• DOLAR 32.475
  • EURO 34.867
  • ALTIN 2479.044
  • ...
Sultan Mahmud ile Diken Toplayan İhtiyar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Sultan Mahmud ile Diken Toplayan İhtiyar

Bir gün Sultan Mahmud avlanırken askerlerinden ayrı düştü.Dikenli çalı çırpı toplaycısı bir ihtiyar adam eşeğini sürüyordu. Diken yükü eşeğin sırtından düştü, adam aciz kaldı, çaresizlikten başını kaşımaya başladı.

Sultan Mahmud onu böyle bir hâlde gördü; çalı çırpısı düşmüş, eşeği çöküp kalmıştı. Sultan Mahmud yanına gidip, “Ey çaresiz adam! Yardım istiyor musun?” dedi. Adam, “Evet, ey atlı! Bana yardım edecek olursan ne olacak ki? Ben kazanırım, sen de bundan bir zarar görmezsin. Görüyorum ki güzellikten nasibin var, iyi birine benziyorsun. Güzel yüzlüler iyilik ederse, şaşmamalı.”

Sultan lütfedip atından indi. Güle uzanır gibi elini dikene uzattı. O hükümdar, adamın yükünü eşeğe yükledi, kendisi de atını askerinin yanına doğru sürdü. Askerine dedi ki: “Şu taraftan yaşlı bir dikenli çalı toplayıcısı eşeğini yüklemiş gelmektedir. Her yandan onun yolunu kesin de karşı karşıya gelelim.” Askerleri ihtiyarın yolunu kestiler. İhtiyarın, sultanın yanına varan yoldan başka gidecek yolu kalmadı. İhtiyar kendi kendine, “Böyle zayıf bir eşekle nasıl yol giderim, işte zalim bir asker.” dedi. Sultanın gölgeliğini görünce korkmaya başladı. Ama yine de sultanın yanına gitmeyi uygun buldu. Sultanın huzuruna kadar eşeğini sürdü. Onu görünce utandı, mahcup oldu. Gölgeliğin altında tanıdık yüzü görünce, hem ihsana erdi, hem de sıkıntıya.

Dedi ki: “Ya Rabbi, halimi kime anlatayım? Sultan Mahmud`a hamallık ettirmişim.” Sultan ona: “Ey zavallım benim! Benim yanımda halin nicedir? Söyle bakalım!” dedi.

İhtiyar: “Durumumu biliyorsun. Beni kandırma. Kendini saf yerine koyma. Çoluk çocuk sahibi bir ihtiyarım. Gece gündüz ovada diken kazıp dururum. Dikenli çalı çırpıyı satıp ancak kuru bir ekmek alırım. Elinde ise, gücün yeterse bana ekmek ver.”

Sultan ona, “Ey dertli ihtiyar! Bedelini söyle altın vereyim, dikenin kaça?” dedi.

İhtiyar, “Ey sultan! Bunu benden ucuza alma. On kese altından daha aza satmam.” dedi.

Askerler, “Ey ihtiyar sus, Bu iki kuruşluk malı maşallah amma da ucuza satıyorsun.” dediler.

İhtiyar cevap verdi: “Evet, bu iki kuruş eder, ama böyle alıcı az düşer. Bu iyi bir alıcıdır. Böyle bir dvletli alıcı dikenime el sürünce, o diken bana yüz türlü gül bahçesi verdi. Kim böyle bir dikeni almak isterse, her bir diken için bir dinar öder.

Onun gibi bir devletli dikenime el sürünceye kadar, mahrumiyet bana ne eziyetler etti. Evet, bu sadece bir dikendir ve değeri de pek yoktur, fakat onun eli değdiği için yüzlerce can değerindedir.

Feridüddin Attar 

Bu haberler de ilginizi çekebilir