gelenin en iyisini yaptık kanısındayım. Bu konuda da başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü bu güne kadar şikâyetçi olan birini görmedim. Bu süre zarfında bütün yerel gazeteler haftalıklar olanlar da dahil olmak üzere yaklaşık olarak 200 meslektaşımız yapılan hizmetlerden istifade etti. Ulusal basından da yaklaşık 100 kişiyi misafir ederek bu imkânlarımızdan yararlanmasını sağladık" diye konuştu.
 
Genel olarak çok kötü günler geçirmelerine rağmen hiçbir sorun yaşamadan güzel bir hizmet sunma imkânı buldukları için huzurlu ve mutlu olduklarını belirten Ayan, "Bu konuda sayın valimizin de büyük desteklerini gördük. Bunun yanında Milli Eğitim Müdürlüğü`nün de yer tahsis etmiş olması işimizi kolaylaştırdı. Genel müdürlüğümüzden de büyük bir destek aldık. Olması gereken işlerimizi bir an evvel yapmaya ve gazeteci arkadaşlarımızın ihtiyaçlarını gidermeye çalıştık" dedi.
 
Bütün Gazeteler Tek Bir Gazete Adı Altında Birleşti
Gazetecilerin hizmete daha iyi ulaşabilmesi için hiç bir şeyin eksik olmamasına gayret ettiklerini belirten Ayan, "Belki de kurum tarihinde ilk kez burada bazı şeyleri denedik. Bunlardan bir tanesi tek gazete adı altında bütün gazetelerin birleşmesi oldu. Yani ortak yayın yapması. Bu hususta işin doğrusunu sorarsanız biz tereddütteydik. Yani farklı fikir ve düşüncelerden insanların, rakip olan kurumların yayın kurumlarının bir araya gelerek tek çatı altında yayın yapması Türkiye`de bu güne kadar eşine rastlanmamış bir durum idi. Ama biz bunu başardık. Hem de kısa bir süreliğine de değil. Neredeyse 40 güne yakın bir zaman diliminde burada gazeteler tek çatı altında yayın yaparak bir dayanışma örneği sergilediler ve tüm sıkıntılara rağmen varlıklarını ortaya koydular. Bu dayanışma da bize, sıkıntı anında birçok şeyin yapılabileceğinin en güzel örneğini ortaya koydu. Her ne kadar rekabet halinde isek de zor durumlarda mesleğin devamını ve kalitesini artırmak adına, habercilik adına böyle güzel şeyler ortaya koyabildik bence çok güzel bir şey. Bu güzellik, başlaması, sürmesi ve son bulması neredeyse bütünüyle ulusal medyada yer buldu ve övgü topladı. Burada bizler güzel olan bir şey başardık" dedi.
 
"Bu Birlikteliğin Sağlanması İçin İlle de Afet Olması Gerekmez"
Farklı görüşlerden olsalar bile, sıkıntı anında insanlarımız bir araya gelebilmesinin güzel bir örnek olduğunun altını çizen Ayan, "Ancak bizler bu örnekleri sadece sıkıntı anlarımızda değil hayatımızın her anında ve alanında da gösterebilmeliyiz. Mesela mesleğimizi ilerletme adına ve daha iyi bir seviyeye gelme adına neden böyle birlikteliklerimiz olmasın ki? Halka daha doğru daha geniş bir haber ulaştırma adına böyle güzel çalışmalar neden olmasın? Alınan ortak kararlarla bu birliktelikler devam edebilir. Bu birlikteliğin sağlanması için ille de afet olması gerekmez" önerisinde bulundu.
 
"Normalleşmeyle Beraber İşler Daha da Düzene Girecektir"
Gazetelerin deprem sürecinde ve sonrasında maddi noktada oldukça büyük sıkıntılar çektiklerinin farkında olduklarını ve bu sıkıntıyı giderme adına çaba sarf ettiklerini belirten Ayan, "Bu sıkıntıyı giderme adına bizlerde 45 gün içeride kalması gereken ilan ücretlerini hemen gazetelere vermek suretiyle bu sıkıntılarını bir nebze olsun hafifletme yoluna gittik. Bu parayla en azından işçi ücretlerini ödeme noktasında sıkıntı çekmediler. Tabi bir süre sonra bu süreçte normale dönecek. Özellikle deprem sürecinde kesintiye uğrayan ilanların gazetelere düzenli bir şekilde akmasını sağlama adına normalleşme sürecine girmiş bulunmaktayız. Malumunuz, afet durumlarında hizmetin aksamaması ve zamanın kaybolmasını önlemek için kurumlar doğrudan alım yapabiliyorlar. Bu durum, kurumların afet durumlarında kullanabilecekleri yasal hakları. Ancak şu an itibariyle bu kalktı. Bu açıdan da normalleşme sürecine girdik. Ancak beklentimiz ve öngörülerimiz bunun çok kısa bir sürede aşılacağı yönünde. Mart ayı itibariyle ilanlarda bariz bir artışın olacağını tahmin ediyoruz. Normalleşmeyle beraber işler daha da düzene girecektir" temennisinde bulundu.
 
"Eğer Üzerinde Durulur ve Gündeme Getirilirse Niçin Olmasın ki?"
Van`da yerel medyanın bir araya gelebileceği Babı-âli tarzı bir sitenin oluşturulması yönünde BİK Genel Müdürü Mehmet Atalay`ın sözlerini kendisine hatırlattığımız Ayan, "Aslında bu düşünce pekâlâ oluşturulabilir ve bu çok da güzel bir fikir. Bu fikir ortaya atıldı. Ancak bu fikrin hayata geçmesi için yerel basının bunun üzerinde durup olgunlaşmasını sağlaması için ortam hazırlaması lazım. Eğer üzerinde durulur ve gündeme getirilirse niçin olmasın ki? Elbette ki oluşturulacak bir sitede, bütün medyanın kendilerine ait bürolarda kalması çok daha iyi bir imkân olacaktır. Bu durumda bizler de Basın İlan Kurumu Van Şubesi olarak gerekli girişimlerde bulunur ve her türlü yardımda bulunur, elimizi taşın altına koyarız. Ancak bu fikrin olgunlaşması için Van`da bulunan yerel medya mensuplarının bir araya gelip bir inisiyatif ortaya koyması gerekir. Bu proje sadece buraya değil tıpkı ortak yayın gibi bütün Türkiye`ye örnek olarak gösterilecektir. Bu durumda Van`ın yerel medyası daha da güçlenmiş olacaktır" tespitinde bulundu.
 
"Her Kötüde Bir İyi Vardır"
Deprem sürecinde fert olarak büyük sıkıntılar yaşadıklarını ve birçok sıkıntıya göğüs germek zorunda kaldıkları belirten Ayan, "Ben buradayken bir çocuğum oldu. Fakat ben burada meslektaşlarımla beraber sıkıntıları aşma adına çalışmak zorundaydım ve öyle de yaptık. Eğer karşımdaki gazeteci arkadaşlarım benden daha ağır sıkıntılar yaşıyorlarsa benim çektiklerime sıkıntı denmez. Olsa olsa kader arkadaşlığı derim ben buna. Ben, ailemden uzak olmamı sıkıntı olarak görmüyor ve o kadar da önemsemiyorum. Neticede diğer meslektaşlarım da bu sıkıntıları yaşadılar. Hatta şunu söyleyebilirim ki. Tüm o sıkıntıların içerisinde oldukça güzel ortamlarımız oldu. Sıkıntı hepimizin ortak sıkıntısı. Bu sayede kendim için gördüğüm en büyük artı olarak, Van`da faaliyet gösteren neredeyse bütün basın mensuplarıyla tanışma imkanım oldu. Tanışmanın ötesinde, beraber yedik, içtik, hatta beraber aynı çadırda uyuduk. Bu güzel bir birliktelik idi diye düşünüyorum. Her kötüde bir iyi vardır diye düşünüyorum. Bu depremin benim açımdan en büyük artısı oldu" dedi.
(Fikret Özkan, Murat Dalgın - İLKHA)
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir