• DOLAR 32.589
  • EURO 34.863
  • ALTIN 2495.46
  • ...
Libya  Tecrübesi Suriye`de Tekrarlanır mı?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
BM’de Suriye ile ilgili oylamada Rus ve Çin vetosunu fırsat bilerek Suriye Baas rejiminin halka ve özgür Suriye ordusuna karşı çok şiddetli bir saldırıya geçeceğinden endişe ediyorduk.  Humus ve civarında meydana gelen son olaylar maalesef bu endişelerimizin gerçekleştiğini ortaya koyuyor.
 
Rejim sözcüleri bu saldırıların Suriye’ye karşı örgütlü silahlı yapılara karşı ve yeniden devlet otoritesinin bu bölgelerde tesis edilmesine yönelik olduğunu söyleyerek  saldırıları savunmaya çalışıyor. Ancak devlet otoritesi masum insanlar öldürülerek tesis edilemez. Humus’a gizlice giren bütün yabancı ve tarafsız muhabirler rejime bağlı güçlerin çok sayıda sivilli öldürdüğü üzerine birleşiyor.
 
Suriye’de kriz derinleşiyor. Askeri çözümlerin önünde olması gereken siyasi çözüm hiç bu kadar uzak olmamıştı. Çünkü Suriye’de büyük güçlerin hesapları var. Bu nedenle meselenin kolay çözülmesi beklenmiyor. Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan, Suriye krizinde yeniden aktif rol almaya başladı. Bu çerçevede Başbakan Erdoğan yakında açıklanması beklenen Türkiye girişimi ile ilgili olarak görüşmelerde bulunmak üzere Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu ABD’ye gönderdi.
 
Türkiye’nin girişimi iki önemli gelişmeye denk geldi. Birincisi, Amerika’nın ve Batılıların Suriye hava sahasının uçuşa yasak bölge ilan edilmesi talebi ve NATO üyesi olması hasebiyle bu kararın uygulanmasında Türkiye’ye önemli rol verilmesi. 
İkincisi, Fransa Devlet Başkanı Sarkozy, BM Güvenlik Konseyinde, Suriye’nin karar tasarısına evet oyu veren 13 ülkenin de aralarında bulunduğu “Suriye dostları konferansının” yapılması nitekim Amerika’nın Suriye dostları ülkeleri acilen toplanması çağrısı da aynı anlamı ifade ediyor.
 
Bütün bu gelişmeler bize Libya’da Kaddafi rejiminin devrilmesini hatırlatıyor. Hatırlanacağı üzere önce Bingazi şehri korunmuş bölge ilan edildi. Sonra Libya ordusundan ayrılan Orgeneral Abdulfettah Yunus, komutasında bir ordu teşkil edildi. Sonra da sivillerin korunması ve Kaddafi güçlerinin Bingazi’ye saldırmasının önlenmesi için NATO askeri müdahalelerde bulundu. Şimdi Suriye’nin Humus şehri, Libya’nın Bingazi şehrinin rolünü oynamaya hazırlanıyor. Suriye rejim güçlerinin Humus’taki operasyonları, Humus’un “korunmuş bölge” ilan edilmesi için uygun ve makul bir gerekçe oluşturuyor. Nitekim Suriye İhvan-ı Genel Başkanı Riyad Eş Şekfa’nın Humus’ta bir soykırımın yapıldığını ifade etmesi bu sürecin hızlanması için gerekçe olarak kullanılabilir.
 
Hakkında bazı bilgiler sızan Türkiye girişimi, Suriye dostlarının bir konferansla bir araya gelmesini öngörüyor. Türkiye, bu konferansın bir an önce yapılmasını istiyor. Libya’yı kurtarma adı altında oluşturulan devletler topluluğu şimdi Suriye dostları ülkeler topluluğu diye isimlendirildi. Dikkat edilirse Libya’yı kurtaran ülkeler burada Suriye dostları ülkeler diye nitelendirildi.   
 
 Rusya ve Çin, Suriye’ye karşı olası bir askeri müdahaleye karşı çıkacaktır. Rusya ve Çin’in BM’deki tutumu Beşşar’ı sevdikleri için değildir. Hatta Suriye’yi sevdikleri için de değildir. Suriye’de petrol yok. Halep fıstığı da kimsenin umurunda değil. Mesele Rusya’nın Suriye’deki askeri üsleri de değildir. Çin’in Suriye’de zaten askeri üssü bulunmuyor. Demek ki Rusya ile Çin’in tavrı başka stratejik sebeplere dayanıyor. Çünkü bu iki ülke, içlerinde bir bütün değildir. Bir ülkenin dışarıdan müdahaleyle dizayn edilmesi yolunun açılması kendileri için de büyük bir tehlike arz ediyor. Bu nedenle bu iki ülke Suriye rejiminin yanında görünüyor.
 
Suriye rejiminin Humus saldırısı burayı “Bingazi’ye” dönüştürmekten ve dış müdahaleye zemin hazırlamaktan başka bir işe yaramayacaktır. Son olarak şunu söyleyebiliriz; Suriye, Libya değildir. Suriye’nin şartları ve uluslararası dengeler Libya’dan farklıdır. Libya rejiminin dost grubu yoktu. Ama Suriye öyle değildir. İran’ın, Hizbullah’ın,  Irak’ın içinde bulunduğu güçlü bir bölgesel bloğun içinde yer alıyor. Bu nedenle Suriye’ye karşı yeni koalisyonun işi kolay olmayacaktır.
 
Herkes Suriye rejiminin devrilmesi gerektiğini söylüyor. Bunu  anlamak mümkündür. Ancak rejiminin devrilmesinden sonra Suriye’nin durumunun ne olacağı üzerinde kimse durmak istemiyor. Bu çerçevede şu soruyu sormak bizim hakkımızdır. Libya’da NATO’nun müdahalesini şiddetle destekleyen Abdurrahman Şalkam, Ali Eterğuni ve Mahmut Cibril şimdi nerdeler? Şuanda hiçbir yerde esameleri okunmuyor.
 
El Kudsül Arabi, Abdulbari Atvan
Çeviri: Mücahid Temel / doğruhaber

Bu haberler de ilginizi çekebilir