Sıla-i Rahim sadece ziyaret değildir

Dinimiz akraba ziyaretini kesmemeyi ve yakınlarımıza destek vermeyi tavsiye eder. Ancak sıla-i Rahim sadece ziyaretten ibaret değildir. Bunun yanında, yakınlarımızın gözetilmesi, ihtiyaçlarının karşılanması ve gönüllerinin hoş tutulması gerekir. Ayetlerde ve hadislerde, sıla_ı rahimin, namaz zekat gibi farz ibadetlerden hemen sonra zikredilmesi dinimizin bu konuya ne kadar önem verdiğini gösteriyor.

Akraba ziyaretleri

Akrabalar arasında sevgi bağını güçlendirir

İnsanlar yakınları aracılığıyla ihtiyaçlarını karşılama şansı bulurlar.

İnsanlar acı ve neşelerini paylaşarak birbirlerine destek verirler

Hastalık ve yaşlılık gibi durumlarda yakınlarına destek sağlarlar.

Yalnızlık duygusu yaşamazlar, yakınlarını yanlarında hissederler.

Müminler birbirlerinin dostu ve yardımcısıdırlar. Çünkü onlar aynı yolda yürümekte ve kardeşlik duygusuyla hareket etmektedirler. İslam kardeşliği el ele olmayı ve hayatın yükünü birlikte taşımayı gerekli kılar. Akraba ilişkileri ise birliktelik ruhunu daha da pekiştirir. Kişi kendisini düşündüğü gibi akrabalarını da düşünür ve onların iyiliğini ister.

Bir elin parmakları gibi

Hazreti Peygamber, İslam kardeşliğine vurgu yaparken "müminin mümine karşı durumu bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir" dedi ve bu ifadeleri kullanırken iki elinin parmaklarını birbirinin arasına geçirerek kenetledi ve sevgi merhamet ve birbirine şefkatle muamele etmede müminler bir cesedin uzvu gibidirler. O bedenin bir uzvu hastalandığı zaman cesedin diğer organları da rahatsızlık duyar" buyurdu. Hazreti peygamber kardeşlik duygusunun önemini anlatırken "Din kardeşin zalim de mazlum da olsa ona yardım et " dedi. Orada bulunan bir adam "Ya Resulullah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim ama zalimse nasıl yardım edeyim söyler misin? Dedi, Hazreti peygamber, " onu zulümden alıkoyar zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir" buyurdu.

Keşke beni anlayabilselerdi

Lisede ele avuca sağlamayan bir gençtim. Annem de babam da çok fazla baskı yaparlardı.

Liseye geçtiğimde, nasıl olsa büyüdüm diye düşünür ve onlardan uzaklaşır arkadaşlarla takılırdım. Evde her akşam kavga olurdu. Annem biraz daha anlayışlıydı ama babam gerekten çok anlayışsızdı. Lise ikinci sınıftayden sigaraya başladım. O kadar tiryaki olmuştum ki, günde iki paket bitiriyordum. Babam bunu öğrendiğinde evde büyük bir kavga oldu. Onlar benim sözden anlamadığımı görünce annemin aracılığıyla bir psikoloğa götürdüler. Annem dayım ve ev sahibimiz Fahri amca sigarayı ve mensup olduğum arkadaş grubumu bırakmam için çok savaştılar. Ama ben onların isteklerini hiç ciddeye almıyordum. Ama bir gün çok sevdiğim ve her zaman örnek aldığım tarih hocam beni yanına çağırdı ve söze "çok iyi görünüyorsun, sen benim en sevdiğim öğrencilerimden birisin" sözüyle başladı. Benimle konuştu. Ve beni adam yerine koydu. İki arkadaş gibi konuştuk. Bana hayatımı değiştirdiğim takdirde neler kazanabileceğimi sordu. O gün hocama söz verdim ve bir hafta sonra da hem sigaraya hem beni kötü alışkanlıklara teşvik eden arkadaşlara veda ettim. Oysa annemle babam bana iyi davransalardı bunu daha önce yapabilirdim...

Muzaffer Yiğit

"Aranızda selamı yayın"

Hazreti Peygamber insan ilişkilerinde son derece nazik ve şefkatliydi. Bir hadisi şerifinde şöyle buyurur: "Allah`a ve ahiret gününe inanan komşusuna eziyet etmesin. Allah Resülü, Müslümanların birbirine saygı ve sevgi beslemelerini tavsiye ediyor ve bu konuda onlara yol gösteriyordu. "sizden biriniz kendisi için istediği şeyi kardeşi için de istemediği sürece gerçek anlamda iman etmiş olmaz" Bir başka hadisinde de, "İman etmediğiniz sürece cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmediğiniz sürece de iman etmiş olmazsınız. Buyurur. " Hazreti Peygamber, selamın önemine vurgu yapar: "Davranış haline getirdiğiniz zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi_ Aranızda selamlaşmayı yaygın hale getirin" buyurur.

Hazreti Peygamberin Ahlakı

Hazreti Ali Allah Resülünün ahlakını şöyle özetler:

"Hazreti Peygamber güler yüzlü güzel huylu nazik kalpli idi. Hiçbir zaman kaba ve sert davranmazdı. Onun ağzından hiçbir kötü söz çıkmazdı. Kimseyi ayıplamaz ve kalbini kırmazdı. Tartışmaya girmekten, gereğinden fazla söz söylemekten uzaktı. Başkaları adına üç şeyden sakınırdı. İnsanları tenkit etmekten bir kimseye hakarette bulunmaktan başkalarının sırrını öğrenmeye çalışmaktan."

Çay tansiyonu düşürüyor

Avustralyalı bilim adamları, belirli ölçülerde düzenli çay tüketiminin tansiyonu düşürdüğünü ispatladı. Dr. Jonathan M. Hodgson başkanlığındaki ekibin yaptığı, sonuçları Archives of Internal Medicine dergisinde yayımlanan araştırmada, 35 ile 75 yaş arasındaki, tansiyon değerleri normal denekler kullanıldı. Deneklere önce dört hafta boyunca her gün üç fincan çay içirildi. Dört haftanın ardından deneklerin yarısı aynı miktarda çay içmeye devam ederken, diğer yarıya, tat ve kafein miktarı açısından aynı olan placebo çay verildi. Gerçek çay içenlerde üç ay sonra sistolik basıncın (büyük tansiyon) 2,7 mmHg, altı ay sonra 2 mmHg düştüğü görüldü. Diastolik basınçta (küçük tansiyon) ise üç ay sonra 2,3 mmHg ve altı ay sonra 2,1 mmHg azalma tespit edildi.