• DOLAR 32.597
  • EURO 34.808
  • ALTIN 2500.14
  • ...
“Ağlamayacağız, Yılmayacağız ve Unutmayacağız”
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Riyad Makaev/Doğruhaber

23 Şubat 1944 Çeçen ve İnguş Sürgününün 73. Yıl dönümü... 

Stalin, İkinci Dünya Savaşı`nda Almanların Rusya`yı işgali sırasında Çeçenlerin ayaklanmasından korkuyordu. Bu nedenle Şubat 1943`te Yüksek Sovyet Komünist Şurası Stalin`in emriyle toplanarak Çeçen problemine derhal son vermeye karar verdi. Bunun için tüm halk Orta Asya ve Sibirya`ya sürgün edilecek, Çeçen-İnguş Otonom Cumhuriyeti lağvedilecek ve ülkenin toprakları Rus ve diğer Sovyetler Birliği nüfusu ile doldurulacaktı. Sürgünün hazırlıkları tam bir yıl sürdü. Özel eğitimli 100.000 ordu ve emniyet gücü askeri manevralar yapmak bahanesiyle Çeçenya`daki her bir köye ve kasabaya sevk edildi. 23 Şubat 1944 arifesinde Çeçen-İnguş Otonom Cumhuriyeti`nin tüm vatandaşları tüm kasaba ve köylerin meydanlarında “Kızıl Ordu” Günü`nü kutluyordu. Toplanan herkes bayram havasındaydı. Güvenlik güçleri tüm meydanların etrafını sardı ve askeri komutanlar da her bir meydanda vatandaşlara tüm Çeçen ve İnguş halkının Orta Asya ve Sibirya`ya sürgüne gönderilmesine ilişkin Yüksek Sovyet Kararnamesi`ni okudular ve insanlara sürgün için hazırlanmış özel merkezlerde toplanmalarını emrettiler. İnsanlar şok olmuştu ve böyle bir şeyin olamayacağına kendilerini inandırmak istiyorlardı ve herkesin aklındaki tek soru: Neden? Ancak askerlerin ağzından çıkan 15-20 dakika içerisinde hazırlanmalarına ilişkin sert yanıtın dışında zihinlerini meşgul eden soruya cevap alamadılar. Emre çabukça itaat edemeyen zayıf yaşlılar, kadınlar ve çocuklar zorla dışarı çıkarıldılar. Gösterilen herhangi bir öfke işaretinin cezası ölüm oldu. Kaçmaya yönelik her girişim silahlardan çıkan mermilerle ölüm oldu! Bazı Çeçenler anlamadığı halde tüm emirler Rusça verildi. Katliamın ilk günlerinden sonra, pek çok dağ, ova, kasaba ve köyler cansız bedenlerle kaplanmıştı. Cansız bedenlere her yerde rastlanıyordu: Evlerde, avluların içerisinde, yollar boyunca, köylerin çevrelerinde ve ormanlarda. Ruslar Çeçen ve İnguşları her yerde öldürdü: Mayınlarla havaya uçurdular, yaktılar, suda boğdular, zehirlediler. Gıda ürünlerinin çoğuna gazyağı döküldü ve yakıldı. Dağılan zehirli yiyeceklerin kurbanları ise çoğunlukla açlıktan kıvranan çocuklar oldu.

Ulaştıkları Orta Asya Cumhuriyetlerinde ve Sibirya`da Çeçen ve İnguşlar hainler gibi karşılandı. Acıyan ve yardım etmek isteyen mutlaka olmuştur. Ancak Çeçen ve İnguş halkına yardım etmek sahiplenmek bile suç sayılıyordu. Hainlere yardım savaş döneminde ölümle veya aynı şekilde sürgün ve ağır cezalarla cezalandırılıyordu. Topyekûn bir halk ölüme terk edilmişti. Bugün Çeçen ve İnguşlar`dan 1945 ve 1954`e kadar doğanların hepsi sürgünde doğmuştur. Bizler dedelerimizin ve ninelerimizin ve baba annelerimizin sürgün günlerinin “hikâyeleriyle” büyüdük. Çeçen-İnguş halkı 13 sene sürgünde çok zor şartlarla ölüm-kalım mücadelesini verdi. Bu zulüm unutulmayacaktı. Çeçen ve İnguş aydınları bu sürgünü anlatan kitaplar şiirler yazdı. Ninniler bile sürgünü anlatan ve yaşadıkları zorluklardan bahsediyordu.

Sürgünde Çeçen ve İnguş halkının yüzde ellisi öldü. Eksi kırk derece soğukta açlıktan ve soğuktan ölen insanlar soğuklar düşene kadar karda saklanırdı. İlk baharla eriyen karla birlikte cesedler ortaya çıkmıştı. Bir de sonra hastalık vurmuştu “zavallı” halkı. Rahmetli dedem anlatırdı, “Çocuklarımızın ayaklarını ısıtmak için köydeki hayvanların dışarıya çıkmasını beklerdik. Hayvan dışkısını bıraktığı zaman çocuklarımızın ayaklarını onun içine sokarak ısıtıyorduk.” Çeçen ve İnguş halkının sürgünde gördüğü zorluğu anlatmak için bu makale yetmez. Anneler çocukları kanla emzirdi. Soğuktan donarak ölen çocuklarıyla uyandılar. Bir lokma ekmek isteyen çocuğa ekmek veremediği için babalar askerlerle çatışarak öldü…

Bugün Çeçenistan`da ve İnguşetya`da farklı bir zulüm ve sürgün yaşanıyor. 1944`te yaşanan sürgün unutturulmaya çalışılıyor. Rus yanlısı hükümetler, Çeçen-İnguş halkının kendi işlediği suçu yüzünden sürgün edildiği yönünde yeni bir propaganda başlattılar. “Her dönemde, Rusya`dan ayrılmak isteyen bazı marjinal gruplar böyle zulümler yapmışlar halka…” diyerek Rusya bu soykırımdan kurtarılmaya çalışılıyor. 1991`de Çeçen-İnguş Birinci Cumhurbaşkanı Cevher Dudayev 23 Şubat Çeçen ve İnguş Halklarının sürgün gününü “Yeniden Diriliş Günü” olarak ilan etmişti. Cevher Dudayev Çeçenistan`nın başkenti Cevherkale`de tüm köy ve kasabadan mezar taşları getirerek, gelecek nesiller hep hatırlasın diye ve sürgünde ölenlerin adına büyük bir “Sürgün Anıtı” açmıştı. Duvarda şu yazı yer alıyordu: “Ağlamayacağız, Yılmayacağız ve Unutmayacağız”

Bugün, Çeçenistan Rus yanlısı hükümeti tarafından sürgünle alakalı hiç bir anma töreni veya çalışması yaptırılmıyor. Dudayev tarafından yaptırılan sürgün anıtını kaldırdılar. Geçtiğimiz yıllarda 1944 Çeçen-İnguş sürgünü ile alakalı programlar düzenleyenleri gözaltına aldılar ve hala çeşitli uyduruk suçlardan cezaevlerinde tutuluyorlar. Kremlin`nin atadığı alçaklar tarafından 23 Şubat Çeçen-İnguş halkının yaşadığı sürgünün sebebi ise Nazi Almanya`ya karşı savaşan Rusya`ya yapılan bir ihanet sonucu olarak yaşandığ yutturulmaya çalışılıyor. Bugün Kremlin`nin atadığı alçaklar kendi halkını yeniden sürgün ediyor. Seslerini yükseltenleri “Boyun eğ ya da terket” politikasıyla Çeçenistan`dan sürgün ediyorlar. Halk korkusundan ses çıkaramıyor. Müdahale yapan insanlar aynı sürgünü ve yahut zulmü görüyor.

Alçaklar “lider” oldu, gerçek liderler öldürüldü. Halk bastırıldı, Çeçenler hala sürgün yaşıyor. Bu zulmün mimarlarının Türkiye`den bile yardım alıyor olması Çeçen halkı çok üzüyor. Buna “DUR” diyen olmayacak mı??? Bugün Çeçenler ve İnguşlar sürgünün 73. yılında yine 23 Şubat gününü “Rus Ordusunun Günü” olarak kutlamak zorundalar. Sürgünde ölen tüm Müslümanları rahmet ile anıyoruz… Ey Yüce Rabbimiz! Onları şehit olarak kabul eyle. Senin dosdoğru yolunda mücadele ederek şehit düşen tüm Müslümanların şehadetlerini kabul buyur! Kalan Müslümanları da söz verip de sözünden dönen alçakların zulüm ve kötülüklerinden koru…

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir