İrem Gültekin / doğruhaber

Zalim Firavun `un sarayında onun ilahlığına bir “LA” diyerek cesurca, imani tavrıyla örnek bir hanım… Allah`u Teâlâ`nın tek yaratıcı olduğuna kalben inanan ve inancı uğruna ağır bedeller ödeyen sabırlı bir hanım... Zalim firavun İki evladını gözlerinin önünde şehit etti. Buna rağmen imanından taviz vermeden metanetle bir duruşla nesilden nesile örnek olan bir ana…
Zillet içinde yaşamaktansa izzetli bir ölümü tercih eden tevekkül sahibi bir şahsiyet… Maşite Hatun merhametsiz insanlıktan nasibini almamış Firavun ‘un sarayında hizmetli olarak çalışıyordu. Allah`ın bir lütfu o Allah`a iman etti. İman ettikten sonra imanını saraydakilerden gizliyor, gizli gizli Rabbine yalvarıyor ibadetle meşgul oluyordu.

Bir gün sarayda yapması gereken işlere başlayacakken dilinden “Bismillah” lafzı sesli bir şekilde döküldü. Normalde o ve yanında çalışan arkadaşı bir işe başladıkları zaman “bi izzeti firavun” diyerek başlarlardı. Arkadaşı Doğal olarak Maşite`nin ağzından “Bismillah” lafzını duyunca çok şaşırdı ve merakla sordu:

-Sen ne dedin Maşite?

Maşite: “Bizi yaradan Allah`ın adıyla” dedim. Maşite tüm gerçekleri arkadaşına olduğu gibi anlattı. Belki olur da o da iman eder bu karanlık dünyadan kurtulur, İslam`ın verdiği huzurla yaşamını sürdürür diye düşündü. Maşite anlatması gerekenleri anlattıktan sonra, arkadaşının kafası oldukça karıştı. Bir an “Hayır, böyle bir şeyi kabul edemem” dedikten sonra soluğu efendisi`nin yanında aldı. Bütün olanları tek tek anlattı. Zalim Firavun oldukça sinirlendi ve hemen Maşite`yi çağırttı. Ona sordu:
-“Kâfir olmuşsun Maşite!  Musa`ya ve onun ilahına iman etmişsin bu doğru mu?”

Maşite imanın verdiği cesaretle “Evet” dedi. Firavun ona bazı tekliflerde bulundu. Dünyalık hiç bir şey onun imanının önüne geçemedi.

Firavun sinirle cellatları çağırttı. Ve Maşite`nin iman uğruna çetin imtihanı başladı. Çarmıha gerdiler, tırnaklarını söktüler. Her bir tırnağı söktüklerinde “Maşite vazgeçtin mi?” diye sordular. O; tek kelimeyle “Hayır asla” diyordu. Maşite`nin kızını getirdiler. Annesinin gözlerinin önünde onu şehit ettiler. Bu da yetmedi Maşite`nin daha dokuz aylık bir bebeği vardı. Eğer Firavuna tekrardan iman etmezsen, onu ateşe atarız dediler. Maşite Allah`a sığınarak kalbi imanla dolu olarak “sadece dilimle kabul etsem mi?” diye düşündü. Tam da bu sırada bebeği dile geldi ve şöyle dedi: “Sakın anne, sakın dönme imanından dilinle bile olsa! Vallahi ben şu anda Rabbimizin bizim için hazırladığı cennet köşkünü görüyorum ve seni o kapıda bekliyorum.” Buna şahit olan Firavun bir fitne çıkar korkusuyla hemen bebeği ateşe attı.

Son çare olarak Maşite`nin eşini çağırttı. Onu Maşite`yi dininden döndürmesi için ikna etmeye çalıştı. Maşite de eşi de oldukça kararlıydı. Zalim firavun anlayacağını anlamıştı. Hemen bir kazanın içini yağla doldurmalarını Maşite ve ailesinin o kazanda etleri eriyinceye kadar kaynatılmalarını emretti.

Allah için gösterdikleri tavır biz Müslümanlar için her ne kadar çektikleri zulümler içimizi yaksa da Allah`ın dinini ayakta tutma uğruna o günden bu güne tekerrür etmiştir. Ağır bedeller ödendi ve bunun semeresi kıymet bilenler için çok aşikârdır. Rabbim bu yolda sabır ve sebatla ilerlememizi nasip etsin, kıymet bilenlerden eylesin… Amin