• DOLAR 32.592
  • EURO 34.853
  • ALTIN 2505.504
  • ...
Referandum Öncesi  DERİN KUMPAS ŞÜPHESİ
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

M. Erkan Yavuz / Doğruhaber

FETÖ kumpasının mağduru İhya Der üyeleri şimdi de derin bir kumpasın pençesinde. Yıllarca süren davada kimisi yıllarca cezaevi yatan kimisi de göç etmek zorunda kalan üyeler şimdilerde yeni bir kumpas dosyası ile karşı karşıya. Beraat ile sonuçlanan dosya üzerinden tekrardan sorguya alınan üyelerin Avukatı Hüseyin Yılmaz, kirli bir kumpas ile karşı karşıya kaldıklarının altını çizerek, “Ben daha önce İhya-Der davasında avukatlık yapmıştım. Bu dosya da, o kumpasın devamıdır. O döneme ait bazı dinlemeler var. Nitekim o dönemde FETÖ`cülerin yapmış olduğu yasadışı dinlemeler vardı. O dosyalar kapatıldı. Bazı bölgelerdeki STK yöneticilerine, “Dosya kapatılmış ve evraklar imha edilmiştir” gibi belgeler de gönderildi. Fakat Elazığ`da dosyayı kapatmak yerine oradaki usulsüz dinlemeleri ve İhya-Der`deki o kumpası devam ettirmek için, ‘Biz haklıydık, Yargıtay haksızdı, bunlar örgüt üyesidir, bunların örgütsel bağlantıları devam ediyor` dedirtebilmek için, ‘Sizinle ilgili böyle bir duyum var` diyorlar ve oradaki iddiaları gerçekmiş gibi göstererek ve İhya-Der`le de ilişkilendirerek, bir grup insanı suçlu gösterme peşindeler. Böylece İhya-Der davasını da yeniden gündeme getirmek ve o dosyayı kullanmak istiyorlar. Burada, kirli bir kumpas söz konusu. Ayrıca orada devam eden derin bir FETÖ`cü yapı var. Sadece FETÖ`cü de olmayabilirler. Çünkü bunların son dönemde birçok örgütle koalisyonları, ortak çalışmaları var. Yani FETÖ`cü ve derin yapılar oradaki İslami kesime ve STK`lara karşı yeni bir kumpas geliştiriyorlar. Bunun bir polis ayağı var.” ifadelerini kullandı.


Avukat HÜseyin Yılmaz

‘YENİ MAĞDURİYETLERE SEBEP VE FIRSAT VERİLMEMELİ`

Yaşanan kumpas ile ilgili hükümete de seslenen Yılmaz, “Hükümetin ve Adalet Bakanlığı`nın yapması gereken şudur: Soruşturmayı başlatan, talimatı veren ve soruşturmanın başındaki emniyet yetkilileri, izinsiz dinlemeleri delil olarak kabul edip – ki bu suçtur- tekrar o vatandaşları ifadeye çağırıp, soruşturmada da tamamen kumpasa yönelik suçlayıcı bir yöntem izleyen görevliler hakkında işlem başlatılmalıdır. Hükümet bu konuda dikkatli ve uyanık olmalıdır. Yeni mağduriyetlere sebep ve fırsat verilmemelidir.” dedi.

REFERANDUMDA ‘EVET` DİYECEKLERİN KARARLARINI ETKİLEMEYE ÇALIŞIYORLAR

“Yeni mağduriyetler ortaya çıkarmak isteyen, özellikle referandum sürecinde “Evet” diyen çevrelerle ilgili yeni mağduriyetler oluşturularak onların kararlarını etkilemeye çalışılmasına müsaade edilmemelidir.” şeklinde konuşan Yılmaz şunları söyledi: “Kanaatimce FETÖ`cülerin oluşturmak istediği son kumpas, referanduma yönelik olumsuz bir hava oluşturmak ve “Evet” diyenleri küstürmek veya tepki vermelerine neden olmaktır. Bunun iki boyutu var; hem vatandaşların mağduriyeti, hem de hükümete yönelik olan boyut. Madem böyle bir kumpas var, üzerine gidilip ortaya çıkarılmalıdır. Vatandaşların mağdur edilmesine de izin verilmemelidir.”

‘İSLAMİ KESİME BASKI UYGULAYIP SONUÇLARI ETKİLEMEK İSTİYORLAR`

Bu savcının eski savcılardan olmadığına değinen Yılmaz, son olarak şunları söyledi: “Bu, bir ekip işidir. Oradaki kolluk birimleri, emniyetteki FETÖ`cüler bu işin içindedir. Savcı da ya bu işin içindedir veya kandırılmıştır. Bu konuda direk bir şey söyleyemeyiz. Çünkü emniyetin hazırladığı bir dosya var, kendilerine uygun bir savcıyı bulunca da dosyayı tekrar açıp gündeme getirmişler. Ancak işin aslı emniyette bitiyor. Son zamanlarda gelen şikâyetlere dikkat edilirse, Adıyaman, Elazığ ve Malatya`da FETÖ`cü ekibin etkin olduğu ve hâlâ iş başında oldukları görülmektedir. 2010 yılına ait olan ve kapatılmış dosyaların tekrar gündeme getirilmesinin zamanlaması manidardır. Çünkü referandum öncesi böyle kumpaslara başvurmakla İslami kesime baskı uygulayıp sonuçları etkilemek istiyorlar.”

‘FETÖ OLSUN BAŞKA YAPILAR OLSUN KİM VARSA TASFİYE EDİLMELİDİR`

Böyle bir kumpasın içinde olanların, gerek emniyet gerekse de yargı ayağı olmak üzere kumpas girişiminde rol alan herkesin ortaya çıkarılması gerektiğine vurgu yapan

Mazlum-Der Genel Sekreteri Avukat Kaya Kartal da, “Türkiye`nin adeta bir klasiği haline geldi yargı mağdurları. Yani bir kültür gibi oluyor, kim gelirse bunu tepe tepe kullanıyor. Yani buradan adalet çıkmaz. Bu öyle bir şey ki nereye döneceği, kimi ne zaman vuracağı belli olmayan bir sarmala doğru giriyoruz. Böyle art niyetli bir durum var ise derhal gereği yapılmalı ve sorumlular hakkında yasal işlem başlatılmalıdır. Burada FETÖ olsun başka yapılar olsun kim varsa tasfiye edilmelidir.” şeklinde konuştu.


Mazlum-Der Genel Sekreteri Avukat Kaya Kartal

‘BAZI KİŞİLER HER DÖNEMİN MAĞDURU OLABİLİYOR`

Geçmişte yaşanan kumpaslarla ilgili köklü değişikliklerin yapılması gerektiğini söyleyen Kartal, “Burada bir silsile yolu takip ediliyor. Emniyette başlayan süreç maalesef cezaevinde son buluyor. Özellikle kumpasları ayyuka çıkan Tahşiye, İhya-Der, Selam Tevhid ve benzeri davalar ortadayken böyle girişimlerde bulunulması, kumpas kültürünün devam etmesi özellikle de yargı eliyle bunların devam ediyor olması üzüntü vericidir. Yani bunun ivedi bir şekilde tasfiye edilmesi gerekiyor. Yeni oluşturulan yargı ve emniyetin adalet temelli, hak temelli bir mücadele vermesi gerekiyor. Aksi takdirde mağdurların ismi değişse de mağduriyetler devam eder. Hatta bazen mağduriyetlerin ismi değişmez. Çünkü bazı kişiler her dönemin mağduru olabiliyor İhya-Der örneğinde olduğu gibi. Bu anlamda köklü adımların atılması gerekiyor. Orada üç beş kişiyi değiştirmekle olmuyor, olmadığını da görüyoruz.” dedi.


Ak Parti Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt

‘HİZBULLAH DOSYALARINDA SIKÇA RASTLADIK`

“Teyakkuzda olmamız gereken bir süreci yaşıyoruz.” diye konuşan Ak Parti Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt da, “Yaşadığımız süreç sadece Türkiye`nin içini ilgilendiren bir süreç değildir. Aynı zamanda uluslararası bir mücadelenin içindeyiz. FETÖ`cü dediğimiz ve aslında Gladyo ekibi dediğimiz ekip gerek Türkiye`de gerek Avrupa`da faaliyetlerine aktif bir şekilde devam ediyor. Dolayısıyla bu konuda dikkatli ve uyanık olmak zorundayız. Ama bahsedildiği gibi büyük bir tehlike olduğunu düşünmüyorum. Çünkü hükümet de bu konuda dikkatli ve tedbirli davranıyor. Ama bütün bunlara rağmen bu kumpas girişimlerini ve oyunları iletmemiz gerekiyor. Bu boyutuyla baktığımız zaman bunu da bir paranoyaya dönüştürmememiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bir yerde korku salmak da bir politikadır. Moral ve motivasyon açısından psikolojik savaşı da unutmamak gerekiyor. Ama bu konunun boyutuyla da alakalı gereken yerlerle konuşulur diye düşünüyorum.  Bütün bu FETÖ`ye bulaşmış yargı sisteminin gözden geçirilmesi, bunların verdiği hükümlerin ele alınması çok önemlidir. Bu boyutuyla alakalı birçok mağduriyet yaşandı. Özellikle bunlara Hizbullah dosyalarında sıkça rastladık. Bu yargı süreçlerinin çok kirli olduğuna dair ciddi veriler var elimizde. Bunlarla ilgili de gerekli değerlendirmeleri yapmak gerekir.” şeklinde açıklamada bulundu.

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir