• DOLAR 32.59
  • EURO 34.832
  • ALTIN 2495.732
  • ...
"Fedakârlıkların en üst mertebesi şehadettir"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HÜDA PAR İstanbul Gençlik Kolları tarafından, Zeytinburnu'nda yoğun katılımın gerçekleştiği 'Şehitler Gecesi' etkinliği düzenlendi. HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibyük'ün de katıldığı etkinlikte, Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmed Göktaş ile Şehit Metin Yüksel'in kardeşi Sosyolog Müfit Yüksel birer konuşma yaptı.

Kur'an-ı Kerim tilaveti başlayan programın açılış konuşmasını HÜDA PAR İstanbul Gençlik Kolları başkanı Adem Aksu yaptı.

Ardından kürsüye gelen Sosyolog Müfit Yüksel, şehitlerin fedakârlıkları sayesinde İslam dininin yeryüzüne yayıldığını, şehitler sayesinde medeniyetler inşa edildiğini vurguladı.

"Medeniyetimiz şehitlerin fedakârlığı üzerine yükselmiştir"

İnsanların tevhide, imana olan inançları ve Allaha olan yönelmelerinin şehitlerin fedakârlıkları sayesinde olduğunu belirten Yüksel, konuşmasına şöyle devam etti:

"Din fedakârlık ister. Fedakârlık burada önde yer alan bir husustur. Dinde esas olan,  insanların kendini Allah ve Resulünün yolunda feda edebilecek bir dereceye ulaşabilmesidir. Bizim tarihimizde ve bütün peygamberlerin tarihlerine baktığımızda ve Hz. Muhammed'in hayatına, Asr-ı Saadet baktığımızda bunları görebiliriz. Gerek bizim medeniyetimizi, gerek dinimiz bu fedakârlıklar üzerine yükselmiştir. Fedakârlıkların en üst mertebesi şehadettir. Bu insanların bu fedakârlıkları, şehadet mertebesine erişen insanların bu yöndeki çabaları olmasaydı bekli de Din-i Mübin İslam bu kadar yeryüzünde yayılıp, yüzyıllarca insanlar içerisinde büyük medeniyetler inşa edilemezdi."

"Şehitler dünyaya bağlı insanlar değillerdi"

Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmed Göktaş ise yaptığı konuşmada İslam uğruna şehit olanları diğer insanlardan ayıran vasıflara değindi.

Göktaş, "Bazı şehitlerimizle şehit olmadan önce tanıştım. Onlarda bazı şeyler gördüm. Onlardan size nakletmek istiyorum. Bazı tespitlerim var. Furkan Doğan'dan tutun Yasin Börü'ye, Şehit Hasan'dan tutun, Şehit Aytaç'a birçok şehit tanıdım. Onlardan öncede Allah-u Teâlâ nasip etti Bosna'da, Afganistan'da, Çeçenistan'da şehit olan birçok kardeşimizle beraber olduk. Bir şey gördüm. Yabancı gibiydiler! Bu dünyanın adamı değil gibiydiler! Bizim gibi yürüyorlardı, geziyorlardı ama inanın bu dünyaya yakışmıyorlardı! Biraz sonra gidecek gibiydiler. Hiçbir şey de gözleri yoktu. Hiçbir şeye dört elle sarılmamışlardı. Aynen bir otobüsün bir yerde mola verdiğinde oradaki mola veren insanların bakışları gibi, biraz sonra buradan gideceğiz burası bizim değil. Buraya ne kazma vurulur ne kürek der gibi bir bakışları vardı." dedi.

Yapılan konuşmalar ile beraber şehitleri için bestelenmiş ezgiler de seslendirilirken, salonda kimi zaman duygu dolu anlar da yaşandı. (Ahmet Karakaş - İLKHA)
















 

Bu haberler de ilginizi çekebilir