• DOLAR 32.6
  • EURO 34.837
  • ALTIN 2502.485
  • ...
Alimler Yozlaşmaya Karşı Uyardı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
BATMAN - Toplumu İslam`dan uzaklaştırma, yozlaştırma ve ifsad çalışmalarının bir ürünü olan 14 Şubat Dünya Sevgililer Günü"nün bilinçli olarak yılbaşı kutlaması gibi Müslüman gençlere pazarlanıp inançlarından uzaklaştırma aracı olarak kullanılıyor. Müslümanların örf ve adetlerinde sevgililer gününün yeri olmadığına dikkat çeken kanaat önderleri ve âlimler, toplumu yozlaştırma ve İslam`dan uzaklaştırma aracı olarak kullanılan bugünlerden Müslümanların ve özellikle gençlerin uzak durmaları için uyarılarda bulundular.

 

Kapitalist sistemin çılgınca tüketmek için kullandığı günlerden biri olan Dünya Sevgililer gününün aslında bir Hıristiyan bayramı olduğunu söyleyen Molla Beşir Şimşek, "Bilindiği gibi 1800 yıllarda Amerikalı Esther Howland`ın ilk sevgililer kartını yollamasından sonra kapitalist sistem bu günü de tüketim için bir araç olarak gördü ve bugün 14 Şubat dünyada tüketim çılgınlık seviyesine ulaştığı bir gün haline geldi" dedi.

 

Dinimizde bugünün yeri olmadığını belirten Şimşek, "Zira bayramlarımız Ramazan ve Kurban Bayramıdır. Birçok sebepten dolayı dinimize göre bu dini kutlamak haramdır. Müslümanların İslam dışı diğer bayramları kutlaması, bunlara iştirak etmesi, Allah`ın bildirdiği gerçekleri yalanlayan veya onlara uymayan düşüncelerin ürünü olan fiillerin kutlama günlerini Müslümanların da bayram olarak kabul etmesi küfre bir destek olmaktan, onlara benzemekten başka bir mana ifade edemez." şeklinde konuştu.
Bu Tuzaklara Karşı Uyanık Olun
Müslüman kamuoyunu küfrün bu tuzaklarına karşı uyanık olmalarını, kendi imkânlarıyla bu haramlara destek vermemeleri gerektiğini dile getiren Şimşek, "İslam âlimlerinin bu ve buna benzer yozlaştırıcı tuzaklara karşı Müslümanları bilinçlendirmelerini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

 

2004 yılında Suudi Arabistan Din İşleri Kurulu yetkililerinin ve 2005 yılında Malezya Devlet Din İşleri`nin sevgililer gününün bir Hıristiyan adeti olduğu ve evlilik dışı ilişkileri teşvik ettiği gibi sebeplerden dolayı haram olduğuna dair fetva yayımladıklarını vurgulayan Şimşek, "Ülkemizin diyanet işleri başkanlığından da böyle bir izahatın yapılmasının gerekli olduğunu hatırlatmak istiyorum" dedi.
İnandığımız Gibi Yaşamazsak Yaşadığımız Gibi İnanırız
İslam`ın, Müslümanlardan hayatın her alanını kendi inanç ilkelerine uygun bir şekilde yaşanmasını ve her konuda ona teslim olunmasını emrettiğini belirten Molla Osman Teyfur, "Toplumsal hayatımız buna bağlı olarak şekillenir. Bu doğrultuda değer kazanır ve örnek İslam toplumu bu şekilde tesis olup muhafaza edilir."

 

"Ya inandığımız gibi yaşarız ya da yaşadığımız gibi inanmaya başlarız" diyen Teyfur, "İnançlarını yaşam tarzı yapan toplumlar kendi varlıklarını muhafaza etme kabiliyetini kazanırlar. Dışarıdan gelen zararlı hücum ve saldırılara karşı bünyesini ve değerlerini korurlar" ifadelerini kullandı.
İslam Toplumunu Yozlaştırmak İstiyorlar
Emperyalist güçlerin İslam toplumunu yozlaştırıp kişiliksizleştirmek amacıyla yozlaştırma kültürünü empoze etmek ve onu kültür işgali ile kuşatarak İslami hayattan koparmak amacıyla kendi kokuşmuş düşünce ve hayat tarzını cazibeli bir şekilde İslam toplumlarına sunduklarını vurgulayan Teyfur Hoca, "Ne yazık ki bundan gafil olan nesillerimiz de buna dört elle sarılmakta, kendi hayat tarzıymış gibi kendine model kabul edip hayatını buna göre şekillendirmektedir" dedi.

 

Yoz ve yozlaştırma kültüründen bir tanesinin de 14 Şubat sevgililer günü denilen melanet olduğunu kaydeden Teyfur, "Bir Müslüman için her gün sevgi günüdür. Bir Müslüman Allah`ı, Resulünü, müminleri, eşini, dostunu her an her gün sever. Sevgiyi de İslam`ın tayin ettiği sınırlar içerisinde yaşar" şeklinde konuştu.

 

Sevgililer günü diye bugünü kutlatanların Müslüman nesilleri hatta tüm insanlığı şeref, izzet ve fıtrattan uzaklaştırmak amacıyla yoz ilişkileri pazarlayarak ve hayâ damarlarını çatlatarak kişiliksizleştirmeyi amaçladıklarına dikkat çeken Teyfur, "Böyle bir günü kutlamakla toplumu hayâsızlaştırmak sonra da kişiliksizleştirmek istiyorlar. Bir Müslüman şahsiyetlidir, kişiliklidir. Bir Müslüman aileyi, toplumu korumak için bu toplumsal kültürel işgale direnir. Onunla ve onu temsil eden güçlerle mücadele eder, savaşır. İslami hayatı kendine model kabul edip yaşayarak kendini ve toplumu İslami ilkelerle müzeyyenleştirir ve bu şekilde huzurlu bir toplumsal hayatı tesis eder. Allah bizleri her konuda kendisine teslim olan, İslami ilkeler doğrultusunda hayatlarına istikamet veren müminlerden eylesin. Bizi ve Müslüman toplumumuzu gayri İslami ve zararlı olan akım ve kötü amellerden muhafaza etsin" ifadelerine yer verdi.
 
Veysi Rüzgar, Halid Coşkun - İLKHA
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir