• DOLAR 32.56
  • EURO 34.864
  • ALTIN 2427.201
  • ...
Hayatın Başka Bir Sureti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Orhan Özsoy / Doğruhaber

Hayat bir yoldur uzun ve ince… İnsan ise bu yolda yürüyen bir garip  yolcudur... Gelenin de gidenin de gözyaşı döktüğü bir garip dünyanın yolcusu da elbette garip olur. Gelen nereye geldiğini bilmez ağlar, giden nereye gittiğini bilmez ağlar. Nihayet, Bir garip diyarın, garip bir yolcusuyuz.

Rahm-ı maderden dünyaya seyrü sefer eyleyenin yolu dünyada bitmez. Hayat-ı dünya bir konaklamalık yerdir sadece. Bilirsiniz ki; yerinde durmayan, mekan tutmayan kuşa da, insana da göçmen denir. Pekala hangi insan yerinde durur. Hangi insan mekan tutar hayat-ı dünyanın basamaklarında. Konar göçerdir nihayet.

Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri`nin “Yalan Dünya Değil misin” adlı şiirinde dünyanın bu hâli, ne de güzel kaleme gelmiştir;

Eğer şâh u eğer bende,

Her kişiyi salan bende,

Kimse mekân tutmaz sende,

Virân dünyâ değil misin?

Bir kum saatinden damlayan taneler gibi geçer ömür… Günler gelir, günler geçer. Zaman olur ömrü hayatın son demleri ile söyleşir insan… Ömür bir film şeridi gibi geçiverir bir anda. Yarım kalan işler hatırlanır kabrin kapısında. El hak her nefis ölüm şerbetini tadıcıdır.

Hiçbir muvakkit peyda olmamıştır ki şimdiye dek; vakt-i eceli hesab edecek... Hiçbir hekim bulunmadı ölüme çare gösterecek.. Ölümsüzlüğü mükaşefe etmeye çalışan bilgeler, sultanlar, hekimler dermanı başkaca yerlerde aramak yanlışlığına düştüler. Fani bir alemde ebediyet aşkına düştüler. Fani alemin fenaya mecbur olduğunu bilemediler… 

Oysa ölümsüzlüğün çaresini Efendiler Efendisi ne de güzel söylediydi; “Ölmeden evvel ölünüz.” Evet, ölüme çare ölmeden evvel ölmekteydi. Ölmeden önce ölmek; ölümden sonrasını hesaba katmak, hayatın fani tende mahpus olmadığını derk etmekti.

Ölmeden önce ölebilen kişi hadisin sırrınca ölümsüzlüğü tadardı. Bu sırr-ı azime vakıf olurdu. Ölümün bir bitiş değil, aslında yepyeni bir başlangıç olduğunu görürdü. Bu alemin ötesinde, bir alemin, bir hayatın olduğunu bilir. Bu hakikati fehmeden kişi için hayat da güzeldir, memat da güzeldir…

Ölmeden önce ölen, hesaba çekilmeden nefsini hesaba çekebilen, hayat ile ölüm arasında bir nefeslik fark olduğunu idrak edebilen; Bi vefa olan, üç günlük safa olan hasılası cefa olan dünyaya köle olmaz, dünya elinden avucundan kayıp giderken gam ve kedere düşmez. Elde ettikleriyle mağrur olmaz, elinden giden için üzülmez.

Hayat gülistanına matem olup düşen ölüm; hakikatte hayatın bir suretidir. Hayatın ve imtihanın hikmeti asliyelerinin anlaşılması için karşımızda duran bir işarettir. Görmek isteyen görür, anlamak isteyen anlar. Kabrin, bir alemin sonu olması gibi; yeni bir alemin de başlangıcı olduğunu bilir. 

Bu haberler de ilginizi çekebilir